KANAT TAKMIŞ DÜŞÜNCELER
Yazmak, bazen bir kağıdın kalem ile buluştuğu o ana eşlik etmek, bazen içimizde püsküren o yanardağın lavlarını kağıda boşaltmak, bazen de bir isyan, bir serzeniş ve koca bir yalnızlık demektir.
Kimi insanlar yazmakla acısını unutur, yalnızlığını harflerle, kelimelerle paylaşır, kimisi ise bir devrim yaratır, adını tarihe kazdırır. Yazmak bir ihtiyaçtır; yemek gibi, su gibi, nefes gibi. İnsan bir kere başladı mı yazmaya kolay kolay vazgeçemez. Nefesin olur, sırdaşın olur kağıtlar. Harflerin kağıt üzerindeki dansına doyamazsın. Sait Faik’in de dediği gibi "Yazmasam deli olacaktım". Öyle bir bağımlılık işte.
Yazmak zor değil aslında. Yapman gereken tek şey o anki düşüncelere odaklanmak. Şimdi bu sözüme karşılık olarak " Demesi kolay" diyenler çıkacaktır. Öyle gerçekten, söylemesi kolay ama asıl iş zihnimizde bittiği için bazen hiç de kolay olmuyor. İlham perisi denen şey alıp başını gitti mi dağılır bütün düşünceler, neyi nereye koyacağınızı bilemezsiniz. Sonra oturup "Neyse" diyerek bırakırsınız kalemi. Olmayınca olmuyor işte. Duygular ve düşünceler karışınca ortaya sadece bir serzeniş çıkıyor. Oysa o da bir iç dökmedir fakat ben her zaman başına buyruk hareket eden ilham perilerini beklerim.
İlham perileri gelmeyince harfler dans etmiyor kağıdımda, gözlerim sözyaşlarıma karışıp damla damla düşüyor. Bir kelebeğin toprağa düşmesi gibi kırılıyor cümlelerimin kolu kanadı. Ben mürekkep giymiş harflerimin kağıt üzerindeki asaletini seviyorum. Boynu bükük düşünceler esir alınmış forsalar gibi acınası duruyor.
Yazmak bir düşünce sanatıdır. Ali Fuat Başgil’in dediği gibi: Yazı yazmayı öğrenmek her şeyden önce düşünmeyi öğrenmektir. 70 milyonla gideremediğim yalnızlığımı yazıyla gidermek için bile sabitleyemiyorum düşüncelerimi. Ah şu kanat takmış düşünceler, ne kadar da düşkünler özgürlüklerine. Tutturmuş bir ilham perisidir gidiyor. Ama biliyorum bir gün o kanatlar yorulacak. Çünkü "Bir amaç ancak onu yazıya geçirmekle güç kazanır".
25.02.2016
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.