- 452 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SAYIKLAMALAR-5
Benim doğduğum köyde kış gerçekten acımasızdır. İnsanın suratına vuran bir çaresizliktir!... Çocukluğum da biz bu karlı yollara kara lastikle düşerdik (Trabzon lastiği)..Çaresizlik önce uğuldayarak gelir, sonra alabora ve gözgözü görmez!... Varsa çatıları uçurur, yoksa doldurur onca karı sokak aralarına..Artık yolalmak biz çocuklar için zulmettir karanlık kadar!...
Yine böyle bir gündü, yağan karla birlikte fırtına yolları kapamış, umudumuzu düğümlemişti, biçare okul yoluna koyulduk... Biz askerler gibi tek kolda yürürdük, arasıra huzurumuzu aramıza giren bir köpek bozardı ve sıra kaybolurdu. Yeniden yerlerimizi bulmak için büyük uğraş veriridik. Köyümüze atmışlı yıllarda yapılan bir sağlık ocağı vardı, yine çatıları uçuran bir fırtınayla yüzyüzeydik, diğer mahallenin çocukları da bizim kalabalığa karışmak üzereydi ki, sertçe vuran fırtına bizi biribirimize kattı!...Havada defterler, kitaplar, çantalar uçuşuyordu...Siyah önlüklü, temiz giyimli, saçları iki yanda örük, beyaz kurdelalı bir kızın hıçkırarak ağladığını gördüm!... Fırtına onun sadece kitaplarını, defterlerini almamış, birde yakından geçmekte olan dereye fırlatmıştı...İki gözü iki çeşme kıza yüreğim dayanamamıştı. İçim bir tuhaf oldu! Karakıştı, fırtınaydı ve derinliğini kışın çokta tahmin edemeyeceğim suda kızcağızın defterleri ve kitapları gidiyordu...Daha kendimle pazarlık yapmadım ve o fırtınada suya daldım, belime kadar ıslanmıştım, defterleri ve kitapları topladım suyun yüzünden, kullanılır mıydı, daha kullandı mı bilemem ama, toplayıp kızcağızın koltuğuna verdim. Hayli sevinmişti ama, bu soğukta sevinebilmekte kolay işlerden değildir. Yüzünüz gerilir ve çoğu şeye müsade etmez, zor güler ve ağlarsınız...Gülme adına kızın sadece gözbebeklerinde bir ışıltı görebilmiştim...O bakış aslında bana yetmiş ve ben teşekkürümü çoktan almıştım...
Değirmenin altından çok sular geçecekti, belki o kitapları alıp giden sular değildi ama, hep bana doğru akacaktılar ve bu örüklü kız, karım olacaktı...