Dünyanın en büyük savaşlarından birinden sonra kurtuluş mücadelesi verip Gazi ünvanını alan Türkiye büyük millet meclisi, yüzüncü yılının arifesinde yine bir büyük kirli savaşın gölge aktörlerince ikinci kez Gazi olmak üzere... İktidar Muhalefet ve basınıyla her seferinde sınıfta kalmayı beceren demokratik kurumlarımız bu sefer milletinde katkısıyla özgürlüklerine sahip çıktılar...
Unutulmamalıdır ki güçler birliği ilkesi özgürlükler için tehlike söz konusu olduğunda iktidarın Halkına sığınabileceği tek kaledir. Hiç kimse müstevilerin siyasi emelleri için şahsi menfaatlerini halkın önüne koymasın... Zira söz konusu olan vatandır ve vatanın sat’ı Hak üzere tesbit edilmiş dünya coğrafyasıdır.
İktidar bu kalleş pusunun yegane sorumlusudur. Peygamber ocağını tüttüren askerler ise her türlü ahval ve şerait içinde dahi Türk istiklal ve cumhuriyetini koruyamayıp böyle bir yaralanmaya sebebiyet vermesidir...
Düşmanın ne kadar sinsi tek dişli canavar olduğunun farkında ve idrakindeyiz. Ne askerlerlerimize nede demokratik kurumlarımıza isyan ediyor değiliz... İsyanımız daha birgün önce milletçe acısını paylaştığımız Fransa gibi terörist saldırılara maruz kalmış müttefiklerimizin ikiyüzlü tutumlarına ve uygulamalarına Hakikati haykırmamanızdır. Bu çağdaş ülkeler bizim " medeniyetler ittifakı" projemize katılmıyorlarsa medeniyetler beşiği ülkemizde projemizi küllerinden yeniden doğdurur uygulamaya koyar ve yurtta sulh cihanda sulh düsturu ile yolumuza bizimle yürüyenlerle devam ederiz....