- 1192 Okunma
- 7 Yorum
- 4 Beğeni
POSTAL VE COP MESELESİ.
Rahmetle analım. Bizim oldukça ünlü ve popüler bir feministimiz vardı Duygu Asena diye.
İşte bu Duygu Asena bir gün bir televizyon programına katılır ve programda Atatürk için ‘’Kartpostal Devrimcisi’’ İfadesini kullanır. O sırada evinde bu programı izleyen ünlü şair ( O da rahmetli) Can Yücel hemen tv idaresini arar ve canlı telefon bağlantısıyla programa dahil olur. Duygu Asena’ya ‘’ Kart sana benzer, postal da münasip bir yerine girsin’’ Der, telefonu kapatır. ( O tabii ki münasip bir yer demiyor, direkt malum organın adını söylüyor.)
Niye yazıma bu anektodla başladım az sonra anlayacaksınız.
Dün bu ülkede bir şeyler oldu. Akşam saat 22-23 gibi herkes sosyal medyada ‘’ Ulan ne oluyor?’’ Demeye başladı. İstanbul’da köprülerin kapatılması, Ankara’da savaş uçakların oldukça alçaktan uçuşları…
Derken başbakanın ‘’ Bu bir kalkışmadır’’ Açıklaması…
Tam anlayamamıştık ne olduğunu. Gezi Eylemlerinden çok farklı bir şeyler oluyordu ama ne?
İş yeri İstanbul’un Anadolu yakasında, ikametgahı ise Avrupa yakasında olan büyük oğlum evine gidememiş, bana gelmişti. Köprüler asker tarafından tutulmuştu çünkü.
Hemen peşinden gelen haberlerden bunun bir halk ayaklanması değil askerin darbe yaptığı yolunda izlenimler edindik.
İlerleyen saatlerde ise TRT de askerin yönetime el koyduğu haberleri geldi.
İşin doğrusu TRT de ‘’Sulh Konseyi’’ denen bir şeyin okuttuğu o bildiriye kadar sadece ve sadece ‘’ Ulan ne oluyor?’’ Diyordu herkes. İşin ilginci internet filan da kapalı değildi. ( Çok kısa bir süre kapalı oldu zaten tüm gece boyunca)
Sulh Konseyinin bu bildirisi doğrusu ürküttü beni. Çünkü 1960 ihtilalinde altı yaşında bir çocuk olduğum için çok hatırlamasam da 1980 ihtilalini çok iyi biliyordum. Tek tesellim ise TRT de okunan bu bildiride ‘’ Bu bildirinin tüm tv kanallarında okunması Genel Kurmay Başkanlığının bir emridir’’ Denilmekle beraber hiç bir kanal sallamıyor, bu bildiriyi okumuyor, hatta her zamanki gibi dizi filme devam ediyorlardı. Sadece NTV ( ben onu gördüm. Bir de Kanal a ) durum hakkında bilgi vermeye çalışıyordu.
Sulh Konseyinin bu bildirisine kadar yaklaşık herkes sadece beklemedeydi. Sonrasında feci haberler gelmeye başladı ise de yavaş yavaş anlaşıldı ki bu olay sadece İstanbul ve Ankara ile sınırlı olan ve ordunun tamamının değil, içinden oldukça azınlık bir grubun bir isyanı idi. Yani bir askeri darbe değil. Daha doğrusu Askerin darbesi değil…
Bu arada Cumhurbaşkanı telefon görüntüsüyle katıldığı bir televizyon kanalında halka sokaklara çıkma, demokrasiye ve devlete sahip çıkma çağrısı yaptı, camilerden selalar okunarak insanların sokaklara, meydanlara çıkmaları istendi.
Çok çok ilginçtir ki benim yaşadığım mahalle insanları Gezi Eylemlerinde tencere tava çalmışlardı, bu sefer arabalarına atlayıp ellerine bayrakları alarak sokaklara döküldüler. Sokaklarda sela seslerine tekbir sesleri, tekbir seslerine korna sesleri, korna seslerine ‘’Her şey vatan için sesleri’’ tüm seslere İstiklal Marşı sesleri karıştı. En azından benim yaşadığım mahallede insanlar sağcısı, solcusu, ilericisi, gericisi, Sünnisi, Alevisi, Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı vs el ele gönül gönüle vermişlerdi.
İşte insanların sokağa çıkmasıyla birlikte ‘’ Ne oluyor lan?’’ Diyen bazı tarla fareleri de burunlarını deliklerinden çıkarıp ciyaklamaya başladılar.
İşte o tarla farelerinden bir kaçının ciyaklamaları:
‘’ Bu Tayyip’in bir tezgahı, senaryo, oyun, dümen…Tayyip başkanlık sistemini getirmek ve Suriyelileri vatandaşlığa almak için bir oyun tezgahladı.’’
‘’ Vurun kafayı yatın. Kimse sokaklara çıkmasın. Bu bir oyun’’
‘’Bizim koyun milletimiz bu numarayı da yer, yarın bir gün gelsin %80 oyla başkanlık sistemi’’
‘’ Face Booktan sokağa çıkma çağrısı yapan her kim varsa sayfamdan defolsun. Ben zaten silmeye başladım’’
Bu paylaşımların yapıldığı saatlerde darbeciler on yedi Özel harekat polisini şehit etmişler, Genel Kurmay önünde vatandaşın üzerine helikopterle ateş açarak pek çok insan öldürmüşler, Boğaz Köprüsünde bir vatandaşı katletmişler ve İstanbul’un İşgali sırasında İngiliz, Fransız gavurunun bile yapmadığını yaparak Türk Milletinin parlamentosunu bombalamışlardı. Ve bu tarla fareleri Özetle ‘’ Bütün bunlar Tayyip’in tezgahı’’ Deme şerefsizliğini sergilemekten çekinmiyorlardı.
Yani Tayyip Erdoğan -sırf başkanlık sistemini getirmek için- halkı sokaklara döküyor, sokaklara dökülen kendi taraftarlarını öldürtüyor, kendi polisini şehit ettiriyordu (!)
İçi bol küfürlerle dolu bir mesaj yayınlayarak her kim bu olayın Tayyip’in tezgahı olduğunu düşünüyorsa hepsini sildim, arkadaşlığımdan çıkardım.
İlerleyen saatlerde yeni cevherler yumurtlamaya başladılar:
‘’Bırakın yahu bu darbe ayaklarını. Böyle darbe mi olur? Darbe yapacak olan adam sokak sokak, ev ev bütün ülkeye hakim olur. Televizyonlar açık, internet açık, İstanbul ve Ankara dışında hiç bir yerde bir hareket yok’’
İşte şimdi burada yukarıdaki anektodu niçin anlattığımı anlamışsınızdır.
Bu çok çok uyanık (!) vatandaşlar ( Biz koyun oluyoruz, onlar her şeyi gören, anlayan uyanıklar) 12 Eylül darbesinde olduğu gibi askerin postalı ya da polisin copu bir yerlerine girmediği takdirde olan şeyin bir darbe olduğunun farkına varamayacaklardı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ta en başından ‘’ Bu bir darbe, hükumetin yanındayız’’ Dedi, bunlar ‘’Evet darbe’’ Diyemedi. ( Bunlar içinde pek çok Ülkücünün Bozkurt işaretleri ile sokaklara döküldüğünü gördükleri halde bazı kendilerine Ülkücü diyen çapulcular ‘’ Bu Tayyipin Tezgahı. Vurun kafayı yatın. Sokağa mokağa çıkmayın dedikleri gibi sokağa çıkma çağrısı yapanları sildiler. Başkalarına ‘’ Vurun kafayı yatın dediler ama kendileri fitne üretmek için asla yatmadılar.)
CHP Genel Başkanı ‘’ Bu bir darbedir. Biz darbelere her zaman karşıyız. Demokrasinin yanındayız’’ dedi, bunlar yine ‘’ Darbe değil, senaryo’’ dediler.
HDP ‘’Darbe’’ dedi ve karşı olduğunu belirtti, Bunlar ‘’ Tayyipin düzenlediği bir oyun’’ demeye devam ettiler.
VATAN Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ‘’ Darbelere geçit yok’’ Dedi, bunlarda halen aynı terane.
Dahası bu satırları yazdığım an itibariyle yüz altmış bir şehit ve yüzlerce yaralı var ama bu bahsettiğim tarla fareleri hâla ‘’ Bu Tayyip’in bir senaryosu’’ Demeye devam ediyorlar.
İşin aslına bakarsanız ‘’Tayyip’in bir senaryosu’’ Diyenlere bile o kadar kızamıyorum. Neticede bizim millet çabuk unutur benzeri darbe girişimlerini. Örneğin Talat Aydemir ismi ile özdeşleşen darbe girişimlerini…Bir ayaklanmanın ille de yönetimin ele geçirilmesi şartıyla darbe olarak kabul edilmemesi gerektiğini bilmezler. Orası tamam da ‘’ Bu bir darbe değil, senaryo, evlerinizde oturun. Sokağa çıkma çağrısı yapanlar ! Defolun arkadaş listemden !’’ Diyenlere ne demeli?
Ama beni bilirsiniz. Duramadım ve dedim ki : ( Bu yazdıklarım yüzünden belki de bu yazım silinecek… Olsun. ) [ Daha olayın başlarında face bookta yazdıklarım: ]
Tayyip Başkanlık sistemini getirmek ve üç milyon Suriyeliyi Türk vatandaşlığına almak için 17 polis öldürttü(!), Meclise yürüyen bir sürü Ak partlilinin üzerine ateş açtırdı(!) Türkiye Büyük Millet Meclisini bombalattı(!), Boğaz köprüsünde askeri vatandaşa ateş açtırdı (!) daha bilemediğimiz bir sürü insanı öldürttü ha??
Beyninize..... Ama öncelikle vicdanınıza ..... İnsafınıza ......
’ Evinizde oturun. Bu bir oyundur’ Yazan parmaklarınıza .......
Evinde oturmayanlar hiç olmazsa ’ Ya gerçekten bir darbeyse?’ Dedi ve sokaklara çıktı. Demokrasiye sahip olma düşüncesiyle, bu ülkede senin çocuğun 1980 li yılların başında olduğu gibi sorgusuz sualsiz evinden alınmasın. ’ Bir sizden bir bizden’ Denilerek asılmasın düşüncesiyle sokağa çıktılar.
Söyle bakayım ey dangalak, ey beyin ve idraksiz yaratık.
’ Hiç aklının ucundan geçti mi ’ Ya gerçekten de darbeyse’ Diye düşünmek.
Sokağa çıkma çağırısı yapanları silenler !
Hiç biriniz umrumda değilsiniz. Defolun sayfamdan ( Bazı satırlar aslında çok daha ağırdı. Bir edebiyat platformunda o küfürleri yazamadım.)
Beyinsiz dostum olacağına akıl fikir sahibi düşmanım olsun daha iyi.
Unutmadan.
Tarihte tam olarak bu gün ( 15 Temmuz ) Ne olmuştu biİiyor musunuz?
7 Temmuz 1099 da Kudüs’ü işgal eden Haçlı ordusu 15 Temmuz 1099 günü öğleden sonra, akşam üstü ve ertesi sabah şehre girdi ve Kudüs’te bulunan bütün Müslümanları ve Yahudileri öldürmeye başlayıp dünya tarihinde eşine az rastlanır bir vahşet gerçekleştirdi. Haçlı ordusu Kudüs’te iki gün içinde şehirdeki 70 binden fazla olmak üzere tüm Müslümanları ve Yahudileri kılıçtan geçirdiler.
SİZE DE MANİDAR GELDİ Mİ?
Bir de şu sela seslerinden rahatsız olanlar var ya iki laf da onlara edeyim:
Hani kutsalım olmasa o selaların okunduğu camilerin minareleri…. Diyeceğim ama diyemiyorum. İşte onlar Can Yücel’in dediği gibi postalla, daha da güzeli copla tatmin olsunlar artık.
Bu menfur olayda ölen tüm masum asker, polis, sivil vatandaşlarımıza Allahtan rahmet diliyorum. Kabirleri pür nur, makamları cennet olsun. Gazilerimize Yüce Rabbimden acil şifalar diliyorum.
Sokaklara dökülen mücahitler,mücahideler, serdengeçtiler, bozkurtlar, yurtsever kardeşlerim !
İçinizdeki insanlıktan nasibini almamış bir kaç vahşi yaratığı ayıklayın !
Allah rızası için…
Zavallı asker emir kulu. O gencecik fidanlar belki de neden ve niçin orada olduklarını bile bilmeden Boğaz Köprüsü üzerinde kendine verilen emir gereğince nöbet tutuyordu. Üzerinde Türk askeri üniforması bulunan ve büyük ihtimalle her şeyden habersiz bir masum yavrunun, rütbesiz bir erin kafasını kesmek ne demek?
‘’Allah rızası, vatan sevdası’’ diye çıktığınız bu kutsal yürüyüşte Allaha reva mı böyle bir barbarlık?
Her kim bu şeklide barbarlıklara imza atarsa Allah onu da kahreylesin. Olmaz…Darbeye karşı olmak hukuk içerisinde olmalı. Yazıktır, günahtır. O kuzuların çoğu inanın sadece ve sadece emir kulu ve ne olup bittiğinin farkında bile değil. Yapmayın etmeyin…
YORUMLAR
Değerli hocam çok güzel ifade etmişsiniz yaşananları, benim anlamadığım şu; Cumhurbaşkanımız nasıl bir adammış ki, Suriyeyi istediği gibi karıştırıyor ve oradan gelecek üç milyon insanı ileride oy potansiyeli olarak kullanmayı hesaplıyor. Ya da Avrupa'ya kendini kabul ettirmek için terörist guruplara Avrupa'nım istediği şehrinde eylem yaptırıyor hatta Türkiye ancak üç bin yılında birliğe girebilir diyen İngiltere başkanının ayağını kaydırıp İngiliz kamuoyunu birlikten çıkması konusunda o yönde oy kullanmaya ikna edebiliyor. Yetmedi siyasi amaçları için kendi ülkesinde de darbe kurguluyor.O zaman gerçekten de çok muhteşem bir insanmış. Bir an için kabul edelim ki darbe senaryo olsun, daha iyi ya ordu da kendi meclisini bombalayan kendi halkına ateş açan sonrada milletin malı olan askeri helikopterle Yunanistan'a kaçıp sığınma talep eden onursuz subaylarımızın da olduğunu görmüş olduk.
Askerin kafasının kesilme olayı doğru mu? İlk defa sizin yazınızdan öğrendim çünkü yandaş veya karşıt hiçbir haber kanalında rastlamadım da velev ki doğruysa da konuyu bilmemekle beraber muhtemelen o da savunmasız sivil insanların üzerine ateş açmıştır yani öyle çokta masum olmayabilir. Nihayetinde o elbiseyi giyen ve sivilde ne psikopat olan insanlar da var.
Keşke hiç kimse ölmemiş olsaydı,yaşananlar ülkemiz için hayırlara vasile olsun Rabbim ülkemizde kan akıtmak isteyenlere fırsat vermesin.
Kaleminize emeğinize sağlık.
Saygı ve sevgilerimle.
Sami hocam.
Bu bir senaryo diyen çakma vatan severler in hepsi; bankamatiklere üşüştüler, yangından mal kaçırır gibi benzinliklere doldular. Şimdi de Tayyip in senaryosu diyerek algı oluşturuyorlar.
Saygılar
çakır-bey tarafından 7/16/2016 6:41:21 PM zamanında düzenlenmiştir.
3 ihtilal görmüş birisiyim 1960 da lise son sınıfta sınavlara giriyordum.(1960 da liseyi bitirmek için tüm derslerden sınava giriyorduk. 27 mayıs günü fizik sınavım vardı.) İkinci ihtilalde 3 çocuklu bir anneydim. 3 cüsü oldu bitti.
Ama dün gece olanlar çok değişikti. Ankara da herkes dışardaydı ve korkmuyordu. Siviller polisle eleleydi.
Evlerimizin üzerinden defalarca alçaktan uçaklar uçtu. Sesten bizim Limon (köpeğimiz) bile çok korktu. Bu arada TV ler yayındaydı Bir ara Digitürkü kestiler ama internet hep açıktı. pc de izledik gelişmeleri. Demokrasi için sokaklara dökülen halkımı gönülden kutluyorum. Var olsunlar. Patlayan bombaların altında demokrasiye sahip çıktılar. Hayatını kaybeden vatandaşlarıma Allah'dan rahmet , yaralılıara acil şifalar dilerim. Başın sağ olsun Türkiyem..
Bu yazı için teşekkürler Sami Hocam. Saygı ve selamlar....,