Akşamdan kararlaştırmıştık, sabahleyin Kuşkayasına avlanmaya gidecektik! Sabahleyin saat 06.00 da kalkıp üstümü başımı giyerek, emanet aldığım tek kırma Tüfeği sırtıma vurup çıktım dışarıya. Evimiz Gamsızlar sokağının Sivas- Erzincan yolu üzerinden 30 metre aşağı da, Aydınlar caddesinden girildiğinde 50 Metre yukarıda. Tek kırma Tüfek sırtımda Aydınlar caddesine çıktım rahmetli arkadaşım Hacı’nın evlerine doğru ağır adımlarla yürürken bir sigara yaktım. ’’ Allah Allaaahhh sokaklar bomboş, hiç bir Allahın kulu yok! Neredeler sabah kalkıpta işe gidecek olan o kadar insan!’’ Diye düşünerek Mehmet Akif İlkokulunun önüne geldim. Aydınlar caddesi bitmiş Reşitpaşa caddesine çıkmıştım! Yine Allah Allah, bu caddede bomboş! Bu Millet kafayı yemiş olmalı ki hiç kimse ortalıkta görünmüyor! Halbuki bu sonbahar gününde herkes bağına bahçesine gitmek zorunda! İki ay sonra Zaraya kar düşecek ve istesende tarlaya filan gidemezsin! Düşünceleriyle Rahmetli topal Hacı bakkalın önünden Ayvazlar sokağına girdim. Yarabbii burada da kimsecikler yok! Yüzyirmi metre sonra arkadaşımın evinin önündeyim.Onlarda daha kalkmamış olmalılar ki evleri tamamen sesizliğe bürünmüş durumda. Kapıyı elimle vurdum ve beklemeye başladım. Kapı içerisinde bir kıpırdanma oldu ve arkadaşımın bir büyüğü olan Mustafa sert bir ses ile ’’Kim o’ diye seslendi. ’’ Benim Mustafa Sezai’’ dedim. Ve kapı açıldığında bütün ev ahalisi hortlak görmüşçesine bana bakıyorlardı! Mustafa ’ Sezai nasıl geldin buraya kadar’ diye sorunca, şaşırma sırası bana gelmişti! Yürüyerek dedikten sonra Mustafa sırtımda asılı duran Tüfeğin kayışından tutarak beni evin içine sert bir şekilde çekti. ’’Oğlum sen kafayı mı yedin. İhtilal oldu, haberin yok mu? ’’ Ahah naneyi yedik Koministler İhtilal yapmışlar ve Türkiyeyi Kominist edecekler! Düşüncesiyle Ne ihtilali, kim yapmış nerde yapmış? Ölen var mı, Askeriye ne diyor, Hükumet uyuyormu??? Ya Türkeş nasıl müsaade etmiş Koministlerin İhtilal yapmasına? Ülkücüler neredeler, onlarda sesiz mi kalmışlar??? Neden buradayız o zaman haydin sizde silahlarınızı alın da çıkalım Askere yardım etmeye!!! Dur oğlum dur, hele bir otur, Askeriye Darbe yapmış, Demierl’i al aşağı yapmış, yönetime el koymuş!!! OOoooohhhh rahatladım! Söylesene yahu bende neler saçmaladım! Askeriye nede olsa bizim Askerimiz o zaman korku yok!!! Oğlum saçmalama Darbe dedim darbe!!! Olsun ben rahatladım ya!
Mustafa uyanık çocuk, hemen sırtımdan Tüfeği alarak, kırmasını kırıp bir çuvalın içine koydu ve Evlerinin önündeki Selvi Kavağının sık dalları arasına çıkarak sakladı ve indi aşağıya. haydi sen de evine git. Yalnız Askerler seni görmesinler! Bu anlattıklarım topu topu yarım saate sığdı. Yani saat 06.30 sıralarında, Askeriyenin darbe yapmış olduğunu, Yönetimin Kenan Evren’ de olduğunu öğrenmiştim. Bahçelerden, Bacalardan, duvar diplerinden gençliğinde vermiş olduğu çeviklikle zıplayarak eve vardım. Rahmetli anam üstüyle yatağının kenarına uzanmıştı! Namazdan sonra aslında uyumaz ev işlerine bakardı. O gün ne hikmet ise ben evden çıkarken dahi ortalıkta yoktu. Demekki Hayati ağabeyim’i yolcu ettikten sonra dinlenmek amacıyla uzanmış ve uykuya dalmıştı! Hızla odaya girerek Televizyonu açtım ve Kenan Evren demeç veriyor du! Yönetime el koyduk...
Rahmetli annem seslere uyandı ve’’ sen hala gitmedin mi, neden oturuyorsun ’ diye sordu.Anne sakin ol Kenan Evren Darbe yapmış, yönetime el koymuşlar!!! Dedim. Rahmetli bir feryat ile fırladı yerinden ve söylenmeye başladı!
---Vuuu gözün kör ola Evren Demireli de asacaklar!!!
---Menderesin başını yediler sıra Demirel’e geldi!
---Gözün kör ola Evreeeen, gözün kör ola!!!

Annemi durdurmanın imkanı yok. Ama ağabeyim Hayati aklına geldi!
Gece saat 03.00 de Hayati Kamyon ile Kayseriye gitmek için çıktı! İnşallah başına kötü bir iş gelmez.Diyerek dualara başladı! Ve üç-beş dakika sonra ağabeyim Hayati merdivenlerden seslendi.
---Annee ben geri geldim, Kapıyı aç.
Annem bir sevinçle kapıya koştu. Sanki oğlunu epey bir zamandan sonra yeni görüyormuşçasına boynuna sarıldı.

Çok şükür üç oğluda yanındaydı. En büyüğümüz olan Zonguldakta Polis Memuru olduğundan o yönden içi rahattı!

Şimdi ki Milletin tepkisine bir bak! 12 Eylül 1980 deki Milletin tepkisine bak!!!

Ya Rabbiii biliyorum ki sen bu kutlu Milletin Koruyucusu ve kollayıcısısın. Devletimize, Milletimize kim Hainlik ediyorsa Kahhar isminle kahr ı perişan eyle.(Amiiiinnn)


Sezai KAYA