- 807 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
SAHİ ÜLKEMDE DARBE Mİ OLDU?
Evde erzak yok denecek kadar azalmıştı.
Üstelik de ne ekmek, ne kahvaltılık vardı. Cumartesi nasıl olsa semt pazarımız kurulacaktı. Köylülerden alırım, diye ertelemiştim.
Banka kartımı alıp Vakıfbank ATM den para çekmek için evden çıktım.
Aneee o da nee?
Yazlıkçılar bankamatik önünde iki sıra uzun kuyruklar oluşturmamış mı?
Yanlarına umutsuz, "aklıma gelen ihtimal korkusuyla," keyifsiz yaklaşıp sordum:
"Neler oluyor burada?
Sesler koro halinde havaya yükseldi
"Darbe oldu..!"
"Tamam, da bu kuyruk nedir? Bankalar da mı darbe yapıyor?"
"Sizin haberiniz yok galiba,"
Benzer sesler arasına karışan farklı yanıtlar konuşmalarla ürkmüştüm de açıkçası.
Hiç bir ATM para vermiyordu. Kimileri de arıza veriyordu.
Ekmek ve süt almak için elimdeki karta güvenerek az ileride bulunan Migros’a koşturdum.
Aaa o da ne Migros neden bugün erken kapattı ki acaba?
Yüksek sesli düşünmüş olmalıyım ki bir kadın bana "A100 e gidin orası açık," dedi.
A101 markete hızlı adımlarla adeta koşturmaktaydım.
Bir yandan da düşünüyordum:
"Ya ekmek bulamazsam?" diye...
Allah’tan A1001 açıktı.
İçeri girdim ki AAAA O DA NE?
Üç kasada uzunca bir kuyruk, bir yandan insanlar panik halinde rafları boşaltıyorlardı.
Hey gidi günler hey!
Neyse efendim bende başladım ne var ne yok almaya...
Doldu mu sepet tıka basa..!
Alışveriş sendromuna mı kapıldım ne!
Kasaya geldim; Kartı uzattım.
Geçmiyor.
"Yanıt vermiyor hanımefendi, bankanızla görüşünü" demez mi çocuk!
"Sepeti sağa çektim:
"Evim çok yakın. Para alıp geliyorum. Lütfen bu sepeti dağıtmayın."
Eve koşturdum.
Sokaklar, caddeler insan sesleri korna sesleri birbirine karışmıştı. Üstelik kornaların acı acı daimi çalmaları hızla geçen ambulanslar yüreğimi ağzıma getiriyorlardı.
Allah’ım neler oluyor güzel ülkemde?
Eşim üç gün önce küçük bir kaza geçirmişti. İhmal etti gitmedi hastaneye. Bugün gitti. Meğerse sağ eli iki yerden kırılmış... Hastanede elini II. Ramses gibi mumyalamışlar, sarıp alçıya almışlardı.
Bu nedenle bana hiç yardımı olamazdı.
Nefes nefese eve vardım. Ne olur ne olmaz, diye bir köşeye sakladığım parayı alıp yeniden markete koşturdum.
Market boşalmıştı.
Vay canına!
Ülkemin insanı ne de açmış!
Tıpkı ben gibi:)))
Evet ağlanacak hale gülüyoruz şimdi sevgili Gürsel Pal’ın dediği gibi...
Malzemelerimi alıp marketten çıktığımda güvenlik kapıda içeri girmeye çalışan insanları,
"Artık market kapandı... Giremezsiniz!" diye ellerini her iki yana açmış girmek için itişip kakışanlara engel oluyordu.
Eve uf puf vardım.
Eşim şaşırmıştı:
"Marketi mi satın aldın yoksa?"
Aklıma rahmetli annemin sözleri gelmeseydi inanın 2 süt ve ekmekle eve dönecektim.
"Kızım ben dokuz yaşında bir çocuktum. Savaş sonrası yokluğun içinde büyüdük. Annem buğday hasatı yapılmış, boş tarlalarından tek tek buğdayları toplardı ve eve gelir onları iki taşın arasında öğütür bize ekmek pişirirdi.", Allah, bir daha bize o yokluk günlerini göstermesin kızım... Her zaman yedeğinde az para, az da unun şekerin ve yağın olmalı."
Balkona geçip oturdum. Aman, aman ne gürültü vardı caddelerde. Marşlar söyleniyor ve bayraklar ellerde parmaklarda RABİA işaretleriyle tekbirler getiriliyordu. Bu durumu ilk kez gören; sanki ulusal bayramlarımız kutlanıyor sanırdı.
Canım ülkemin insanı neden ayaktaydı?
Bankamatiklerde neden bekler yüzlerce insan?
Araçlardan, ellerinde bayraklarla insanlar, neden bu saatte sokaklardalar?
Beş ezan çoktan geçti... Şu saatlerde minarelerden neden ALLAHUEKBER sesleri yükseliyor?
Emir büyük reisten gelmiş olmalı...
Evimde TV yok. Radyom yok.
Bilmemek ne kötü...
Sorularım çok doğal tabi...
SAHİ, ÜLKEMDE DARBE Mİ OLDU?
Neyse...Umarım değildir.
Yarın yurdumuzda umarım aydınlık ve huzurlu bir gün bizi karşılar.
Kalın sağlıcakla...
Emine Pişiren/ Altınoluk
16.07.2016