- 587 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
NEDİR BU HALİN?
Dünya insanoğlunun ceza çektiği değil, kendi hür iradesi ile sınava tabi tutulduğu mekândır. Dünyanın anlam ve amacını bilmeyenlerin bu gezegende işleri zordur.
Allah insanoğlunu dünyaya gönderirken mükemmel yaratılmışa, mükemmel canlı diye göndermiştir. Yani halife, istediği gibi yönetsin diye gönderdi.
Bugün dünya üzerindeki insana, Allah’ın halife olarak gönderdiği kula baktığımızda yöneten değil, dünyanın esiri olmuş bir insan görüyoruz.
Tabiri yerindeyse Allah bizi halife olarak yarattı, bizim cahilliğimizden dünya bizim halifemiz oldu.
Dünyaya değer verenlerin dünya kadar derdi olur.
Değer vermeyip ne yapalım?
Burasının bir misafirhane olduğunu unutmayacağız. Buraya gelişimizde nasıl bizim fikrimiz alınmadıysa gidişimizde de fikrimiz alınmayacak arkadaşlar.
Bizim dünyadaki kalma süremiz, kazanacağımız para, teneffüs edeceğimiz hava, yiyeceğimiz ekmek ve su bellidir. Bunu tamamlayan bu dünyadan göçer. Sadece vaktini biz bilmiyoruz.
Biz yukarıda saydıklarımızın miktarını bilmiş olsak boş verin başkalarının elindeki çalmayı, elimizdekilerden bile kurtulmak isteriz.
Senin bir milyon paran olunca öleceğini bilsen, sen paranı bir milyon yapar mısın?
Aldığın nefesi bile idareli kullanmaya çalışırsın. Kullandığın suyu tasarruf ederek kullanırsın ki, dünyadaki suyun bitmesin.
Biz her şeyin gelişi güzel yaratıldığını zannettiğimizden gelişi güzel bir hayat yaşıyoruz. Yanlış.
Allah insanı kaldıramayacağı yükü yüklemez. İnsanlara baktığımızda herkes durumundan şikâyetçidir. Öldüm, bittim, mahvoldum edebiyatı yapıyor.
Herkesin psikolojisi bozuk ve depresyonda. Aslında böyle yaşamak hoşumuza gidiyor ama kimi kandırıyorsun.
Bunun üzerine yani psikoloji üzerine görev yapan insanların sayı belki milyonlara varmış. Çözüm var mı?
Yok.
Neden?
Nasıl herkesin başına bir polis dikemeyeceksen, o zaman polisin başına da polis dikmek zorundasın.
O zaman bu iş psikoloji ve psikiyatri uzmanlarıyla olmayacak. Tamam, rahatsızlığı olanlara sözümüz yok. Bu milletin hepsi mi rahatsız?
İnsanlar kendilerini psikoloji, psikiyatri, rehberlik ve yaşam koçluğu gibi kişi ve kuruluşlara atıyorlarsa kolaycılığa kaçtıklarındandır.
Şöyle bir istatistik yapsak son on yılda artan bu kişilerle toplumumuzun psikolojisi düzeldi mi diye emin olun daha geriye gittik.
Neden?
Çünkü mesele kendimizi başkasına emanet etme meselesi değil, kendimizi tanıma meselesi.
O meslek kuruluşlarında çalışanların psikolojilerini inceleseniz emin olun toplumun rahatsızlık oranıyla aynı oranda rahatsız olduklarını göreceksiniz.
Çözüm nedir?
İnsan öncelikle kendini bilecek ve ona göre hareket edecek. Oturup da ben bu dünyaya neden geldim, ben böyle bir dünyada yaşamak istemiyorum veya rolümden memnun değilim demeyecek.
Verilen rolü en iyi şekilde oynamaya çalışacak.
Bizim en büyük derdimiz başkasının rolünü oynamaya çalışmaktır.
Topluma baktığınızda öne çıkarılan kişiler gibi olmaya çalışan bir topluluk görürsünüz. İşte bu toplulukların tamamının psikolojileri bozuktur.
Sen sana verilen rolü oynamadığın müddetçe psikolojin düzelmeyecektir.
İnsan maddi ve manevi olmak üzere iki kısımdan yaratılmıştır. Sen başın ağrıyınca kunduracıya gidiyor musun?
Psikolojin bozulunca da kuaföre veya alışverişe değil, manevi boşluğunu dolduracak yere gideceksin.
Neresi mi?
Yaratanına.
Yoksa daha çok şikâyet edeceksin.
Muhabbetle!..
13.07.2016
Osman GİRGİN
[email protected]
osmanlıhaber.com
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.