SAHTE SEVGİLİM / BİNLERCE MASKENİM SENİN
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
ONCA YÜZÜNE BİNLERCE MASKEYİM BEN
Ne çok yüzünü biliyorum senin. Hüzne yatkın, terk edilişe tutkun yüzlerini. Sevişirken soluğu kesilen halini. Ne çok yüzünü biliyorum senin sevgili.
Kaybedemeyeceğin elde var birlerini düşünüyorum. Titrerken sıcaklarda bile sevgini düşündükçe, susuşlarını biliyorum örneğin. Biliyor musun düşünüyorum da korkmakta haklısın benden.
Bütün kirlenmişliklerine tanığım senin çünkü. Hayatını sorgusuzca bir meçhulün avuçlarına bırakışına şahidim. Ne acı, savunmasız bir sen şimdi gözlerimin önünde. Tanıdığım o sen değil. Hani herkesin hayran olduğu, hani düşünceleri billur ama içinde kavgalı sen değilsin şimdi. Değiştin kabul et, kabul et ve bitir artık bu oyunu. Düşünsene ; beni inandırabilir misin sen.
Onca yüzünü biliyorum senin. Maskelerin bende üşüyor. Saçlarını okşayışı gibi rüzgârın ağır ve asaletli duruyor hâlâ tenimde ellerin. Ben o senin ilk öptüğün göçmen kız gibi değilim. İçine inebildiğin uçurumunum senin. Unutmak için tekrar, tekrar anımsadığın kendi suretinim. Gecelerin yıldızlarını çalıp avuçlarına, armağan gibi sunduğun yaralı sevgin bende. Saklıyorumdur belki eski bir malikâne olan gönlümün en kuytu odasında düşünsene; ne derin seviyorum seni.
Bu sahte Shakspeare oyunu yaptığın;
“Bahanemi kabul görüp eder bana hep dikkat. ’
Güzelliğini benden almasıdır buna delili!
Yineler o her eskidiğinde dört yanını,
Soğuğu duyunca görürsün o ılık kanını.”
Desen de tanırım seni. Seversin bilirim. Ben senin Juliet ‘in olamayacak kadar eski sevgilinim. Korkunu okuyabiliyorum satırlarında hani ürkekliğini gizlemişsin kelimelerin arkasına. Tuhaf değil mi ne çok yüzün var senin.
Bir yağmur bulutunun içinden geçen gökkuşağı gibi rengârenk açılımları var sözlerinin. Boyuyorsun bilindik aşk yalanlarıyla kulağıma fısıldadığın cümleleri. Yalan hangisi, gerçek hangisi ayırt etmek bana kolay.
Acıyorum tanıyamayacak olanlara ama yardım etmeyeceğim artık hiçbir sevdalına. Seni sevmenin zorluğunu deneyerek öğrenmeliler ve benim nasıl seni büyüttüğümü, emdirerek kendi kanımdan, bir yarasa yetiştirdiğimi anlayacaklar. Kana kanayan bir ömürle terk ettiğimi seni. Zorda olsa belki onlarda başaracaklar beni sevmeyi. Kadın olmak birazda öteki olmaktan geçer çünkü. İnkâr eder tüm kadınların bu gerçeği bilirim ama seni bana sordukları günlerinde yeri gelecek beklerim. Çıkaramadığın bir kadın olmak bu demek hayatında. Bu rolü yükledin sen bana hayatta.
Ne çok yüzünü biliyorum değil mi senin. Hayatta tanıdığım en iyi yönetmen… Aşk-dram filmlerinin en iyilerini çekebilen. Senarist, oyuncu… Ah ne çok yüzün var senin… Bir bana dönük suretin ne garip… Ne garip bir ben dokunabiliyorum aynaların bile yalan gösterdiği resmine… Gerçeği bir tek ben görebiliyorum. Korkmakta haklısın benden… Seni aşka âşık eden kadına ne kadar da benziyorum…
Çekip gidişine anlam yüklerken, sorgusuz severken, ruhsuz sevişirken ölü bedenlerle can veren nefesini hissedebiliyorum. Oysa ne tuhaf affetmemem gerekirken yalanlarını bir yalanda ben ekliyorum bu düzmeceye…
Seni aşka âşık kılan kadınım diyebilmekle… Yalandan kim ölmüş… Sen nefes alıyorsan eğer, benim ömrüm de elbet uzar… Uzar… Uzar…
17 Ağustos 2008 ( kayıp bir şehrin anısına)
NeNa
YORUMLAR
''Onca yüzünü biliyorum senin. Maskelerin bende üşüyor. Saçlarını okşayışı gibi rüzgârın ağır ve asaletli duruyor hâlâ tenimde ellerin. Ben o senin ilk öptüğün göçmen kız gibi değilim. İçine inebildiğin uçurumunum senin. Unutmak için tekrar, tekrar anımsadığın kendi suretinim. Gecelerin yıldızlarını çalıp avuçlarına, armağan gibi sunduğun yaralı sevgin bende. Saklıyorumdur belki eski bir malikâne olan gönlümün en kuytu odasında düşünsene; ne derin seviyorum seni.''
Bütünüyle güzel bir yazıydı,tebrikler.Sevgiyle kalın...
sevgili NENA ..daha şimdi okuyabildim.o kadar güzel ve değerli ki yazdıkların.içinde gezindipğimiz karelerin anlamını çoğaltıyor..yorum yapmaktan ziyade çok sevdiğim
bir yazıyı paylaşmak istiyorum burdan..
SÖYLEMEDİKLERİMİ İŞİTİN LÜTFEN
Bana aldanmayin!
Yüzüm bir maskedir,
Sizi aldatmasin.
Binlerce maskem var,
Çikarmaya korktugum,
Ve,
Hiçbiri ben degilim...
Olmadigimi göstermek
Ikinci dogam oldu.
"Kendinden emin biri" dersiniz,
Sanki güllük gülistanlik,
Benim için hersey...
Adim güven belirtir, Ve,
Oyunumun adi
"Agirbasliliktir".
Içimde ve disimda denizler sakin,
Herseyin kumandani ben...
Kimseye gereksinme duymayan
Ben...
Fakat, inanmayin bana,
Lütfen...
Her sey dista düzgün ve cilali,
Hiç yipranmayan, her zaman saklayan
O maske!...
Altta ne güven ne de rahatlik...
Altta,
Karisiklik, korku ve yalnizlik içinde bocalayan
Gerçek ben!...
Ama saklarim bu gerçegi savunuculukla...
Kimsenin bilmesini istemem...
Zayif taraflarimi düsündükçe,
Titrer ve sararirim...
Ya baskalari görürse iç dünyami...
Gerçek ben ve yalnizligimi!
Iste,
Maskelerimi onun için takarim...
Onun için arkalarina saklanacak
Maskeler yaratirim...
Onlar,
Gösteriste kullanabilecegim
Parlatilmis yüzlerim.
Beni korur, bakan gözlerden...
Beni oldugum gibi kabul edecek,
Sevecek
Bakislar bulamazsam,
Solacak kuruyacak gerçek ben...
Ve,
Ben bunu biliyorum.
Beni kendi maskelerimden kurtaracak,
Kurdugum hapishaneden kaçiracak,
Diktigim engellerden asiracak,
Beni seven,
Beni anlayan
Bakislar olacak.
Bana,
"Sen degerlisin" diyecek
"Maskesizken daha bir insansin"
"Daha yakinsin,daha bir dostsun"
Diyecek bir bakisa
Beni gören bir bakisa
Muhtacim...
Benim yanima sokulman kolay olmayacaktir!...
Uyaririm seni dost!...
Uzun yillar kendini yetersiz hissetmis ben,
Sana kendini kolay açamayacaktir...
Bütün gücümle tutunacagim maskelerime,
Ne kadar sokulursan yakinima,
O denli siddetli itecegim seni...
Kim oldugumu merak ediyor musun?
Hiç merak etme...
Ben çevrendeki
Her erkek ve kadinim...
Maske takan bir insanim
Charles C.Finn
başarılar..tebrikler...........aspendos
hep aynı şeylerin hayalini kuruyoruz sürgünlü kurtuluşumuzda.soruyorum şimdi sana uçurumun kenarında mı ben geleceğim aklına?senin ruhundaki boşluklarda mı gelecek sorgularım aklına…ölüm kapımızı ne zaman çalacak bilemezdik oysa…
********************************************************
kutladım günün yazısını,yazarını...
tebrikler Berna Can...
Siz bilir misiniz benim için ne kıymetlisiniz...Tarifsiz seviyorum sizleri...ayırmak istemiyorum her okuyucuma sevgimle...
Olgun Ekinci;önce ben yazarım o düşünür.Sonra o yazar yorumunu ben düşünürüm.
Hayrettin Yazıcı;kalemide kelamı gibi yerli yerindedir hep.Beni bana sorgulatır.Onore eder her daim.
Kardanadam;kalemi benden güçlüdür.Beni onurlandırır her zaman.
Betülcük;aslında beni en çok o anlar gençliğinde büyüttüğü fırtınalarında dingin limandır sayfam...
Cemrece;O başka tanıktır herşeye.Bilirim çok şey yazmak ister ama sevgisinden susar...
Sedat;Gizliden takiptedir.Gerçekten istediyse süsler dizeleri sayfamı...
Aspendos;az sonra gelir bilirim.Geceye adanmıştır ömrü onun başka okur o bambaşka bakar satırlarıma...
Zerre;ilk okuyan bu yazıyı paylaşmak isterim sizlerle...Ben adını değiştirdim onun Zirve o...
Umutadam;Kalemi kalkıyorsa sayfasından vardır bir çağlayan ruhundan.
Black ;şiiri bana bıraktıracak adam...
Sayamadığım diğer canlarım...Seviyorum hepinizi...Sayenizde onur duyuyorum kendimle...
NeNa
Nena'nın, kayıp bir kentin anısına yazdığı bu yazıları okurken farkında olmadan bir çok içsel sogudan geçiyor insan...
Kayıp bir kentin hazinesini arayan defineciler gibi duygu derinliklerimizin gizlerine tutunuyoruz...
Farklı bir yüzleşme ile karşı karşıya kalıyor, büyülü bir atmosfere bürünüyoruz.
Ben günün yazısını farklı bir hazla okudum.
"...Yalandan kim ölmüş… Sen nefes alıyorsan eğer, benim ömrüm de elbet uzar..."
Yazının bu final cümlesi ilk okuduğum andan beri ayaz bir ıslık gibi dilimde...
Bu anılar hiç bitmesin NENA
yüreğine kalemine sağlık.
Tebriklerimle..
umutadam tarafından 8/19/2008 1:18:12 AM zamanında düzenlenmiştir.
Onca yüzünü biliyorum senin. Maskelerin bende üşüyor. Saçlarını okşayışı gibi rüzgârın ağır ve asaletli duruyor hâlâ tenimde ellerin. Ben o senin ilk öptüğün göçmen kız gibi değilim. İçine inebildiğin uçurumunum senin. Unutmak için tekrar, tekrar anımsadığın kendi suretinim. Gecelerin yıldızlarını çalıp avuçlarına armağan gibi sunduğun yaralı sevgin bende. Saklıyorumdur belki eski bir malikâne olan gönlümün en kuytu odasında düşünsene; ne derin seviyorum seni.
senin yokluğun şimdi cansız bir bedene istila...
gelebildikleri müddetçe donuk sevişmelere kapıkulu alaycı gülümsemem dudağımın kenarında...
ne çok yüzünü biliyorum senin...
ruhsuz bir acının uçurumunda...
kana tapınır tüm aldanışlarım sana...
beni her yalana inandıran gerçek yüzün...
aşka aşık edişim seni...
birazda ben varım içinde sustuğun her köşebaşında...
ne çok yüzünü tanıyorum senin...
günün yazısını kutlar...
sevgilerimi yollarım...
"Çekip gidişine anlam yüklerken, sorgusuz severken, ruhsuz sevişirken ölü bedenlerle can veren nefesini hissedebiliyorum. Oysa ne tuhaf affetmemem gerekirken yalanlarını bir yalanda ben ekliyorum bu düzmeceye…"
hissediyorum aryık gidişini,o an kadar anlamsız ve
hiç bir zaman diliminde. (!)
kim tüm bu söylemler,
kayıp bir şehrin anısına
Saygımla.
NeNa,seni okurken biraz da kadın aşka nasıl bakar diye,öylece bakıyorum.Çünkü bu anlamda kadınlar erkeklerden daha kıskanç davranırlar,bu kıskançlığın bir anlamı ve bahasıda vardır onlarca.Bunun farkındadırlar.Aşk sözkonusu oldumu çokta öteleştiklerine tınmazlar ve daha bir yüreklidirler.Belki bu kadın için özel ve güzel birşey.Ama sonuç sözkonusu olduğunda ne kadar anlamlıdır bilemem.Bu bir senaryoyu andıran yazılarınla slında biraz kadını,kadın olmayı,kadın gibi sevmeyi ve kadınlığı elevermiş oldun.Kötü bir şey mi,hayır.Çok iyi tanıdığımızı farzettiğimiz kadını aslında okadar az tanıyoruzki,her geçtikleri yerde yollarını kesmemizin başka ne anlamı olabilir?Onlara çokta soru sormayız,sormazlar,onlarda çok fazla cevap vermezler.Bu yazıların birazda bu anlamda enazından benim için önemliydi.İlk yazınızdan itibaren,farkına vardığımdan beri,önemli ve değerli buldum,kadınlığa ipuçları aradım yazılarınızda.Önemli şeylr buldum aslında.Yazılarını bu anlamda hep kutlanmaya değer buldum.Bu yazınız gibi.Selam,saygı...
Hani hepimiz bir yazıda yada bir şiirde kendimizi ararız.Tek bir söz yada tek bir cümle kendimizi bulmak isteriz...NeNa nasıl başarıyorsun bunu seni okuyan herkes kendinden bir şey buluyor...
Aşkın ne kadar çok yüzü var değil mi???Bazen ayrılık,bazen acı,sevinç,ihanet,tutku,vazgeçiş...
Seni okumak bağımlılık gibi birşey yaptı bende:)Kocaman sevgilerimi yolluyorum güzel bakıp güzel gören yüreğine...
"...
bazı kısımlarda anlam kopuklukları var.
birde maske tabirini yüz ile kıyas etmek ise ayrı bir anlam kopukluğu oluşturmuş.
saygılar."
**************
Hımm ...Pek bir kanaate varamadım yorumunuzda ama yinede teşekkürler...Bunca kişi farkedemedik demek ki kopuklukları...olabilir...
Maske nereye takılır acaba diye düşünüyorum da başka bir yere mi bağlamam gerekiyordu...
sevgimle NeNa
Ne çok yüzünü biliyorum senin. Hüzne yatkın, terk edilişe tutkun yüzlerini. Sevişirken soluğu kesilen halini. Ne çok yüzünü biliyorum senin sevgili.
Kaybedemeyeceğin elde var birlerini düşünüyorum. Titrerken sıcaklarda bile sevgini düşündükçe, susuşlarını biliyorum örneğin. Biliyor musun düşünüyorum da korkmakta haklısın benden.
Nefis anlatıyorsun sevgili NeNa, korksunlar senden:)
kutluyorum sevgimle...
Çekip gidişine anlam yüklerken, sorgusuz severken, ruhsuz sevişirken ölü bedenlerle can veren nefesini hissedebiliyorum. Oysa ne tuhaf affetmemem gerekirken yalanlarını bir yalanda ben ekliyorum bu düzmeceye…
Seni aşka âşık kılan kadınım diyebilmekle… Yalandan kim ölmüş… Sen nefes alıyorsan eğer, benim ömrüm de elbet uzar… Uzar… Uzar…
NeNam senin deyişinle bacım...Kâzım Koyuncu eşliğinde okudum yazını, gözlerim nemli nemli...
Ve dedik ki!
''işte gidiyorum birşey demeden,arkamı dönmeden şikâyet etmeden...''
Cansın sen can...Öpüyorum yüreğinden...
Gülümse...
"Bu sahte Shakspeare oyunu yaptığın;
“Bahanemi kabul görüp eder bana hep dikkat. ’
Güzelliğini benden almasıdır buna delili!
Yineler o her eskidiğinde dört yanını,
Soğuğu duyunca görürsün o ılık kanını.”
Desen de tanırım seni. Seversin bilirim. Ben senin Juliet ‘in olamayacak kadar eski sevgilinim. Korkunu okuyabiliyorum satırlarında hani ürkekliğini gizlemişsin kelimelerin arkasına. Tuhaf değil mi ne çok yüzün var senin."
********************
Öyle bir yazıyor ki Berna ablam...Öğretiyor da aynı zamanda...seviyorum şiirlerinide yazılarınıda ...Tanımakta çok güzel seni o ayrı:=)...
Aşkın bambaşka yüzünü buldum satırlarında yine...Sen kızıyorsun bana yazma öle diye amaaaa
yine bombaaa gibin...:=)
Ben Bir Maskeyim
Çok İsterdim
Bir Yağmur Damlası Kadar Serin
Bir Kar Tanesi Kadar Saf Olabilmeyi...
Çok Şey Var İstediğim Ama Ben Bir Maskeyim
Gerçek Değilim.
Yokum Ben.
Bir Dostum Zaman Benim
Onun Dışında Her Şey Gelip Geçici
Sen Ölümlüsün Dostum
Vaden Dolacak, Gideceksin.
Duvarlar Örülecek Aramıza.
Senin Üzerinde Çimenler Biterken Ben Ağlayamayacağım Bile.
İşte Bu Yüzden Şimdi Gidiyorum
Sessiz Sedasız.
Hoş çakalı Sana Çok Görmedim
Ben Hiç Gerçek Bir Veda Bilmedim
Ona Yor Bu Kaçar Gibi Uzaklaşmayı
Bir De Unutma Beni Dostum
Yokluğuma İnat
Unutma...
Seni aşka âşık kılan kadınım diyebilmekle… Yalandan kim ölmüş… Sen nefes alıyorsan eğer, benim ömrüm de elbet uzar… Uzar… Uzar…
Nena yazınca susmak ve okumak zamanıdır.
Kutladım yine yazarı....tam puanımla.
Olgun Ekinci tarafından 8/18/2008 1:19:13 PM zamanında düzenlenmiştir.