- 1821 Okunma
- 18 Yorum
- 3 Beğeni
ŞU SURİYELİLER KONUSUNA BİR DE BEN EL ATAYIM. EL ATMADIK BİR BEN KALDIM ÇÜNKÜ – ÇOCUKLARA KIYMAYIN EFENDİLER !
Ben siyasetten pek anlamam. Hatta hiç anlamam dersem yalan olmaz. Ama tarihten anlarım. O bakımdan tarihi incelerim, kimler neler yapmış ona bakarım ve kendimce bir hüküm veririrm.
Ülkemizdeki Suriyeli mülteciler konusu da bunlardan biri.
Aslında bu konu ile ilgili olarak yüzlerce sayfa yazı yazmam mümkün. Şimdi de sanırım pek de kısa olmayan ama yine de mümkün mertebe kısa tutmaya çalışacağım bir yazı ile karşınızdayım.( Dedim ama kısa olamadı yine)
Değerli okurlar !
Önce yukarıdaki resimlere tek tek bakalım. Ondan sonra ben yazayım, siz de ‘’ Haklısın Sami Hoca’’ ya da ‘’ Halt etmişsin Sami Hoca!’’ deyin. Hatta kiminiz alkışlayın, kiminiz sövün…
Öncelikle bizim Türk Milleti olarak Suriyelilere bir borcumuz var mı? İşe oradan başlayalım.
Yani Suriyeli bir yazarın dediği gibi Çanakkale Savaşlarında 70.000 Suriyeli bizimle omuz omuza İngiliz ve Fransızlara karşı savaştı ve on binlercesi bu savaşlarda şehit oldu mu?
Kesinlikle hayır.
Suriyeliler Osmanlı vatandaşı ve Müslüman oldukları için Yemen, Hicaz, Suriye gibi cephelerde savaştılar ama Çanakkale’ye gelen olmadı. Zamanın yol ve vasıta sorunları sebebiyle bu zaten mümkün değildi. ( Bu sebeple Kürtler de Çanakkale’ye gelemedi.)
Peki Çanakkale dışındaki cephelerde? Evet savaştılar ama hiç bir zaman öyle abartılacak sayıda Suriyeli Türklerin tarafında değildi.
Yani demin bahsettiğim yazarın ‘’ Savaştan sonra miras size kaldı, biz havamızı aldık.Bize Defol demeden önce mirastan hakkımızı ver.’’ Sözleri geçersizdir.
Biz Türkler’in tarih boyunca 254 devleti, 16 İmparatorluğu olmuştur. Olaya miras açısından bakacak olursak Osmanlı’nın asıl mirasına konan Suriyeliler oldu. Çünkü tarihleri boyunca ilk kez bir devlete sahip oldular.
Bana ‘’ Biz Çanakkale Savaşını Suriyeliler sayesinde kazandık. Onlar yüzbinlerce(!) şehit verdi orada. Tarih oku biraz Tarih’’ Diyen vatandaşın zırvalamaları da geçersizdir. Çünkü Çanakkale Savaşında verilen şehit sayısı en abartılı kaynaklarda bile 253 .000 dir. Eğer Suriyeliler Çanakkale’de yüzbinlerce şehit verdiyse bizim ‘’ Hey onbeşli onbeşliler’’ Çanakkale’ye değil de Bodrum plajlarına tatile mi gittiler? ( Bu türkü ile göbek atıyoruz ya belki de gerçekten de bizim onbeşlileri Bodrum plajlarında tatile gitti zannetmişlerdir. Allah rızası için...Bu türkü bir ağıttır. Bununla göbek atmayalım artık.)
Peki bu gün bazılarının ‘’ Pis Araplar ! ‘’ dediği Suriyeliler bize ihanet ettiler mi?
Maalesef evet.
Mondros Ateşkes Antlaşmasından sonra Fransızlar Suriye topraklarını ve bu arada Hatay’ı işgal ettiklerinde Suriyeli din kardeşlerimiz Hataydaki Türk nüfusunu azaltmak, hatta tamamen ihraç etmek için( İleride yapılacak bir refarandumda Hatay’ın Fransız mandasındaki Suriye’de kalması için ) 1921 yılında Hatayda “El-ehâü’l-Arabi (Kardeşler Birliği)”, “El Uribe (Arapçılık)” “Usbetü’l-Arabi’l-Kavmî (Arap Milliyetçiliği)” adlı cemiyetler kurarak Türklere karşı hakaret, tecavüz, dövme, hatta öldürme gibi olaylara imza attılar.Yani biz ne kadar Türk milliyetçisi isek onlar da o kadar Arap milliyetçisidirler. Dolayısıyla din kardeşliği öyle sanıldığı gibi kuvvetli bir bağ değildir. ( Keşke olsa, olabilse.)
Hımmm bu durumda Suriyeliler ‘’Pis Araplar’’ oluyor öyle mi?
Değil.
Aylık kirası 1000 lira olabilecek bir daireyi günlük 250 dolara kiraya verdiğimiz Suriyeliler hiç de ‘’Pis Araplar’’ değil. Bit pazarında yüz elli liraya satamadığımız bir feraceyi 450 dolara kakaladığımız Suriyeliler de ‘’Pis Araplar’’ Değil. Fatihte, Aksaray’da, Lalelide, Yalova ve Bursa’da inek gibi sağdığımız Suriyeliler ‘’Pis Araplar’’ Değil. Kısacası bu ülkede deste deste dolar harcayanlar hiç de ‘’Pis Araplar’’ Değildir. Nasıl ki Akdeniz sahillerimize gelip yerleşen Alman ve İngilizler, Türk abazalarına her türlü seks hizmetini sunup sömüren Rus kızları ‘’Pis Almanlar, Pis İngilizler, Pis Ruslar’’ Değilse para babası Araplar da hiç öyle ‘’Pis Araplar’’ değildir bu ülkede.
Haa bu arada söylemeyi unuttum.
Geçenlerde yolculuk ettiğim belediye otobüsüne bir sürü gayet temiz giyimli ve bakımlı zenci erkek bindi. Bizim kokoş bayanlardan biri patlattı hemen yanındaki diğer kokoşa: ‘’ Ay bıktık bu Suriyelilerden. Her yerde onlar’’
Daha Suriyeli ile Sudanlı, Somalili, Nijeryalı, Kenyalıyı birbirinden ayırd edemeyenler! Her siyah deriliyi Suriyeli sananlar ! ( Ki Suriyeliler siyah derili değildir.)
Lütfen…Allah rızası için. Siz bari susma erdemini gösterin. Allah rızası için diyorum. Eğer Allahınız varsa.
***********
‘’Ülkemde Suriyeli istemiyorum’’
Günün moda sloganı bu. Eh artık Samice yazmaya başlayalım ha? Ne dersiniz?
Mikrofonu onlara uzatalım sırasıyla…Sonra da ‘’Suriyeliler din kardeşimizdir’’ Diyenlere…
*********************
-Suriyelileri niçin istemiyorsun kardeşim?
-Hımmmmm. Çünkü Cumhuriyetimizin ve laikliğin teminatı olan Pîrimiz istemiyor. Altı okun altısıyla birden dürtüyor ‘’Siz de istemeyin’’ Diye.
Sen niçin istemiyorsun kardeşim?
-Benim de Başbuğum istemiyor. Malum Arap ırkı bize ters. Kanımıza Arap kanı karışmasın.
-Ya sen heval? Sen niçin istemiyorsun?
-Vallah babo benim de başganım istemiir. Başganım diyir ki: ‘’Onlar bizim bölgelere yerleştirilecah. Dövlet bizi torpağımızdan govacah.’’ Vallah vermeyiz torpagımızı.Hem dövlet yanliş yapiir. Vallah bunların hepsi teröristtir. Biji Kurdistaaaannn.
Şimdi de ‘’ Suriyeli dostumuz, feda olsun postumuz’’ Diyenlere uzatalım mikrofonu:
-Ak kefenli ak-pak kardeşim.Sen niçin İstiyorsun Suriyelileri?
- Muhterem ! Ben de bakıyorum bizim reis ne diyor. Reis ‘’ Onlar bizim kardeşlerimizdir’’ Dediğine göre demek ki öyledir. Kardeşimize sahip çıkmamız gerekir.
-Yani Muhacire Ensar olma durumu?
-Aynen öyle muhterem. Onlar ülkelerindeki baskı ve zulüm sebebiyle bize sığınmış din kardeşlerimiz Muhacirlerdir. Bizler onlara kol kanat gerip Ensarlık vazifemizi yapmalıyız.
-Anladım. Yani onlar müşriklerin zulmünden kaçan Mekkeliler, siz de onlara kol kanat geren Medinelilersiniz öyle mi?
-Doğrudur.
-Peki Medineli Ensar’ın, Mekkeli Muhacirle -Karıları hariç- her şeylerini paylaştığını da biliyorsundur. Senin de böyle her şeyini paylaştığın bir Müslüman kardeşin var mı? Mesela evini paylaştığın bir din kardeşin? Hatta bilirsin. Ensardan S’ad bin Rabi, kendisine kardeş yapılan Muhacirden Abdurrahman bin Avf’a( Cennetle müjdelenen on sahabeden birisidir.) ‘’ “Ben Medinelilerin en zenginlerinden sayılırım. Gel gidelim malım ne varsa seninle yarıya bölüşeceğim. Hoşlandığın ne varsa malın yarısından alabilirsin. Ayrıca benim iki eşim var; bak onlardan hangisi hoşuna gidiyorsa, onu boşayacağım, sen kendine al, nikahla” dedi. Abdurrahman b. Avf ise,“Allah malını da hanımlarını da sana mübarek kılsın. Siz bana çarşı-pazarın yolunu gösterin” Diye cevap verdi. (İbn Kesir, es-Siretu’n-nebeviye, 2.Cilt – Sayfa 327-328). Mesela sen de bekar bir Suriyeliye ‘’ Benim iki eşim var. Birini boşayayım, sen al’’ Diyebilir misin? Ya da dedin mi?
-Sittir git lan...Komünist misin, Kemalist misin? Vatan haini bölücü müsün nesin?
Adam fena kızdı. Daha fazla dürtüklemeye gelmez. Ben en iyisi tekrar ‘’İstemezük’’ Diyenlere uzatayım mikrofonu. Aaaa Asena abla geliyor. Ben tanıyorum bu ablayı.
-Asena Abla ! Bir dakika bakar mısın? Sana bir iki sorum olacaktı.
-Ülkemde Suriyeli İstemiyorum.
-Hahh. Tamam…Ben de işte onu soracaktım. Niçin istemiyorsun?
-Kanları halis Türk kanı değil de ondan.
-Anladım. Onlarınki yeşil, seninki kırmızı. Başka?
-Madem öyle baskı ve zulüm görenleri ülkemize buyur ediyoruz o halde Çin zulmü altında inim inim inleyen Doğu Türkistanlıları niçin ülkemize almadık?
-Valla haklısın Asena Abla. Haklı olmasına haklısın da bu soruyu başbuğunuza da sordun mu? Hani o 2000 yılında Çin başbakanına üstün hizmet madalyası takmış, 2002 deki Çin ziyaretinde de altın tabanca hediye etmişti. Hatta bu ziyaretten sonra Doğu Türkistanda 18 yaş altındakilerin camiye gitmeleri yasaklanmış, Çin, Türkçe eğitimi temelli bitirmişti ya. Hatta onun Çin’e ayak bastığı gün yanlış hatırlamıyorsam 38 Türk’ün kafasına kurşun sıkılmıştı?
-Ona sormadık diye buna da mı sormayalım birader?
-Bak o konuda da sen haklısın.
-Ayrıca bak. Türkmenler vatanları için aslanlar gibi savaşıyorlar. Bunlar ne yapıyor? Sıkıyı görünce kaçıyor.
-O konuda da haklısın.
-Dünyada Müslüman ülke sadece Türkiye mi? 66 Tane Müslüman ülke var. Oralara niçin gitmiyorlar?
-Vallahi en haklı olduğun nokta işte burası.
Amanınnn Evrim Ablam da geliyor. Aha da mikrofonu kaptı elimden valla.
-Bu pis Araplar var ya. Bunlar şimdi Türk vatandaşı olunca alayı Tayyip’e oy verecek. Tayyip o yüzden zaten bunları Türk vatandaşı yapmaya çalışıyor.
-İyi de Evrim Abla…Bu adamlar daha sınırdan içeri adım atar atmaz kamplarda pkk bayrağı asmadılar mı? Tayyip’e oy vermezler bence. Alayı Hdp ye oy verir bunların.
-Yok yok Tayyip’e oy verirler. Sen benden daha mı iyi bileceksin? Öyle değil mi Asena ?
-Evrim haklı. Bunlar Tayyip’e verirler..Oylarını diyorum yani.
-Yahu ablalar Turgut Özal döneminde adamcağız canını dişine takarak Bulgar zulmü altında inleyen bir sürü soydaşı Türkiye’ye getirtti de bu insanlar Anap’a mı oy verdi? Hatırlayın hele…Bunlar da Tayyip’e vermeyeceklerdir.
- Demir, bakır, kurşun, alamiyon aliyoooon. Eskiiciiiiiii
Bir sokak satıcısı( Daha doğrusu alıcısı) aldırmayın ona.
-Devlet bunlara aylık 1300 Tl maaş veriyor… Ay sen de konuşsana Asena.
-Evrim haklı diyor. Ayrıca Tokiden ev veriyor.
-Üniversiteye sınavsız giriyorlar.
-Burs da veriliyor bunlara.
-Kpss ye girmeden direkt devlet memuru oluyorlar.
-Ay şekerim valla ben de istiyorum Suriyelilere verilen bu haklardan
-Ablalar ! Bir dakika ! Devlet bu insanlara bu kadar imkan veriyorsa niçin Türk vatandaşı olsunlar ki? Kendi ağzınızla söylüyorsunuz onlara verilen haklardan ben de istiyorum diye. Bu haklar Türk vatandaşlarına verilmediğine göre demek ki Türk vatandaşı olanların elinden alınacak. Öyle değil mi? Bu durumda niçin Türk vatandaşı olsunlar ki? Hem merak ettim. Siz nasıl oluyor da aynı dilden konuyorsunuz? Eskiden birbirinizin gözünü oyardınız da o bakımdan ş’eettim?
-Sami ! Sen bir boktan anlamıyorsun. Bunlar hep İsrail’in oyunları.
-Asenacığım doğru söylüyor da eksik.Hem İsrail, Hem de Amerikanın, Cianın oyunları. Bütün bunlar kapitalizmin tezgahları… Faşizan…Pardon Asenacığım, seni kast etmemiştim…. Despot ve yobaz bir dümenin içindeyiz. Dümenin başında da Tayyip var. Sen gerçekten de bir boktan anlamıyorsun. Sami.
-Ablalar ! Haklısınız. Ben boktan anlamam. O kısım sizin ihtisas alanınıza giriyor. Ben basit bir emekli tarih öğretmeniyim. Az buçuk tarihten anlarım.
-Bak bu sefer doğru bir laf ettin. Biz her boktan anlarız.
-Ablalar ! Size bir soru daha sorabilir miyim?
-Sor bakalım.
-Bu gün Tayyip Erdoğan çıkıp da ‘’ Ben Suriyeliler konusunda yanılmışım. Esed gibi bunlar da bana madik attılar. Suriye’nin de, Suriyelin de anasını avradını’’ Dese..Hani mesela diyorum…O zaman sizin tavrınız ne olur?
-Ayol ne olacak ? Alayını bağrımıza basarız.
-Çok teşekkürler… Müsaadenizle ben biraz da Rabia abla ile konuşayım. Bakın yukarıdan aşağıya doğru geliyor.
-Amaaannn. O g.t kılının nesiyle konuşacaksın? Resinin peşine takılmış Allah’ın koyunu.
-Olsun. O da bu ülkenin vatandaşı. Onun da fikrini almak lazım.
-Hay biz bunların fikirlerine de zikirlerine de kılık kıyafetlerine de sıçalım e mi? Başımıza ne geliyorsa bu koyunlar yüzünden geliyor zaten.
Asena ve Evrim Ablamım yanından ayrılarak Rabia Ablama doğru yanaşıyor ve mikrofonu uzatıyorum.
-Selamünaleyküm Rabia Abla. Şu Suriyeliler konusunda bir iki kelime söyler misin mikrofona?
-Gaalallahu teala fi muhkemil kitabil Kerim. Euzubillahi mineşşeytanirracim. Bismillahirrahmanirrahim… İnnellezîne âmenû ve hâcerû ve câhedû bi emvâlihim ve enfusihim fî sebîlillâhi vellezîne âvev ve nasarû ulâike ba’duhum evliyâu ba’dın, vellezîne âmenû ve lem yuhâcirû mâ lekum min velâyetihim ( Enfal suresi 72. Ayetten)
-Yani abla?
-Yüce Allah kitabında muhkem bir şekilde buyuruyor ki: Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım. (Burası Kur’anda yoktur) Esirgeyen, bağışlayan Allah’ın adıyla: İman edip hicret eden ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler ve muhacirleri barındırıp onlara yardım edenler var ya, işte onlar birbirlerinin velileridir.
-Yani Suriyeliler İman edip hicret mi ettiler?
-İman kalpte gizlidir. Biz zahire bakmakla mükellefiz. Müslüman ülkesinden hicret ediyorlar. O halde Müslüman gözüyle bakarız.
-Yani Suriyeliler din kardeşlerimiz olduğu için Muhacir olan bu insanlara Ensar olmalıyız?
-Elbette.
-Tamam da ablacığım Muhacire Ensar olmak , işyerinde 1300 lira asgari ücretle çalışan Türk işçini çıkarıp aylık 500 liraya Suriyeli çalıştırmak mıdır?
-Estağfirullah… Bunu yapan hain köpek de kim?
-Kim olacak? Senin kocan Sait Abi. Benim biraderin çalıştığı plastik fabrikasında bir sürü işçi çıkartıp yerine bu Suriyelileri doldurmuş.Adamları 500 lira maaşa köle gibi çalıştırıp 1300 Tl maaş veriyormuş gibi bordro imzalatıyor. Böylece bir taraftan kişi başına 800 Tl cebe kalırken öte taraftan bu işçileri kaçak çalıştırdığı için sigorta filan da yaptırmadığından oradan da cebe bir sürü para kalıyor.
-Ya Sami! Sen kendi işine baksana kardeşim. Git mizah yaz. Anılarını yaz. Kamil Oğuz denen Komünist papazla karşılıklı atışmalar yap. Ne diye karıştırıyorsun ortalığı.
-Haklısın abla…Ben en iyisi mizah yazayım. Böyle meselelere kafamı takmayayım. Aksi takdirde yarım gram aklım var o da temelli zay olacak.
-Değil mi ama? Git bi güzel abdest al. Namazını kıl. Huzur bul.
-Ahaaaa. Sait Abi de geliyor. Dur bir soru da ona sorayım.
Mikrofonu Sait abiye uzatıyorum.
-Sait Abi. Şu Suriyeliler konusu..
-Vallahi Suriyeli kaçak işçi çalıştırmıyorum.
-Yok abi. Onu sormayacaktım. Bu müllteciler ne olacak abi?
-Gaale Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem..
-Abi o kısmı Rabia Ablayla konuştuk. Soracağım o değildi. Sorum şu: Yarın bir gün Tayyip Erdoğan çıkıp da ‘’ Ben Suriyeliler konusunda yanılmışım. Esed gibi bunlar da bana madik attılar. Suriye’nin de, Suriyelin de amk..’’ Dese sen ya da sizin taife ne yapar?
-Ne yapacağız muhterem ? ‘’ Ben deeee’’ Diye bağırırız. Bizde Reis ne derse o.
Yok…Ben gerçekten de mizah yazmalıyım.Anı yazmalıyım. Börtü böcek yazmalı, kakara kikiri yapmalıyım.
İyi de her gün sokaklarda, basında, sosylal ya da antisosyal medyada gördüğüm şu çocuklara( Resimdekiler) nasıl ‘’Sizi istemiyoruz. S.tirin gidin ülkenize’’ Diyeyim. Bir Allah’ın kulu da lütfen bana bu konuda akıl versin.
O çocukların karşısına geçip gözlerinin içine bakarak. : ‘’ Ananız fare gibi doğurup duruken bana mı sordu ulan piçler! Ulan kanı bozuk namussuz evlatları. Geberin ulan. Siz zaten büyüdüğünüzde ya pkk lı olursunuz, ya bazı Kürtler gibi g.tünüz kalkar ‘’ Bağımsız Suriye’’ diye bu ülkeyi bölmeye çalışırsınız ya da Tayyip’in g.tünün kılı olursunuz. Sizin atalarınız, dedeleriniz haindi. Siz de hain olacaksınız. Allahın belaları, Defolun ülkemden’’ Diyeyim.
Nasıl, nasıl, nasıl?
Biliyorum: ‘’ Önce kendi ülkem. Kendi ülkemde bir sürü aç insan varken başka ülkenin çocuklarını düşünemem’’ Diyenler çok olacaktır. ‘’Öldürülen yüzlerce Kürt çocuğu için de bunları sordun mu? Ali İsmail Korkmaz , Berkin Elvan da çocuktu. Onlar için de sordun mu? Fırat Çakır için sordun mu?’’ Diyenler olacaktır. Kendi hesabıma sordum, sormaya çalıştım. Kendimce bir şeyler dedim, sayfa sayfa yazdım. Ama yine de haklıdır ‘’Sordun mu ?’’ Diye soracak olanlar. Çünkü kimimiz sadece Berkin’i, Ali İsmail’i sordu da Yasin Börüyü sormadı. Kimimiz Fırat Çakır’ı sordu ama minik Uğur Kaymaz’ı sormayı unuttu… Hep unuttuk çocukların sadece çocuk olduğunu. Zaman zaman ben de unuttum kabul ediyorum.
Ama ben yine de bu çocuklara ‘’ Kusura bakmayın. Benim ülkemin çocukları da aç. Size bakamam’’ Diyemem. Ayrıca ‘’ Önce kendi ülkem ‘’ demiyorsam, demeyen varsa Allah her türlü cezasını versin. Elbette önce kendi ülkem ama yine de bu çocuklara ‘’ Haydi tıpış…Önce kendi ülkem’’ Diyemem. Desem de anlamazlar. Çocuk onlar çocukkkk.
Hani sağcısı solcusu artık herkesin okuduğu Nazım Hikmet’in ‘’ Çocuklara kıymayın efendiler’’ Dediği çocuklar…
Hani şiir etkinliklerinde sık sık okursunuz ya. İşte o cocuklar…Her ölenin arkasından timsah göz yaşları döktüğümüz çocuklar yani.
YORUMLAR
Kapitalizmin ayağı fil ayağı gibidir iyiyi kötüyü pek ayırt etmez,Altta kalmamak için kenara kaçacak sensin, sakınanda sen olacaksın,ırkçılık ve ona götüren herşeye karşı olalım...Nihayetinde bende almanyada yaban durumdaydım, şimdi cebimde onların verdiği pasaport var ama kalbim türkiye için atıyor, suriyede kc binlerce suriyede kalmış türk asıllı var bilirmiisin?suriyeliler bu şekile başkalarının ayak oyunlarıyla düştü,Geriye baktığımız zaman kimin ne tarafta olduğunu göremeyiz ileri bakıp geçmişten ders çıkartmak durumundayız,Avrupalının lstahi ne biter ne tükenir onu boşa beklemeyin,Doğrusu ne işe onu arayalım.Iraktan ülkemize kaçan 300,000 kürt var onlara da eee yeter gidin diyen niye yok ?Ermenistandan türkiyede 100,000 kişi kaçak yaşıyor onlara niçin gik yok...Lütfen beyler koca koca gönüllere küçük küçük nefret ekmeyin.Gün gelir hasadından zarar ederiz,saygılarımla.
Mehmet Göden tarafından 6/20/2019 1:42:44 AM zamanında düzenlenmiştir.
Mehmet Göden tarafından 6/20/2019 1:43:18 AM zamanında düzenlenmiştir.
1. Cemal zöngür; Türkmüsün
2. Yazılarında sürekli Müslüman Tüklere hakaret ediyorsun, Sen Hiristiyanmısın, yoksa ataistmisin?
3. Devamlı Aleviliği kızılbaşlığı ön plana çıkarıp diğer meshepleri yerden yere vuruyorsun. Bu sitede alevilere veya kızılbaşlara hakaret eden bir yazı okudunmu?
4. Burası bir edebiyat sitesi iken; sen sürekli siyasi yazılar yazıyorsun. Bu yazı denmeye bin şahit isteyen ucubeler için kimden para alıyorsun?
5. İsviçrede yaşıyorum diye; kendi ülkene, kendi milletine bu tür karalamalar yapmayı kendine nasıl yakıştırıyorsun?
6. İslamiyeti ve arapları bu kadar sevmediğine göre Avrupa ve hiristiyanlık hayranı olduğun aşikar. Peki Avrupalı çağdaş modern dediğin yamyamların nasıl kanla beslendiğini, sömürgecilik yaparak nasıl hayvanlaştığını, senin gibi zavallıları özgürlük teranesi ile nasıl uyuttuklarını biliyormusun?
sami biberoğulları
Cemal Zongür'ün bu soruları göreceğini zannetmiyorum. Eğer onun yazdığı yorumun altına yazsaydınız görürdü.
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Çakır--Bey
selamlar saygılar olsun üstad
Çanakkale savaşında Suriye'liler yoktu ve Kürt'lerde yoktu mealinde bazı satırlar okudum. Gerçekten üzüldüm. Temelsiz ve eğreti bir bina inşa etmeye çalımışsınız. Ne kadar üzücü. Ben bir Kürt'üm. Çanakkale'de merhum babamın iki tane amcası yani ( büyük dedelerim ) bu vatan için canlarını feda ettiler. Hani Çanakkale'de Kürt yoktu. Ben Eşref İnanç olarak Sayın Sami bey size soruyorum.? Mezkur topraklarda hangi yakının var açıklayabilirmisin ( Babanın, annenin dedeleri dayıları yada amcaları vs.) Başkalarını eleştirmeyide sevmem ama yinede mevcut bilginize katkı vermekle doğru bilgiye sahip olmanızı istedim. Bu nedenle büyük babalarımdan bahsettim. Mekanları cennet olsun dedelerimin ve silah arkadaşlarının. Canlarını vererek bu güzel vatanı bizlere hediye ettiler.
Suriye'lilere vatandaşlık verilsinmi, yoksa verilmesinmi diye sorarsanız Derim ki din, mezhep, etnik köken ve cinsiyet ayrımı yapmadan hiç terettütsüz olarak inancıma ve yüreğimdeki merhamet duygularıma göre EVET hemen verilsin derim. Allah tüm mağdur ve mazlumların yar ve yardımcısı olsun dileğiyle selam ve saygılar.
sami biberoğulları
Öncelikle sayfama şeref verdiğiniz ve yorumunuz için çok teşekkür ederim:
Peşin peşin bir hususn altını çizerek başlayayım sözlerime:
Ben Kars- Kağızmsanlı ve ataları dedeleri Celali Aşireti denen bir Kürt aşiretinden gelen bir insanım.
Çanakkale'de Kürt yoktu derken belki maksadımı aşan bir cümle kullanmışımdır.
Çanakkale'de Kürt yoktu demek kesinlikle bir tane bile yoktu anlamına gelmiyor. Kürtler Çanakkale'yi savunmak için Doğu ve Güneydoğu Anadoludan kalkıp da akın akın Çanakkale'ye koşmadılar anlamına geliyor.
Gelemezlerdi de zaten. Birincisi yazımda da yazdığım gibi yol ve vasıta sorunu. Ama ondan daha önemli, bir sebep vardı.
Aynı yıllarda Kürtler Doğu Anadolu'da Ruslarla savaşıyorlardı. Ruslarla savaşı bırakıp, yaşadıkları toprakları Rusların insafına bırakıp Çanakkaleye koşmaları mümkün değildi.
Umarım şimdi asıl söylemek istediğimi izah edebilmişimdir.
Suriyelilerin vatandaş yapılması konusuna gelince. O ayrıca tartışılır elbette ve ben sizin düşüncenize saygı gösteriyorum.
Selam ve sevgilerimle.
Cemal bey yazdığınız cevabı hem yorumun altına hemde sayfaya niye yayımlıyorsunuz? Sanırım daha çok okuyucuya ulaşsın diye öyle değil mi? Peki o zaman bende sizin gibi yapayım.
Dostum. Eğitim branşınızın sosyoloji olduğuna emin misiniz?!’’ öyle enteresan şeyler söylüyorsunuz ki şaka mı yapıyorsunuz yoksa bizleri saf ve cahil falan mı zannediyorsunuz anlayamadım doğrusu. Bahsettiğiniz konuların tarihi gerçeklerle uzaktan yakından bir alakası yok resmen kafanıza göre tarih oluşturmuş tarihi gerçekleri ters yüz etmişsiniz.
Saydığınız Türk boyları büyük Selçuklu imparatorluğunu oluşturan ögelerdir. Yani zaten İslamı seçmiş Müslüman topluluklardır. Kaldı ki o Türk boyları 1071 de Türklerin Anadolu'ya gelmesiyle birlikte o boylar da Anadolunun değişik bölgelerine yayılmış ve Osmanlı imparatorluğunun tarihi süresince de varlıklarını aynen korumuşlardır. Bu Türk boyları içerisinde İslama en bağlı olanı ve sayısal olarak ta en geniş Türk boyu cepnililerdir. Türklerin Anadolu'ya girmesiyle beraber çepni boyu Sinop'tan Trabzon'a kadar olan bölgeye yerleşmiş, Potnus Rum devletiyle savaşmış ve Karadeniz bölgesini Türk hakimiyetine almışlardır. Çepni boyunun bir kısmı da eğe ve doğu Anadolu'ya yerleşmiştir. 1071 de o bölgelere yerleşen Kıpçak ve Peçenek gibi Türk boylarıyla entegre olmuştur. Çepnililer fili varlıklarını Cumhuriyetin ilanına kadar da sürdürmüşlerdir. Hatta çepnililer bugünkü TBMM deki muhafız bölüğünün ve Cumhurbaşkanlığı muhafız alayının temelini oluşturur.
Diğer söylediklerinizin de ciddiye alınır hiçbir yanı yoktur hepsi tarihi gerçeklerden uzak tam bir inkar hastalığının akla uydurmalarından başka bir şey değildir.
Lütfen içinizdeki İslam düşmanlığını bu sayfalarda dışa vurmayın ve yalan, yanlış bilgilere dayanan düşüncelerinizle sayfa dostlarımızı rahatsız etmeyin yani insanların inancına saygılı olun. En azından maymuna tapan insanlara gösterdiğiniz saygının yarısını gösterin yeter.
Sağlıcakla.
Serhat BİNGÖL
İnkarcılar için ne güzel söylemiş Rabbimiz; Onlar süslü sözlerle kalplerindeki düşmanlığı saklarlar onlar zalimlerin en zalimidir kafaları da pek çalışmaz.(var olan akılarını da iyi şeyler de kullanmazlar)
Bu arkadaşımızla yalan söylemesi nedeniyle sonunda papazlık olacağız ama hadi hayırlısı.
Cemal Zöngür
2-Türkmen ve Tahtacı Türklerin dışında diğer adlarını vermiş olduğum Türkler Selçuklu ve Osmanlı'nın Arap İslam hainlikliklerine ve katliamlarına dayanamadıkları için Müslümanlaşıp asimile olmuşlardır. Doğrudur bu dönemden sonra da Arap İslam Türkiklerin hizmetine girmişlerdir.
3- Sisyasallaşmış İslam veya herhangi bir din, başkalarının yaşam ve kültürüne saldırmaya devam ederse, kimseden saygı bekleme hakkı olamaz.
4- Siz madem bu kadar Arap İslam tarihine sevdalısınız, o zaman biraz da söz de Türlüğünüzün tarihini araştırırsanız ne kadar farklı bir dil ve kültür karmaşasının içerisine düştüğünüzü anlayacaksınız.
5- Yani Sözde Türk ve Arap İslam Propogandasını yazıldığımızda mı Eğitimci ya da Türk devlet yetkilisi sınıfına girilmektedir.
6- Yapmayın Allah aşkına; kendiniz Arap İslam Kültürüyle mutlu olabilriisiniz, ancak diğer insanların daha fazla asimile olmasına hizmet etmeyiniz. Esen kalın.
Çakır--Bey
1. Cemal zöngür; türkmüsün
2. Yazılarında sürekli Müslüman Tüklere hakaret ediyorsun, Sen Hiristiyanmısın, yoksa ataistmisin?
3. Devamlı Aleviliği kızılbaşlığı ön plana çıkarıp diğer meshepleri yerden yere vuruyorsun. Bu sitede alevilere veya kızılbaşlara hakaret eden bir yazı okudunmu?
4. Burası bir edebiyat sitesi iken; sen sürekli siyasi yazılar yazıyorsun. Bu yazı denmeye bin şahit isteyen ucubeler için kimden para alıyorsun?
5. İsviçrede yaşıyorum diye; kendi ülkene, kendi milletine bu tür karalamalar yapmayı kendine nasıl yakıştırıyorsun?
6. İslamiyeti ve arapları bu kadar sevmediğine göre Avrupa ve hiristiyanlık hayranı olduğun aşikar. Peki Avrupalı çağdaş modern dediğin yamyamların nasıl kanla beslendiğini, sömürgecilik yaparak nasıl hayvanlaştığını, senin gibi zavallıları özgürlük teranesi ile nasıl uyuttuklarını biliyormusun?
Teşekkür ederim sayın Sami Bey cevaplarınız için. Bende size kısa da olsa bilimsel ve felsefi düşünen gelişmiş ülkeler ile, geri kalıp gelişmemiş bağnaz ülkelerin farklılıklarını sıralamaya çalışayım.
Bir kere bende Eğitimin içerisinden gelen birisiyim. Branşım Sosyoloji.
Ancak çok kısa süre yapıp bıraktım. Çünkü Türkiye Eğitim Sistemi, insanı çok küçük bir alana hapsederek, kendin olmaktan çıkarıp, Papağan gibi düzenin sahiplerinin istediği şekilde düşünüp konuşmak zorunda bırakmaktadır.
Bu güne kadar 7 Avrupa ülkesini gezip hem Sosyolojik araştırmalar yaptım, hem de Eğitim programlarını inceledim. Bu arada Almanca ve İngilizceyi de öğrenmiş oldum.
Önce geri kalmış ülkelerden başlayabiliriz.
1-Madem Branşınız Tarih ise, Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı'nın İslamlaşarak kendi öz dil, din ve kültürlerine nasıl düşmanlaştıklarını ve böylece Öz Türkler olan Türkmen, Çepni, Kıpçak, Peçenek, Yörük, Tahatacı ve Bozokları neden katliamdan geçirdikleri tarihi olayları işlemeyip, sürekli Arapların uydurma Hikaye ve söylencelerini anlatıyorsunuz?
2-Geri kalmış ülkeler her zaman, devleti yönetirken feodal güçler olan, Aşiret, Dini Şeyhdarlık, Hemşehricilik, Bölgecilik, Dindaşlık ve de devlete direkt ve dolaylı şekilde sahip üç beş Sermaye sahibi kişilerin borazanlığını yapan ilkellikle (Primitif) hareket edip, bir türlü huzuru sağlayamayan beceriksiz devletlerdir.
3- Bu tür devletler, toplumu eğitirken, temel kaynakları Etnik ve Din milliyetçiliğine dayanan, yaşanmamış ya da hayali bile düşünülemeyen yalan hikaye ve söylencelerle sahte kahramanlıklar ve öyküler yaratmaları.
4- Kendinden olmayan her düşünce, kültür ve inançları düşman gösterip toplumda tedavisi mümkün olmayan Korku (Fobi) hastalığını (Düşmanlığı) geliştirmeleri.
5- İslam dünyasında bu güne kadar gerçek barışı sağlayarak yaşayan bir ülke gösterebilir misiniz?
6- Bu tür ülkelerin en büyük siyasetleri din olmuştur. Topluma her zaman en büyük cevapları da Din ve Milliyetçilik olmuştur.
7- Geri kalmış ülkeler, gerçek Sekülerizm, Laiklik ve Demokrasiye her zaman düşmanlaşarak din ve etnik milliyetçiliğe dayanan düşüncelere sarılmaları.
8- Geri ve Müslüman devletler, Modern Bilimsel gelişmeleri yaratan ülkeleri her zaman düşman gördüğü halde, bu devletlerden teknikleri satın alarak taklitçi mantıkla yaşamaları. Kısaca gelişmemiş ülkelerin düşünce yapılarını bu şekilde ifade edebiliriz. Şimdi gelişmiş ülkelere bir göz atalım.
1-Sevelim sevmeyelim dünyanın en gelişmiş ülkeleri Avrupa olduğuna göre, buralardan başlamak gerekir. Çünkü Türkiye Avrua'ya girmek için 50 sene çalmadık kapı bırakmamıştır. Bu bile Türkiye için bir gelişim sayılmaktadır.
2-Gelişmiş ülkeler; siyasal olarak ülkelerindeki tüm farklı düşünce, inanç ve kültürleri gerçek olarak Anayasal Sözleşmesinde resmileştirip doğru ve somut bir ulusal yapıya geçmiş olmalarıdır.
3- Bu ülkelerde Dinler kendi özerk kurumlarını oluşturup, inanan kişilerden vergiler alınarak ya da isteyen insanların bağışlarıyla ayakta dururlar. Devlet yönetimleriyle direkt olarak en ufak bir bağları bulunmadığı gibi devletten maddi yardım da alamazlar.
4- Okullarda Din Dersi almak isteyen öğrencilere, ayrı bir sınıf ve ayrı bir zamanda din eğitimi verilir.
5- Çocuklar başta olmak üzere, toplum eğitilip bilgilendirilirken, Dini bir Azrail gibi gösterip, Allah'ın da bu tür korkuları yaratmaktan başka bir işi yokmuş gibi asla gösterilmemesi.
6- Gelişmiş ülkelerde Etnik, Dini, ya da bölgesel herhangi bir gücün Milliyetçiliklerini övecek ya da bunun propogandasına benzer en ufak bir
bilgilendirme Yasal olarak yasak edilmiş olması.
7- Her din, inanç, dil ve kültürün kendisini ifade edebildiği, gerçek Laiklik, Sekülerizm ve Demokrasiden asla taviz vermemeleri.
8-Her türlü bilimsel çalışmaların gelişmesi için, Ana Okulundan itibaren 20 ya da en fazla 30 kişilik sınıf mevcudunu aşmayan, Branş ve Rehber (Sosyal Pedegog) öğretmenler birlikte tüm sosyal aktivitelerde görev almaları.
8-İstisnaların dışında farklı giyinen, düşünen, ibadet eden kişiyi rencide edecek en ufak bir aşağılamanın söz konusu dahi olmaması.
9- Bazı Müslümanlar, kendi ülkelerinde yapmış oldukları feodal ve radikal dayatmaları, Avrupa'da da sürdürmek istemeleri neticesinde bir takım müdahalelere maruz kalmalarını Irkçılık değildir.
10-Avrupa ülkelerinde hepsinden önemli ve ilk uygulanan kural ve ilke
ise, Huzurlu, barış içinde ve temiz düzenli bir ülke için Nüfus Planlamasını (Demografi) sonuna kadar ciddi ve gerçekçi uygulayarak, yaşanabilir temiz ve kavgasız bir ülke yapmış olmalarıdır.
Gelişmiş ülkeler ile ilgili de kısaca bunları belirtebilirim.
İslam Mezhepleri Çatışmasını siz Alevi Ve Sünni şeklinde anlamışsınız. Ben onu bahsetmiyorum. Aleviler Zaten Müslüman değildir. Türkiye'de Alevi - Sünnni adıyla yaşananlar, Mezhepsel çatışma değildir. İslam ve İslam olmayan meseledir. Aleviliği siz hala Müslümanlık olarak biliyorsunuz. Bu yanlıştır.
Asıl Mezhepsel çatışmalar olan Müslümanların arasındaki Şİİ ve SÜNNİ savaşlarını yazmanızı istemiştim. Esen kalın.
sami biberoğulları
Yine bir Müslüman din büyüğünün sözünü yazacağım ve sizin pek hoşunuza gitmeyecek bu ama yazmak zorundayım.
İmam Şafi der ki '' Bu güne kadar bilgili bir insanla yaptığım her tartışmadan galip çıktım ama cahil bir insanla yaptığım hiç bir tartışmayı kazanamadım''
O bakımdan karşımda dünyanın en azından bir kısmını görmüş, eğitimli bir insanın olmasına sevindim.
Değerli Cemal Bey.
Eğtimcisiniz, Avrupa'yı da görmüşsünüz ama maalesef kesin ve peşin yargılardan kurtulamamışsınız.
Avrupa'da eğitim konusuna girmeyeceğim. Çünkü sizin gibi inceleme imkanım olmadı ama Türkiyedeki eğitimi bilirim ve yazdığım yüzlerce yazıdan en az ellisinde yerden yere vurmuşumdur sisin de belirttiğini gibi papağan misali ezbere dayanan eğitimi.
Ancak size peşin ve kesin hükümlüsünüz derken kast ettiğim konu eğitim değil. Din konusunda peşin hükümlüsünüz.
Mesela Aleviler Müslüman değil demiş kestirip atmışsınız.
Oysa bu gün bu soruyu Alevilere sorduğunuz zaman en az %50 si ''Alevilik Müslümanlığın özüdür'' Derler. Haaa sizin dediğiniz gibi '' Biz Müslüman filan değiliz'' Diyenleri de vardır.
Evet Alevilik bir mezhep değildir. Ancak bizde mezhep çatışmaları deyince hep Alevi-Sünni çatışmaları akla geldiğinden ben bunu kast ettiğinizi sanmıştım.
Şiir-Sünni çatışmalarına gelince:
Her ne kadar bir Madımak, Bir Kahramanmaraş olaylarını doğuran sebepler ve bu olayların sonuçları gibi olmasa da her Sünni- Şii çatışması aynı zamanda bir Sünni- Alevi çatışmasıdır da. Çünkü bu gün Alevilerin büyük bir bölümü Şiidir aynı zamanda. İkisi çoğu kez et ve tırnak gibidir.
Öte taraftan Pek çok yazımda Sünni- Şii savaşlarını yazmışımdır ki sadece Sünni-Şii savaşlarını anlatmamış olsam da Ali Osmandan Âl-i Osman'a'' Başlığı altında 30 bölümlük bir yazı dizisinde bu konu geniş olarak yer almıştır. Yani yine peşin hükümle '' Yazmanızı istemiştim'' dediğiniz konular defalarca tarafımdan kaleme alınmıştır.
İmam Şafi ile başladığım cevabımı Atatürk' ile noktalayayım:
''Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur.
Türk Ulusu daha dindar olmalıdır. Yani tüm sadeliği ile dindar olmalıdır. Dinime, bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam buna da öyle inanıyorum... (Atatürkün Söylev ve Demeçleri, cilt 3, s. 69-70, 29.10.1923, Fransız yazar Maurice Pernotya verdiği demeç)
Selam ve saygılar.
Serhat BİNGÖL
Dostum. Eğitim branşınızın sosyoloji olduğuna emin misiniz?!’’ öyle enteresan şeyler söylüyorsunuz ki şaka mı yapıyorsunuz yoksa bizleri saf ve cahil falan mı zannediyorsunuz anlayamadım doğrusu. Bahsettiğiniz konuların tarihi gerçeklerle uzaktan yakından bir alakası yok resmen kafanıza göre tarih oluşturmuş tarihi gerçekleri ters yüz etmişsiniz.
Saydığınız Türk boyları büyük Selçuklu imparatorluğunu oluşturan ögelerdir. Yani zaten İslamı seçmiş Müslüman topluluklardır. Kaldı ki o Türk boyları 1071 de Türklerin Anadolu'ya gelmesiyle birlikte o boylar da Anadolunun değişik bölgelerine yayılmış ve Osmanlı imparatorluğunun tarihi süresince de varlıklarını aynen korumuşlardır. Bu Türk boyları içerisinde İslama en bağlı olanı ve sayısal olarak ta en geniş Türk boyu cepnililerdir. Türklerin Anadolu'ya girmesiyle beraber çepni boyu Sinop'tan Trabzon'a kadar olan bölgeye yerleşmiş, Potnus Rum devletiyle savaşmış ve Karadeniz bölgesini Türk hakimiyetine almışlardır. Çepni boyunun bir kısmı da eğe ve doğu Anadolu'ya yerleşmiştir. 1071 de o bölgelere yerleşen Kıpçak ve Peçenek gibi Türk boylarıyla entegre olmuştur. Çepnililer fili varlıklarını Cumhuriyetin ilanına kadar da sürdürmüşlerdir. Hatta çepnililer bugünkü TBMM deki muhafız bölüğünün ve Cumhurbaşkanlığı muhafız alayının temelini oluşturur.
Diğer söylediklerinizin de ciddiye alınır hiçbir yanı yoktur hepsi tarihi gerçeklerden uzak tam bir inkar hastalığının akla uydurmalarından başka bir şey değildir.
Lütfen içinizdeki İslam düşmanlığını bu sayfalarda dışa vurmayın ve yalan, yanlış bilgilere dayanan düşüncelerinizle sayfa dostlarımızı rahatsız etmeyin yani insanların inancına saygılı olun. En azından maymuna tapan insanlara gösterdiğiniz saygının yarısını gösterin yeter.
Sağlıcakla.
öncelikle hocam sen siyasetten çok iyi anlıyorsun yapma :)
1: Suriyede herhangi bir üniversitede okurken Türkiyeye kaçmak zorunda olan öğrencilere okudukları bölüm olmak üzere başvurdukları herhangi bir üniversitede kontenjan varsa giriş sağlanabiliyor.
2: bu öğrencilere avrupa birliği fonu ve bizim kyk vasıtasıyla 1200 tl burs veriliyor. Not bunun yükünün yüzde 75 i avrupa birliği fonlarından geliyor yani bu bursun yüzde 75 ini avrupa veriyor
3. durumlarını belgelemek suretiyle Türkiyedw herhangi bir eve kiracı giren suriyeli aile kiranın yüzde 25-30 u kadar burs alabiliyor.
bunlar küçük rakamlar şimdi de suriyeliler ve yerel halkı inceleyelim.
Türkiyede yüzde onluk onbeşlik azınlık dışında kimse suriyelileri pekte hazzetmiyor kusura bakma hocam.
Türkiye çok zengin değil kendi vatandaşlarımız bile işşiz özellikle üniversite eğitimi almamış ve babadan zengin olmayan büyük şehir gettolarında yaşayan Türk vatandaşları iş için sanayi veyahut inşaat sektörüne gider tabi tekstil vb de var.
bir Türk vatandaşı en az 1300 tl yol yemek sigorta ile işe başlar. Ama suriyeliler gelince ucuz kaçak işci dönemi başladı 1300 ün dörtte biri fiyatına 12 13 14 saatlere varan sürelerde suriyelileri köle yaptılar. Sanayici mutlu ucuz işci geldi tek dükkanı olan esnafta mutlu ucuz işci ama Türkiye Vatandaşı insan mutsuz çünkü artık iş bulması daha zor.
hatta şunu diyeyim Suriyelilerin yüzde 90 ı Türkiyeyi istemiyor. Burası Avrupa kaçmak için basamak. Yani Suriyelilerinde de bizi pek sevdiği söylenemez.
şunuda söylemek gerekir ki Suriyelilerin çoğu Ülkelerini karıştıran ülkelerden biri olarak Türkiye yi görüyor.
Devam edelim oturma izni çalışma izni ve Vatandaşlık çok başka şeyler. Misal Japonya hangi ülkeden olursanız olun size vatandaşlık vermez. oturma izni verir çalışma izni verir ama vatandaşlık vermez.
avrupa ülkeleri için gelirsek vatandaşlık bir süreçtir bırakalım muhacirin ensar laflarını hepimiz biliyoruz Türkiyede az parası olanın suriyelileri köle gibi çalıştırma isteğini. Bir diğer nokta toplumsal uyuşmazlık efendim bu insanlar entegre edilmeden öylece çöp gibi vatandaş oldunuz oley denemez. bunun içinde neleri neleri var. suriyelilerin ve Türk vatandaşlarının beraber yaşadığı mahallelerde her hece bir kavga Konya Beyşehir bunun son örneği.
bu muhabirin ensar olayı rabiaya benziyor oy için bu insanları 1-2 yılda vatandaş yaparsanız 10 15 yıla pkk hizbullah vb terör örgütlerine hazır olun.
O çocuklar o mazlum suriyeliler vatandaşlık olmadan gayette çalışma ve oturma izni ile hayatta kalır.
asıl nokta ise keşke hergün yok avrupa iç işlerimize karışıyor diyen insanlar Suriye'nin iç içlerine müdahil olmasa idi de bu savaş buralara gelmeseydi.
Son diyeceğim ajitasyona gerek yok vatandaşlık olmadan da çok şey olur.
sadece oy için bir ülke bu kadar insanı aynı anda vatandaş yapmamalı.
daha iyi gözlem için sizleri saha gözlemi yapmaya davet ediyorum. Türkü Kürdü Akplisi Chplisi Mhplisi Hdplisi Suriyelileri sevmiyor.
Aynı oranda sevilmeyen Dışlanan Suriyelilerde bu ülke vatandaşını sevmiyor. Bunları görün lütfen.
çocuklar ölürken hatırlanmasa ölmeden hatırlansa keşke
mekansız tarafından 7/14/2016 11:26:09 PM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Yorumunu baştan sona okudum ama sonlara doğru yazdığın şu cümleler dikkatimi çekti:
''Son diyeceğim ajitasyona gerek yok vatandaşlık olmadan da çok şey olur.
sadece oy için bir ülke bu kadar insanı aynı anda vatandaş yapmamalı.''
Benim yazımdan belki de böyle bir sonuç çıkaramadınız ama söylemek istediğim bu zaten.
Oy için vatandaşlık verilirse hükümet bindiği dalı kesmiş olur. Çünkü oylar asla hükumete gitmeyecektir.
Selam ve sevgilerimle.
Sami Bey yeniden Merhaba, sizin bir eğitimci olduğunuzu düşünerek şöyle bir kaç noktada fikriniz almak istiyorum.
1-Öncelikle Branşınız Tarih midir?
2- Değerlendirmeleriniz adeta, gelişmemiş ülkelerin kullanmış olduğu yöntem olan sadece din ve duygusallıkla doludur neden?
3- Din ve mizahı birlikte yazıp sürekli Kuran'dan Ayetlerle toplumu İslama davet ederken, Türkiye'de dahil, bölgenin kanayan yarası olan İslam Milliyetçiliğini ve bu Dinin Mezhepsel çatışmalarını neden ele almıyorsunuz?
4- Siz bir eğitimci olarak daha bilimsel ve felsefi yöntemlerle yazıp, yaşanan sorunların gerçek çözümünü önermek yerine, sürekli duygusal ve Mizahi şekilde yazmakla, gerçekten Suriyelileri düşündüğünüzü mü sanıyorsunuz?
4- Ve bundan 5 sene evvel tüm Suriyeliler hayatlarından memnun iken, Türkiye her zaman münafık olarak nitelendirdiği ABD ile birlikte burunlarını sokup, Suriye'yi bu hale getirdiklerini neden yazmıyorsunuz? Selamlar
sami biberoğulları
1- Öncelikle branşım Tarihtir.
2- Yöntemimin gelişmemiş ülkelerin yöntemi olduğunu söyleyebildiğinize göre ben size bir soru sorayım: Sizin branşınız nedir? Gelişmemiş ülkeler derken hangi ülkeleri kast ediyorsunuz? Kast ettiğiniz ülkelerin yöntemleri hakknda ne derece bilgi donanımına sahipsiniz? Gelişmiş ülke ile gelişmemiş ülkelerin eğitim yöntemlerini karşılaştırabilmek için gelişmiş ülkelerdeki eğitim yöntemlerini de bilmeniz gerekir. O halde siz nesiniz? Ya da kimsiniz ki kendinizi bu derece etkili ve yetkili görüyorsunuz?
3- Mizah benim öğretmenlik yaptığım yıllarda da kullandığım bir yöntemdi. İnsanları rahatlatır. Size de tavsiye ederim. Çok fazla gergin olduğunuzu hissediyorum zira. Kur'andan ayetlere gelince: Çok rahatsız oluyorsanız bundan sonra İncilden ayetlere yer vereyim. Olur mu.
Din ve mezhepsel çatışmalar: Bu ülkeye bir Madımak katliamı, bir Çorum, bir Kahramanmaraş katliamı yeter diye düşündüğümden o konulara fazla girmek istemiyorum.
Ben Sünniyim. Gelinim Alevi...Kimsenin gönlü kırılmasın istiyorum. Bilmem anlatabildim mi.
4- Daha bilimsel ve daha felsefi ??? Yani daha sizin kafanıza yatacak, daha dini dışlayan, Kur'an ve Hadisleri elinin tersiyle iten?
Ben kendime göre yaşanan sorunların en önemli sebebinin iki yüzlülük ve samimiyetsizlik olduğunu söylüyorum. Siz farklı düşünüyorsanız buyurun yazın. Ama benden ille de sizin gibi düşünmemi, sizin beğeneceğiniz tarzda yazı yazmamı beklemeyin. Size engel olan yok. Dediğim gibi, daha bilimselini siz yazın, biz de yüce fikirlerinizden istifade edelim.
Ben bu şekilde yazmakla Suriyelileri düşündüğümü sanıyorum. Çözümü bir iki arkadaşımın yorumuna yazdığım cevapta söylemişim ( Hotamışlı arkadaş, ve Filiz şahin arkadaşlara yazdığım cevaplarda var.)
5- Bundan beş sene önce neler yazdığımı okudunuz mu?
Beş sene önce Suriyeliler memnunken??? Ne kadar bilimsel bir yaklaşım (!)
Bu durumda demek oluyor ki Türkiyede de 14 sene öncesine kadar Kürt sorunu diye bir sorun yoktu. Her ne olduysa bu 14 sene içinde oldu...Ve siz iş bu yönteminize bilimsel diyorsunuz. Kutlarım...
Benden de selamlar.
sami biberoğulları
Cemal Zöngür
Bir kere bende Eğitimin içerisinden gelen birisiyim. Branşım Sosyoloji.
Ancak çok kısa süre yapıp bıraktım. Çünkü Türkiye Eğitim Sistemi, insanı çok küçük bir alana hapsederek, kendin olmaktan çıkarıp, Papağan gibi düzenin sahiplerinin istediği şekilde düşünüp konuşmak zorunda bırakmaktadır.
Bu güne kadar 7 Avrupa ülkesini gezip hem Sosyolojik araştırmalar yaptım, hem de Eğitim programlarını inceledim. Bu arada Almanca ve İngilizceyi de öğrenmiş oldum.
Önce geri kalmış ülkelerden başlayabiliriz.
1-Madem Branşınız Tarih ise, Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı'nın İslamlaşarak kendi öz dil, din ve kültürlerine nasıl düşmanlaştıklarını ve böylece Öz Türkler olan Türkmen, Çepni, Kıpçak, Peçenek, Yörük, Tahatacı ve Bozokları neden katliamdan geçirdikleri tarihi olayları işlemeyip, sürekli Arapların uydurma Hikaye ve söylencelerini anlatıyorsunuz?
2-Geri kalmış ülkeler her zaman, devleti yönetirken feodal güçler olan, Aşiret, Dini Şeyhdarlık, Hemşehricilik, Bölgecilik, Dindaşlık ve de devlete direkt ve dolaylı şekilde sahip üç beş Sermaye sahibi kişilerin borazanlığını yapan ilkellikle (Primitif) hareket edip, bir türlü huzuru sağlayamayan beceriksiz devletlerdir.
3- Bu tür devletler, toplumu eğitirken, temel kaynakları Etnik ve Din milliyetçiliğine dayanan, yaşanmamış ya da hayali bile düşünülemeyen yalan hikaye ve söylencelerle sahte kahramanlıklar ve öyküler yaratmaları.
4- Kendinden olmayan her düşünce, kültür ve inançları düşman gösterip toplumda tedavisi mümkün olmayan Korku (Fobi) hastalığını (Düşmanlığı) geliştirmeleri.
5- İslam dünyasında bu güne kadar gerçek barışı sağlayarak yaşayan bir ülke gösterebilir misiniz?
6- Bu tür ülkelerin en büyük siyasetleri din olmuştur. Topluma her zaman en büyük cevapları da Din ve Milliyetçilik olmuştur.
7- Geri kalmış ülkeler, gerçek Sekülerizm, Laiklik ve Demokrasiye her zaman düşmanlaşarak din ve etnik milliyetçiliğe dayanan düşüncelere sarılmaları.
8- Geri ve Müslüman devletler, Modern Bilimsel gelişmeleri yaratan ülkeleri her zaman düşman gördüğü halde, bu devletlerden teknikleri satın alarak taklitçi mantıkla yaşamaları. Kısaca gelişmemiş ülkelerin düşünce yapılarını bu şekilde ifade edebiliriz. Şimdi gelişmiş ülkelere bir göz atalım.
1-Sevelim sevmeyelim dünyanın en gelişmiş ülkeleri Avrupa olduğuna göre, buralardan başlamak gerekir. Çünkü Türkiye Avrua'ya girmek için 50 sene çalmadık kapı bırakmamıştır. Bu bile Türkiye için bir gelişim sayılmaktadır.
2-Gelişmiş ülkeler; siyasal olarak ülkelerindeki tüm farklı düşünce, inanç ve kültürleri gerçek olarak Anayasal Sözleşmesinde resmileştirip doğru ve somut bir ulusal yapıya geçmiş olmalarıdır.
3- Bu ülkelerde Dinler kendi özerk kurumlarını oluşturup, inanan kişilerden vergiler alınarak ya da isteyen insanların bağışlarıyla ayakta dururlar. Devlet yönetimleriyle direkt olarak en ufak bir bağları bulunmadığı gibi devletten maddi yardım da alamazlar.
4- Okullarda Din Dersi almak isteyen öğrencilere, ayrı bir sınıf ve ayrı bir zamanda din eğitimi verilir.
5- Çocuklar başta olmak üzere, toplum eğitilip bilgilendirilirken, Dini bir Azrail gibi gösterip, Allah'ın da bu tür korkuları yaratmaktan başka bir işi yokmuş gibi asla gösterilmemesi.
6- Gelişmiş ülkelerde Etnik, Dini, ya da bölgesel herhangi bir gücün Milliyetçiliklerini övecek ya da bunun propogandasına benzer en ufak bir
bilgilendirme Yasal olarak yasak edilmiş olması.
7- Her din, inanç, dil ve kültürün kendisini ifade edebildiği, gerçek Laiklik, Sekülerizm ve Demokrasiden asla taviz vermemeleri.
8-Her türlü bilimsel çalışmaların gelişmesi için, Ana Okulundan itibaren 20 ya da en fazla 30 kişilik sınıf mevcudunu aşmayan, Branş ve Rehber (Sosyal Pedegog) öğretmenler birlikte tüm sosyal aktivitelerde görev almaları.
8-İstisnaların dışında farklı giyinen, düşünen, ibadet eden kişiyi rencide edecek en ufak bir aşağılamanın söz konusu dahi olmaması.
9- Bazı Müslümanlar, kendi ülkelerinde yapmış oldukları feodal ve radikal dayatmaları, Avrupa'da da sürdürmek istemeleri neticesinde bir takım müdahalelere maruz kalmalarını Irkçılık değildir.
10-Avrupa ülkelerinde hepsinden önemli ve ilk uygulanan kural ve ilke
ise, Huzurlu, barış içinde ve temiz düzenli bir ülke için Nüfus Planlamasını (Demografi) sonuna kadar ciddi ve gerçekçi uygulayarak, yaşanabilir temiz ve kavgasız bir ülke yapmış olmalarıdır.
Gelişmiş ülkeler ile ilgili de kısaca bunları belirtebilirim.
İslam Mezhepleri Çatışmasını siz Alevi Ve Sünni şeklinde anlamışsınız. Ben onu bahsetmiyorum. Aleviler Zaten Müslüman değildir. Türkiye'de Alevi - Sünnni adıyla yaşananlar, Mezhepsel çatışma değildir. İslam ve İslam olmayan meseledir. Aleviliği siz hala Müslümanlık olarak biliyorsunuz. Bu yanlıştır.
Asıl Mezhepsel çatışmalar olan Müslümanların arasındaki Şİİ ve SÜNNİ savaşlarını yazmanızı istemiştim. Esen kalın.
Kıymetli hocam Suriyeli meselesine farklı bir bakış açısıyla yaklaşmışsınız bazı satırlarda gülümsetip bazı satırlarda da derin düşüncelere sevk ettiniz bizleri. Öncelikle Rabbim o insanların yardımcısı olsun. Çünkü yaşadıkları çok zor şeyler, hayat çok enteresan bir zamanlar onlarında evleri düzenleri ve işleri güçleri, varken bu gün maalesef o insanların önemli bir kısmı ülkemizde dilenerek hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar çok trajik bir durum. Umarım ve dilerim en kısa zamanda ülkelerine ve eski düzenlerine kavuşurlar. Nihayetinde hayatta her zorluk bir gün gelir geçer yeter ki insan umudunu yitirmesin.
Fakat asıl trajik olanı vicdanını yitirmiş ve umutsuz vaka konumundaki insan müsveddesi olan yaratıklardan öyle şeyler duyuyorum ki, gerçekten ülkem adına bazen umudumu yitiriyorum.
Hani şu bize sığınmış insanlara miktirsin gitsinler defolsunlar ülkemizin etnik yapısını bozuyorlar diyen kendi ülkesinin etnik özelliğinden bi’haber olan hatta kendi etnik kökeninin nereden geldiğini unutan, Rum bozması Ermeni dönmesi özelliklerini görmeyip sözde Türkçülük hassasiyetinin arkasına sığınarak bu insancıkları aşağılamaları ne tuhaf?!’’ gerçi aşağılık kompleksi olan bu insan müsveddeleri kendi ülkesindeki vatandaşına yapılan gıda, yakacak ve sağlık hizmetlerine de karşı olup bu yardımları alan çaresiz ve yoksul insanları aşağılıyorlar ya neyse..
Kaldı ki, ülkemizde yüzlerce yıldır Osmanlıya bağlı olarak bu topraklarda yaşamış Siirt,Mardin,Urfa,Hatay, Adana, Mersin, G.antep ve batı bölgelerindeki büyük şehirlere yerleşmiş yaklaşık on üç milyonu Arap kökenli insanımız zaten mevcut öyle asi mile falan da olmamışlar evlerinde halen Arapça konuşuyorlar. Üstelik o insanlarımız da Suriye den gelenlerin uzak ya da yakın akrabalarıdır.
Şahsen Suriyelilere vatandaşlık verilmesine karşıyım ama bu etnik nedenlerden dolayı değil. Çünkü onların bir vatanı var ve barışın sağlandığı gün ülkelerine dönmeliler, yani o insanlar vatansız değiller.
Bir de siyasetçilerin bahsettiği şöyle bir ifade var ‘’Efendim kalifiye ve eğitimli olanlarını vatandaşlığa alacağız’’ bunun kadar etik olmayan iğrenç bir söylem olamaz. Ülkelerine dönecekleri gün hepsi dönmeli ve o eğitimli insanlar sayesinde ülkelerini yeniden inşa etmelidirler, kardeşlikte dostlukta böyle düşünmeyi gerektirir.
Kaleminize emeğinize sağlık.
Saygı ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Hemen peşin peşin belirteyim:
Ben Suriyelilere T.C Vatandaşilığı verilmesi konusuna karşıyım. Bunun sebeplerini de diğer yorumcu arkadaşlar pek bir güzel açıklamışlar ki gördüğüm kadarıyla sen de aynı fikirdesin.
Yalnız benim karşı ya da taraftar olmamda Tayyip Erdoğan'ın ne dediğinin hiç bir payı yok.
ppk Türk vsatandaşı, DHKPC Türk vatandaşı, Gezi vandalları Türk vatandaşı, Hepisi Ermeni olanlar Türk vatandaşı, Hizbullah, el Kaide, İşid, içlerinde bir sürü Türk vatandaşı var...Ülkemde Suriye vatandaşı istemiyorum'' Diyenlerin pek çoğu ( Mesela Cemil İpekçi) ataları Yahudi göçmeni olan Sebatayistler..Ülkenin Akdeniz sahilleri İngiliz, Fransız ve Ruslar tarafından adeta işgal edilmiş( Türk Vatandaşı olmasalar da) Hiç kimse onlara ''Siktir ol '' Demiyor.
Neyse...Sinirlerim ayağa kalktı. Daha fazla yazarsam ağzım bozulacak. Burada kesiyorum
Selam ve sevgilerimle.
Değerli hocam, gerçek hayatta ve/veya dramalarda (filmlerde) şöyle bir mizansen çıkar karşımıza: Kahramanı sıkıştırmak isteyen serseriler, içlerinden en çelimsiz olanı öne sürerler... Çelimsiz serseri yaptığı terbiyesizliklerle kahramanı kışkırtmaya çalışır... Kahranının çelimsiz serseriye "Oğlum bak git!" demesi, diğerlerinin müdahil olmasına yeter!...
Suriye'yi karıştırdılar...
Zaten orada çok elverişli idi ortam...
Hak ile, hukuk ile, insanlıkla ilgisi olmayan bir ortam...
Azınlık diktatörlüğü...
Türkiye düşmanı teröristleri himaye eden bir ortam...
Hatay'ın kendisi olduğunu iddia eden bir ortam...
Karıştırıcılar bir taşla çok kuş vurmayı hesaplamışlardı...
Evet, böylece 'çelimsiz serseri' de ortaya çıkarılmış oldu...
O da bir tane değil ki, arkadaş...
Neyse... Türkiye, Çelimsiz Serseri'yi metanetle karşılayınca, karıştırıcıların ayakları suya erdi...
Tekrar 'temcit pilavı'nı ısıttılar...
Sözde Ermeni katliamı suçlamasını 'oy çokluğu' (!) ile kabul ettiler...
3000 yıl Avrupalı olamazsınız, dediler...
Eveeet, şimdi de diyorlar ki, geri gönder gitsin, şu çelimsiz serserinin çocuklarını...
Ne var ki, yine bir şeyi hesaba katmadılar: Türk, çocuğa sadece çocuk olduğu için sahip çıkar!...
Eee, bir de bizim çelimsizler var değil mi?...
Yazıda onlara nonoş mu, demiştiniz!...
Ha, tamam, kokoş...
Yahu, değerli hocam, ne anlar onlar "Çocuklara kıymayın efendiler!"den...
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Selam ve saygılar
Sinan ATİK
"Ben siyasetten pek anlamam. Hatta hiç anlamam dersem yalan olmaz."
Sami Bey...
Bu iki cümlenin ders gibi olduğunu düşünüyorum.
Hele hele her şeyi sloganlaştırıp,hayatı sadece propagandaya indirmenin "dayanılmaz hafifliğine" kapılmanın sonuçta bir seviye kaybı doğurduğuna dikkat çeker gibi.
Yazınız her zamanki gibi güzel ama en güzeli de bu girişti.Nice güzellikler sizinle/sende olsun.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Suriye’nin savaş durumunda olması ve savaşın acımasız yüzünü göstermesiyle
Ülkesini terk etmek zorunda kalan Suriyeli mülteciler,Türkiye de, toplumu,ekonomik,
sosyal ve elbette siyasi bakımdan derinden etkiliyor. Türkiye bütün bu zorlukların
üstesinden nasıl gelebilir?Türkiye, uzun bir süredir bir sığınma ve göç ülkesi.Açık bir
şekilde görülüyor ki ;Suriye’deki çatışma ve şiddet devam ettiği sürece Suriyeli mülteciler
uzun bir süre daha Türkiye’de kalmaya devam edecekler.Mültecilerin çoğu için kısa
vadede ivedi bir geri dönüş pek mümkün görünmüyor. İlk olarak, konukseverliğin
ötesine geçmek artık belirgin bir ihtiyaçtır. Mültecilerin korunma ve bakımı uluslararası
bir sorumluluktur.AB üyesi ülkeler sığınmak için sınırları geçmeye çalışan Suriyeli
mültecilere yönelik, geri itme ve reddetme gibi uygulamalardan vazgeçmelidir.
Sadece Türkiye’ye değil, uluslararası topluma da Suriyeli mülteciler ve yerlerinden
edilmiş insanların sürekli büyüyen ihtiyaçlarını karşılarken yaşadıkları güçlükler
konusunda destek olabilmelilerdir.Herkes kendi cennetini ya da kıyametini yaşıyor
maalesef,anlamak zor.Allahım,zalimlere fırsat verme,mazlumlara,masumlara yardım
eyle,vatanımızı,milletimizi muhafaza et.Ülkemizin içinde bulunduğu durumunu ve
gerçeğin göstergesi yazınızı kutluyorum.Saygı ve selamlarımla.
sami biberoğulları
Yorumunuza cevap vermekte geciktim biraz. Lütfen mazur görün beni.
Yazdıklarınızın tamamına katılıyorum.Dilerim en kısa sürede ülkelerindeki savaş biter de sağ salim ülkelerine geri dönerler.
Nasıl ki çiçek dalında güzelse her insan da kendi ülkesinde güzeldir.
Selam ve sevgilerimle.
'' SAVAŞ ÇOK ÇOK HAKLI BİR GEREKÇESİ YOKSA BİR CİNAYETTİR'' M: KEMAL ATATÜRK. Birilerinin emperyalist ağızların! borazanlığını yapa yapa bu güzel coğrafyayı kan gölüne çevirmekten zerre utanç duymayanların suratına çarpın bu yazıyı Sami bey.Öyle ya da böyle göz göze cinayetler işleniyor. Ölüsüyle , ölüden farksızıyla pisi pisine......Güzeldi
sami biberoğulları
Bir cinayete çocuklar kurban veriliyor maalesef.
Selam ve sevgilerimle.
çocuklar bu pis oyunun sadece kurbanı
kimi zaman ölerek kimi zaman sokak kanunlarıyla sokakta bilenerek harcanan kurbanlar. onların seçimi değil
Vatanını savunmayı bırak ardına bakmadan yollara düşüp hangi milletten olduğu dahi şaibeli insanları ensar mensar falan filan madalıyşa alıp avrupaya tehtit unsuru olarak tutan siyasilerin pisliğinin en ağır faturasını ödeyenlerdir o çocuklar.
Kendi ülkemizdeki öğrencimizin ayağına çelme niyetine sınav üstüne sınav dolayan sistem onlara buyur seç beğen oku şeklinde üniversite veren, doktor bilim adamlarına engel sunarken elin afamlarına imkân üstüne imkan tanınırken
ülkemin kaynaklarından benim insanıma şuydu buydu oydu şartı koyularak zora sokulan yardım almalar onlara direk maaş en son tokiden ev verilirken ve ülkemin demografik yapısı tehlikeye sokulurken bunun faturasını en rahat kesilip itilip kakıldığı yer çocuklardır. Geçmişte peşmerge denilerek getirilenler vardı Özal zamanında onlar nerede şimdi?
pkk saflarına katıldılar hayırlı olsun arap marap sevmiyorum istemiyorum illa fakir fukara doyuracaksak kendi fakirletimiz var Gazilerimiz ve şehit yakınlarımız var. Avrupa nitelikliyi seçip alıyorsa bize bırakılan saatli bombadır.
sami biberoğulları
Sen de Asena Ablam gibi konuşmuşsun ki dikkat edecek olursan sadece onun söylediklerinin bazıları için '' Haklısın abla'' Demişim.
Bu konudaki benim net görüşüm: Savaş bitene kadar, Türk milleti ile karıştırılmadan kamplarda barındırılsınlar, ( Ama insanca tabii ki) Ülkelerindeki savaş bitince de ülkelerine dönsünler.
Hotamışlı kardeş aslında soruna oldukça bilimsel ve akılcı yaklaşmış. Onun yorumunu da okuyabilirsin.
Selam ve sevgilerimle.
Dosteli_
Filiz Şahin.
devletler duygularla yönetilmiyor
2milyon geldiler 5 milyon oldular gerisnin siz hesap edesiniz
Sami hocam bu olay hümanizmle açıklanamaz. Hesap farkı tarihte cevap mevcut. Ha bu hesapla halep geri alınır mı dersin?
Filiz Şahin.
ESAD, SURİYELİLERİN TÜRKİYE'DE KALMASI ŞARTIYLA BARIŞMAYA SICAK BAKIYOR!
TAM ALTI AYDIR HEYETLER ESADLA GÖRÜŞÜYOR.
VE ESAD BARIŞMAK İÇİN .
GİDEN SURİYELİLERİ GERİ YOLLAMIYACAKSIN ŞARTI KOŞUYOR.
ÇÜNKÜ GELENLERİN ÇOĞU .
SABIKALI .EĞİTİMSİZ.
VE KİRLİ İŞLERE BULAŞMIŞ.
İŞTE BİRDEN BİRE ORTAYA ÇIKAN .
SURİYELİLERE VATANDAŞLIK .
BUNUN İÇİN ORTAYA ÇIKTI.
SURİYE KURTULACAK.
ŞİMDİ ANLADINIZ MI SURİYELİ SEVDASINI .
ESED .
YİNE OLACAK .
KARDEŞİM ESAD.
BİZE DE .
SURİYE'NİN ÇÖPLERİ KALACAK.
Engin ALAN
Hocam, guzel ve cok onemli bir yazi okudum.
Goc masa basindaki hesap isine gelmez. Bu konuda mas basinda yapilan hesaplarin carsiya uymadigina sahidim, Bati Avrupa'da gocmen olarak yasayanlardan biriyim. Mesela Bati Avrupa ulkeleri 1960'li yillarda Turkiye, Ispanya, Italya, Fas, Eski Yugoslavya gibi devletlerden isci istedi. Bunun yani sira eski somurgelerinden goce musade etti. Bu nedenlerden dolayi Bati Avrupa ulkelerinin cogunda Afrika, Asya veya Guney Amerika'dan insanlar bulunmaktadir. Topluma entegre olmus olanlar var ama olmayanlar cogunlukta. Birileri kalkip hemen olayi dine baglamaya kalkismasin, hristiyan Afrikali'larda halen Bati kulturene (yeterince) entegre olamadilar. Mesela Hollanda'daki Antillen Adalarindan gelen hristiyan siyahiler toplumla butunlesememislerdir. Belcika veya Fransa'daki hristiyan Afrika kokenlilerin de hristiyan olan Bati toplumuna tam anlamiyla entegre olamamislardir.
Netice kelam, bu konu uzerinde bakanlik kurulup bati Avrupa veya baska goc almis devletlerin tecrubelerinden yararlanip saglikli politikalar gelistirilmelidir diye dusunuyorum. Aksi takdirde ileride basimiz fena halde agrir. Sahsi kanaatim; Suriyelilere veya baska multecilere gecici oturum musadesi verip savas bittikten sonra herkes ulkesine geri donmelidir.
Slm,
abdullah
sami biberoğulları
Oldukça konuya vakıf bir yorum yazmışsın. Çok teşekkür ederim.
Ben de senin gibi düşünmekteyim. Ülkemize göç eden bu insanlar, bizim insanımızla asla karışmadan savaş bitinceye kadar mülteci kamplarında ama insanca barındırıldıktan sonra derhal ülkelerine geri gönderilmelidir. Aksi takdirde senin de belirttiğin gibi ileride faturası ağır olacaktır.
Selam cve sevgilerimle
Portakaaaallllll !!!
Şimdi ağabey herşeye eyvallah! Çok çok hattaaa çooookk güzel anlatmışsın! Bende itiraz etmeden bir iki noktasına değineyim.
Adam müslüman bir tomar sakal ile kameranın önüne geçiyor ki geçiş şeklini dahi kaydetmiş. Anlatmaya başlamış. ohooo neler neler? Haklı ve sende haklısın. Yazının başındaki sözlerine de sonuna kadar katılıyorum. Kurtuluş savaşında Türk' e Türk ten başka hiç kimse yardım elini uzatmadı.
Ancak Suriye konusuna gelince '''Orada Devlet katliam yapıyormuş''' Türkiyede olsa Türk vatandaşı ne yaparmış??? Biz de bırakır kaçarmışızzzz!!! Bak ağabey bu laflar Politik olmuyor hemi? Biz de çalat kaşıkla Türk Askerine karşı mı koyarmışızzzz??? Bu deli saçmaları insanın kanını kabartıyor.Bu lafları söyleyen Türk düşmanları bu Suriye işini körüklüyor! Tarih Öğretmeni olarak 1915 tehcir olayını da kısaca bir yazsaydınız! Suriyeye gönderilen Ermeniler, Türkiye de Kürtleşmiş Ermeniler ile ne alakaları olabilirdi? Acaba gelen o üç Milyon Suriyelilerin içinde onlarda varmı? Amaçları şimdi buraya yerleşerek ne yapmak? Ben bilemiyorum aklıma gelen de bu sorular.. Suriyeli din kardeşlerimiz ve onların çoluk çocukları tabii ki bizlere emanet! Biz de onlar Müslüman olmasalar bile onları koruma ve kollama işlerini İnsani açıdan yapmak durumundayız! Hainlik edenlere ne demeli bilemiyorum?
Ağabey fazla uzatmayayım Ben Ensar olabilirmiyim? Olmak isteyen kardeşlerimize engel mi oluyoruz? İsteyen evinide verir karısını kızını da. Nasıl ki Bizim gençler Suriyeli hatunları '' Bugün bir Suriyeli becerdim'' diyerek övünç yapmışlarsa onlarda aynısını bizimkilere söylesinler. Bu işler adamı şişler.
Amiyane tabir ile.
Okudum bir kaç yerini beğenmedim! Sen nereleri beğenmediğimi biliyorsun.
Yüreğine sağlık. Güzel bir konu.
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Eğer biri bir görüş ortaya atmışsa o görüşün tamamını beğenmek elbette çoğu kez mümkün değildir. Beğenmediğin hususlar için de saygı duyarım.
İlle velakin:
1915 tehcirini yaz demişsin ya..Ben on tehcir olayını tam 28 bölüm olarak yazdım. Bu sitede hem de... her bir bölüm en az dört sayfa sürdüğüne göre yaklaşık 28x4= 112 sayfa yazı....Neredeyse bir kitap yazmışım))))))))
Selam ve sevgilerimle.