- 686 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yaz Helvası ve Kayısı…
Bugün, Ortahisar Kânuni parkı dönüşü imâlâtçı bir işyerine uğradım ve Yaz Helvası satınaldım. İşyerinde çalışanla Selâmlaşmam vardır.
Kilosu kaçadır bilmem, yarım kilo istedim, kesti- tarttı bakmadım. Paketledi, 20 Lira verdim para üstü olarak onikiliraellibeşkuruş verdi;
paraüstünü saydım- aldım. İyi dileklerimle işyerinden ayrıldım; ancak, aklım aldığım paraüstündeki bir adet beş kuruşa takıldı.
Bu yazıyı da bu sebeple yazmaya başladım…
Üç gün evvel idi, yolumun üstü olmayan bir manavdan yaptığım alışverişi hatırlattı bu beş kuruş…
O gün, manava geldiğimde kapının sağ dış kenârında yüksekte durak bir tepsi içindeki kayısının üzerinde altı Lira yazıyordu…
içeriye bir adım girdim ve bana kayısı için bir naylon torba verir misiniz? Dedim. Manav, torbayı verdi, torbaya aldığım kayısıları manava tartması için uzattım… bana: “Siz tartıya koyun- tartın” dedi… terâzi benim yanıma yakındı ve o an içeride bir bayan müşteri vardı… tarttım: 790 Gram.
Manava gramı yuvarlatarak, 800 Gram geldi dedim… beş lira dedi… elimde beş tâne bir liralık mâdenî parayı vererek işyerinden ayrıldım… oysa, 800 Gram kayısı altı liradan, dörtyüzseksen kuruş tutuyordu ve benden yirmi kuruş fazla para almış- ben de bile- bile sesimi çıkartmadan işyerinde “aklımda” diye düşünerek ayrılmıştım.
Anam rahmetli bizi atasözleri ile terbiye edip büyütürken, sözün burasına has; “karnının doymadığı yerde açlığını belli ettirme!” derdi. Ne bilsin manav müşterinin, kimin kaç kuruşa değer verdiğini ya da bonkörlüğünü.
Dedim ya üç gün oldu bu alışverişi yapalı… o an düşünmüştüm ki, müşteri tartarken yalan söyler diye kabul ederek benden yirmi kuruşu fazlalık aldı!... iyi de bugünkü beş kuruş ile bu aklı birleştirince canım sıkıldı bu işe… doğru işi, işçi çalıştığını bildiğim; yanlış işi, bir başka işyerinde işin belli ki, sâhibi yapıyor… benim için, “beş kuruşun hesâbını yapıyor” denen müşterilerden olmadığımı; ancak, “sinek murdar değil, mîde bulandırır” Atasözü misâli, böyle eğri işleri sineye çekemedim… bu ne ki!?... deseniz de dişimin arasına sıkışmış bir kıymık için rahatsızlık duymamak elde değil; kâhten, lâzdanla(!) diş etimi kanattığım çok olmuştur!..
Kısacası, şehirde yaşamak yorgunluk veriyor… para harcamak bana göre değil… o’nu kazanırken, ne kadar titizlikle hak ettiğimi düşünmeden edemiyorum…
Bu sıcak yaz günü, yordum Sizi, beş kuruşluk iş için; ne olur, bağışlayın câhilliğimi.
Helâl lokmalarınızdan, sıhhat ve âfiyet görün.
Alışverişte, hasır altın bilezik örün…Trabzonişi olsun.
Saygımla Efendim…
Kadiryeter Kadir Yeter.
12 TEMMUZ 2016 Sâlı.
Kavakmeydan Mahallesi, Şehir Stadı yanı. TRABZON.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.