KİTAP
MÜZİK
ATÖLYE
- 780 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Meşhur Suriye Meselesi
Her kesimden insanın son dönemlerde üzerine çok yoğunlaştığı bir konu; Suriye meselesi. Daha doğrusu Suriyeli meselesi...
Özellikle son bir-iki haftadır bu mevzunun iyice gündemin zirvesine ulaşmasına sebep, yapılmış olan açıklamalar. Tabii bununla birlikte olumlu ya da olumsuz Suriyeli haberleri...
Olumlu haber, Suriyelilerin en az bizim kadar bu vatanın sahibi olduğunu söyleyen, ümmetçiliğiyle göz dolduran kişiler tarafından çıkarılıyor. Mesela bazı Suriyeli ailelerin perişan halleri; bu haberler ön planda tutuluyor.
Olumsuz haberlerse, "Biz kadınları, çocukları, yaşlıları alalım dedik; eli silah tutabilen her erkek buraya toplandı." şeklinde haklı bir beyin fırtınası yapanlardan çıkıyor.
Doğal olarak "Biz adamları mazlum diye aldık, bunlarsa sahillerde tatil yapıp, "Suriye" diye slogan atıyor." diyorlar.
Şunu da ekliyorlar: Madem bu kadar erkektiniz, ülkenizde terör örgütleri cirit atarken, neden bu sloganlar eşliğinde vatanınızı savunmadınız ?
Bu sorular ve verilecek cevaplar uzar gider. Önemli olan, bu muhacir-ensar durumunun toplum psikolojisini nasıl etkileyeceği.
Milletimizin bu gibi konularda hassasiyeti büyük; düşünmeden, ayırt etmeden kucak açar herkese.
Her ne kadar bu konuda hassas olursak olalım, bu hal bedeller ödetecektir bize. En ağır bedel de, psikolojik açıdan ödenecektir.
Bu bedelin ağırlığının sesi uzaktan uzaktan geliyordu. Herkes rahatsız, fakat kimse saniyesinde ırkçı ilan edileceği için açık konuşmuyordu.
Kadınlarımızın sokakta rahat yürüyememesi, Suriyeli grupların hastanelik ettiği Türk gençleri...
Bütün bunlar toplum hafızasına kazınıyor ama kimseden çıt çıkmıyordu.
Bu olanları dile getiren de birkaç kişi, birkaç çevre...
Konya’dan da bir haber gelince artık milletimizin sabrı taştı. Olay geçtiğimiz günlerde, Suriyeli bir grubun sokak köpeğini tekmelemesiyle başlıyor. Bunun üzerine "Türk vatandaşı" genç uyarıyor grubu. Daha sonra bıçaklı kavgaya dönüşüyor tartışma. Bir Türk hayatını kaybediyor.
Türk milleti, her çevre tarafından düşmanlık gören ve bu düşmanlığın sonucuyla ülkesine füze atılan, sokaklarında bombalar patlayan, katliamcı milletler tarafından soykırımcı olarak nitelenen, hakimlerinin skandal kararlarıyla yatıp kalkan, meclisinde ülkesinin düşmanı bulunan, "bayrak için mücadele ediyoruz" diyen futbolcusunun primle çalıştığı, psikolojisi bozuk bir millettir.
Bütün bu olaylardan sonra sinirleri alt-üst olmuş bu millet, başkalarının nazını ne kadar çeker ?
Kendi devletinde, başkalarının Arapça tabela isteklerini nasıl karşılar mesela ?
Zaten patlamaya hazır bir bomba halinde olan bu millet, yaşananlardan sonra ensarlığını ne kadar sürdürebilir ?
Ya da gerçekten mazlum olanlar dışında, diğer Suriyeliler de muhacir midir ?
YORUMLAR
Merhaba Batuhan Bey, ifade etmiş olduğunuz gibi, Türkiye toplumunun gelecekte de benzer rahatsızlıkları daha sık yaşayacağından kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Evet biz Türk ve Türkiyeliler de, Misafir Perverlik, Konuk Severlik ve Dostluk düşüncemiz en güzel kültürel yanlarımızdan birisidir. Bu kültürel yapıyı Araplar da veya başka bir toplumda görmek çok fazla mümkün değildir.
Bu güzel özelliğimizi kullanıp, kendi Dil ve Kültüründen utanırcasına bir an evvel Arap İslam Şeriatına geçmek isteyen İktidar vb, Araplar gibi çok fazla toplumsal değeri olmayan çarkçı bir toplumu başımıza büyük bir bela olarak sarmışlardır. Aslında gelen tüm Suriyelileri, Arap İslam kültürüne hayran olanların kendileri evlerine alıp bakmaları gerekir.
Çünkü bundan beş sene önce Suriye'de bu kadar büyük bir sorun yoktu. Bu sorunu Türkiye'nin mevcut Hükümeti ve beraberinde hareket eden rantçılar burunlarını sokmaları neticesinde bu konuma getirdiler. Bu da ciddiyetsiz ve kendi kültüründen uzak Devşirmelerin yapacağı iştir. Gerçek Türkiyelilerin çok akıllı olması lazım. Bu devşirmelerin oyunları işlemez kılınmalıdır. Selamlar
