- 673 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Üniversiteli Oğlum
ÜNİVERSİTELİ OĞLUM
Sevgili oğlum,
Sana bu mektupları yazmaya başladığımda henüz bir bebektin. Bir baba olarak sana mektuplar yazmam gerektiğine inanmıştım. Yazmaya başlamıştım ve yazmayı sevmem sayesinde bir süre sonra yüzlerce mektup oldu. Bunları önce deftere kaydediyordum. Sonra bilgisayara geçerek yerel gazete ve bloglarda yayınladım. Hatta bazı mektuplar defalarca yayınlanmasına rağmen ilk gün yazılmış gibi okundu. Bazıları binlerce okundu. Çok insandan hayır dualarda aldım. Ben sana yazdım, hem sen hem başkaları faydalandı. Bu da yazmanın ve okumanın üstün gücünü gösteriyor.
Sevgili oğlum,
Sen doğmasan sen dünyaya gelmesen ben de baba olamayacaktım ve bu mektuplarda olmayacaktı. Dolayısı ile insanlarda güzel mektupları okuyamayacaktı. İnsanın varlığı ile başkalarına ilham vermesi ne güzel duygudur.”İnsanların hayırlısı insanlara faydalı olandır” emri ne güzel bir emirdir. “İyilikleri emretmek ve özendirmek, kötülüklerden insanları alıkoymak” ne güzel şeydir. Kötü şeylere engel olmak ve güzellikleri sevmek. Ne güzel duygu. İyi insan olduğunu iddia edip de bunun tam tersini yapan yani “ kötü insanlara hoşgörüde bulunup de güzel şeyleri yapan insanları kıskanan, yaptıklarını takdir etmeyen görmemezlikten gelen insanlara ne kadar acırım. Çünkü zavallılardır.
Sevgili oğlum,
Sen daha sonra anaokuluna başladın. Geçen gün ana okulunda okuduğun şiirin videosunu seyrettik ailece. Biz duygulandık. Sen ne kadar güldün, ne kadar komik buldun eski halini biz bile şaşırdık. Hayat böyledir oğlum geçmişe bakınca genç isen gülersin bizim gibi anne ve babaysan hüzünlenirsin. Duygulanırsın.
Canım oğlum,
Sonra ilkokul yılların, sonra ortaokul ve en sonunda da başarılarla geçen lise yılların, ergenlik dönemine girmen ve koskocaman insan olman ile bazen duygulandık ailece bazen hüzünlendik.
Canım oğlum,
İnsan bedenen gelişiyor. Bunu durdurmak mümkün olmuyor. Ama insan sadece bedenen gelişmiyor. Bilgi ve ruhi olarak da psikolojik olarak da gelişmesi gerekiyor. Beden gelişirken bilgi sahibi olmayı istemeyen inatla reddeden, psikolojik olarak gelişimini de sağlamayan insan sonradan hayatta zorlanmaya ve sadece kendine değil, kıskançlıkları hasetleri verdiği maddi ve manevi zararlar ile diğer insanlara başta ailesi olmak üzere zarar vermeye başlıyor. Bunun önlenmesi için de insanın bedenen gelişimi yanında ruhen, psikolojik olarak, bilgi olarak da gelişmesi gerekiyor. Senin bunu başardığını görmek beni mutlu ediyor. Bunu sağlayan insan da hem hayatında hem meslek hayatında büyük oranda da evlilik hayatında başarılı olacak demektir.
Sevgili oğlum,
Zaman çabucak geçiyor durduramıyoruz. O yüzden gelişimimizi bedenen ve ruhen eşit oranda sağlarsak hem hayatta kendimize hem ailemize hem de topluma faydalı olmanın sevincini yaşayarak “İnsanların hayırlısı insanlara faydalı olandır” emrini yerine getirmenin mutluğunu yaşar. Bu güzel gelişimini 18 yaşına kadar sürdürdün. Bundan sonra daha gayretle daha çok öğrenme, okuma, isteği ile sürdürmeni bekleyeceğiz senden. Hayatta yerinde saymadan “İki günü birbirine denk olan ziyandadır” peygamber emri gereği her geçen gün daha ileri gitmek için çaba harcamalıyız. Ne kadar çok kendimize ve insanlara sevgi ve bilgi temelli faydalı olursak o kadar mutlu ve bahtiyar olarak kazançlı çıkarız hayattan. Bu yüzden senin bu konuya dikkat ederek bu hayat serüveninde bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da gayretinin artarak devam etmeni bekleyeceğiz.
Canım oğlum,
Hayatta başarı neye ne kadar zaman ayıracağımızı bilmek, zaman gibi değerli kaynağımızı değerlendirmek, boş şeylere zaman ayırmamak, faydalı şeylere daha çok zaman ayırmak ve maddiyata daha az önem vererek sevgi ve bilgi temelli çalışmalar yaparak, manevi dünyamızı zenginleştirerek elde ederiz. Bugüne kadar okuduğum kitaplarda yaşadıklarımda özetle bunları gördüm. Uygulayınca başarı da benimle beraber oldu. Zaman planlamasına önem veren insan her zaman başarıyı yakalayan insandır.
Canım oğlum,
Üniversite yaşamı okul ile hayat arasında en önemli köprüdür.Bu yüzden çok insan Üniversite yaşamını pek öğrenme değil de eğlenme zamanı zanneder. Halbuki Üniversite hayatının “ öğrenme köprüsü “ olarak gören insan sadece okulda hocalarından değil aynı zamanda çevresinde tecrübe ve bilgi sahibi olan insanlardan da en azami düzeyde faydalanmasını bilen insandır. Çünkü hayat okulunda hoca yoktur. Sen hocalarını bulacak ve faydalanacaksın. Bu yüzden Üniversite hocaların dışında hayatta da sana yol gösterecek hocalar bulduğunda onlardan kaçmadan onlardan faydalanmaya bak. Günümüzde çok Üniversiteli buna dikkat etmediğinden dolayı da ileriki hayatında çok sıkıntı çekiyor ve önüne çıkan hocaları anlamadığından “bana yol gösteren yoktu” diyerek kendi hatasını bile kadere yüklemeye çalışmaktadır. Biraz düşünseler hayat bizlere faydalı olmak isteyen insanlarla doludur ama biz gençliğimizde, gençlikten dolayı onların bize faydalı olmasına müsaade etmemişsizdir. Bu konu üzerine iyi düşünmek lazım.
Canım oğlum,
Yarın okul bitince evleneceksin. Belki de bizler o güne kadar görmediğimiz bir insana seni eş diye terk edeceğiz. Yani halk deyimi ile seni “el kızına” hediye edeceğiz. Belki o senin hayatına çok büyük mutluluklar ve artı değerler katacak belki hayatını karartacak. Bizlerin nasihatını bile dinlemeyeceksin. Çünkü aşk ve sevgi insana her türlü hatayı yaptırır. Bu konuda dikkat etmek senin görevin. İş ve aile başarısı bir arada olmayınca mutlulukta olmuyor yani.
Canım oğlum,
Sonra baba olacaksın belki de, benim babamın değerini elimden gittiği zaman anladığım gibi sende babanı elinden gittiği zaman anlayacaksın. Babam da babasını 16 yaşında iken kaybettiğinden ancak elinden gittiği zaman anlamış. O zaman çok sevdiği eşine bağlanarak bu acıyı azaltmaya çalışmış. Ama baba candır ve babanın yerini eş tutamaz. Babalar her zaman sever ama sevdiği de çok zaman anlaşılamaz.
Canım oğlum,
Üniversite öğrencisi olmaya az zaman kala bunları hatırladım ve sana mektup olarak anlattım. Anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az demişler.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.