- 1248 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
BATAN GÜN KANA BENZİYOR
"Ahlakın temeli ne zaman ilahiyata dayandırılırsa, halklar ne zaman ilahi otoriteye bağımlı hale getirilirse, en ahlaksızca, en adaletsiz, en kepaze şeyleri mazur gösterip yaygınlaştırmanın yolu açılmış demektir. "
Bu yol; Bu ülke ve bu halk tarafından her daima kabul görmüştür. Ve bu durum giderek en büyük felaketlere en onulmaz acılara ve en iflah olmaz ahlak çöküşüne neden olmuştur.
Yaradan’ım her zaman olduğu gibi ben yine Sana içimi dökeceğim ve yaşanan bu cehennem ateşinin bu korkunç kabusun bu toplumun başına veriliş nedenini yine Senden öğreneceğim Ey Yaradanım!
Bu nasıl bir idare biçimidir! Ülkeyi baştan aşağı teröre kana dehşete ve çıkmaz yollara sürükleyen bu insanları Sen mi yarattın! Bunlara kul köle olan bunları peygamber yerine koyan ve bunların bu ülkenin başına kapkara bir bela olarak gelmelerini sağlayan bu akıl izan ve ahlak yoksunu güruha ne demeli?
Kuran kursuna giden küçük erkek çocuklar onları eğiten sapık iğrenç hocalar tarafından tecavüze uğruyor. Küçücük kız çocukları evlendirildikleri canilerce kan kaybından ölüyor. Ülkede kan gövdeyi götürüyor. En ciddi yetkiler imamlara veriliyor. En önemli kurumlarda mevkilerde kara cahil yobazlar oturuyor. Ortalık Reza Zarrab’ larla kaynıyor. Bir gün önce bayrakların yarıya indiği korkunç bir patlama yaşanıyor ikinci gün başkan başbakan ve o güzel eşleriyle güle oynaya köprü açılışı yapıyorlar!
Şehit aileleri yapılan yardımlara seviniyor. Bu evlatlar ne uğruna ne için öldü? Sorusunu sormak yerine. Devletin başı camiye bile sayısız korumayla gidiyor. Diğer tüm ülke başkan ve başbakanları tek başlarına toplu taşımalara binerken. Sırça saraylar dar geliyor geçmişteki iki odalı kira evlerinin yanında.
Ülke din ile yatıp iman ile kalkıyor! Herkesin dilinde moda söz: Allah korkusu! Be namussuzlar! Allah’tan korkmasanız bilmem daha neler yapacaksınız! Kurana bakılacak olursak Lut kavmi dahi bu denli çığırından çıkmamıştı!
Bir ara “Burası bir Edebiyat Sitesi. Siyasetin yapılmaması gerek.” Diyen yazılara rastlamıştım. Siyaset tüm dünyanın ortak dili. İşte ülkeyi ne hale getirdi!
Peki ya Kurandan bazı ayetler ve açıklamaları. Bir takım dini ve ona benzer ve benim hiç anlamadığım cümleler, yazıların şiirlerin en baş teması defterde.Çokta itibar görüyor bu tarz yazılar.
Ey insan! Sen önce kendini sorgula. Kendi içindekileri aklındakileri yüreğindekileri okumayı öğren! Ben kimim nereye gidiyorum? Tuttuğum yol nasıl bir yoldur? Diye düşünebiliyorsak…İşte bütün mesele burada!
ESENLİKLER
YORUMLAR
Yazının başından sonuna kadar katılmamak ne mümkün,çöküş bu bezirgan dincilik fitilliyle yakındır,
galigulu ahlaklı bezirganlar camilerde,yurtlarda,yüksek okul ve ensitülerde,askerde her yerde baş, çöküş 25 yılı bulur,beynini dondurucuda saklıyan insanlar çok fazla,Allah akıllılara sabır ve kuvvet versin,anlamlıydı,
şunuda söylemeliyim yediğiz gıdadan,içtiğimiz suya kullandığımız ulaşıma ve ölümümüzde dahil olmak üzere her şey siyasetle hükmedilmektedir,siyasetsiz hiç bir şey yoktur,selamla.
DEVRİM DENİZERİ
Esenlikler..
Materyalizm, beynin buz tutmuş halidir, en güzel tarafı, kardan adam ve kar topu oyunudur.
Dr Şaban Kalyoncu tarafından 7/31/2016 12:15:21 AM zamanında düzenlenmiştir.
Cemal Zöngür
Materyalizm insanı insanileştirirken, Metafizik, Menfaatçii Liberlalizm ya da din ve ırk milliyetçilikleri ise, insanı insanlıktan çıkaran kirli dere sularından başka bir şey değildir. Varsa bir alternatif düşünceniz yazın tartışıp öğrenelim. Yoksa kafatasçı düşünceyle yerinizde sayarsınız sayın Doktor. Selamlar.
Keskinkalemzaman
vahşilerdir,Allah insana bile akıllı düşman versin ,akılsız dost vermesin ,
felsefik olarak en üstün varlık zekasını işleten insandır,beyni dondurucuda olanlar değil.
Şaban Kalyoncu İskeçevi
Felsefi akımlarında aradım
Filozofun çilesini anladım
Aklımla kalakaldım
Sanatları zamanlarda kazıdım
Epey şair edib ressam tanıdım
Duygulara karıldım
Lakin bulanlar hep arayanlarmış
En nihayet var'ı gönülde buldum
Reşitlerden sayıldım
Varlık her an yeni bir oluştadır, insan için en büyük devrim, sanatın ve felsefenin aradığı, İNSANI KAMİL bilincine ermesidir.
İNSAN, içinde ilmin eridiği, AŞKTIR.
Felsefe insanın k
Şaban Kalyoncu İskeçevi
Her gün yeni doğarız, bizden kim usanası.
İnsan akıldan ibaret değil, gönül denilen, sonsuzluğa açılan bir varlıktır.
DEVRİM DENİZERİ
TEŞEKÜRLER SAYIN HOCAM...
Şaban Kalyoncu İskeçevi
Merhabalar;
Öncelikle sayfama uğrayıp yazıya yorum yazdığınız için çok teşekkür ederim. İçinizdekileri samimiyetle dile getirmeniz hoşuma gitti. Siz kendinizi herkesten iyi tanırsınız kuşkusuz.
Bana gelince.. Böylesine açık seçik bir insanla daha önce karşılaştınız mı bilmem. Okuyanlar çok iyi tanırlar. İlk kez söylüyorum. Çünkü bunlar insanın kalbinde gizli kalmalı sessizce yaşanmalı. Dillere pelesenk edilip ortalarda sürünmemeli. Benim kimliğimin Dini hanesinde İslam. Mezhep hanesinde Hanefi yazıyordu. Oysa ben çok küçük yaşlarımdan itibaren” İnsan” kimliğimle var olmayı seçtim. Ve önce karakterime kişiliğime kendim hayran oldum. Evrensel değerlere insani erdemlere ve bunların mücadelesini veren insanlara aşığım.Bakın yukarıda biri, bir Alman ahlak bilimcisi profesöre ait sözler, ikincisi yurdunun bağımsızlığı ve insanca bir hayat uğruna ölümü göze alan Che Guevera ya ait. Bu gün bile geçerliliklerini ve o muhteşem tespitleri önemini koruyor tüm dünyada..Ki ben bunların dini inançlarının ne olduğunu bile bilmiyorum. Kaldı ki bu gün tıp ve teknolojideki bütün buluşların icatların sahibi yapan Allah’ın üstün kulları olduklarına inandığım Ataist’ lerdir. Bunları tepe tepe kullananlarda daha çok o zengin para babası sapık İslam ülkesi insanlarıdır.
Benim dehşete kapıldığım;: İslam adı altında yaşayan ülkelerde ki buna burası da dahil, her şey bu denli gözler önünde açık açık yaşanırken , hala “Elhamdülillah ben müslümanım!” demekle o kişi bir anda dokunulmaz zırhına ve kutsal kişi mertebesine ulaşmış oluyor!
Diyorsunuz ki “Ben elhamdulillah musluman biriyim; dinimi yasamaya gayret eden biriyim (kimsenin ne caninda, ne malinda ne de namusunda gozum yoktur). Musluman olmam bana baskalarini kabullenmeye engel olmadi.”
Elbette gözünüz olmayacak! Dini inancın yaşanmasına gelince onun gerekleri evde doya doya yaşanabilir. Çünkü bu öyle bir bağdır ki, o kişi ile onu yaratan Yaradan arasında olan ve öylede kalması gereken bir eylemdir.
Ramazanda sokak aralarında kurulan iftar sofralarındaki gösteriş riyakarlık ve kandırmaca gibi…
Selam sevgi ve esenlik dileklerimle
hotamisli
elestirimi onemseyip cevap verdiginiz icin tesekkurler. Birincisi, herkesin benim gibi oldugunu dusunecek kadar saf degilim. Illa da herkes benim gibi olsun diye bir kaygim yok zaten. Cesitlilik zenginliktir, yeterki kimse kimseye zarar vermeden yasasin.
ikinci konu, insanlarin inancini ne camilere ne evlere hapsedilmesi gerektigi konusunda sizinle hemfikir degilim. Omrumun yaridan cok fazlasi bir zamandir yurt disindayim ve calistigim sirkette kimse mesela kildigim namaza karismaz (ihtiyaca binaen yazdim, insallah riya olarak algilamazsiniz :-) . Eger buradaki insanlar sizin gibi inancin eve hapsedilmesi gerektigini dusunselerdi bana ibadet hurriyetini tanimazlardi...
Holandali bir fizik hocamla hatirami kisaca yazayim: bir gun bana fizik dersi verdigini garipsedigini soyledi. Dedi ki: "biz fizik ilmini sizden ogrendik. Daha 1970 'li yillara kadar universitelerde okudugumuz fizik ilmi musluman alimlerin ortaya koyduklari seylerdi ama sen bir musluman olarak benden fizik dersi aliyorsun. "
Demek ki ilim insanligin ortak maliymis; kim bulursa bulsun herkes yararlanabilirmis... Tersini dusunmek bagnazliktir, cahilliktir baska ne diyebilirim ki ...
slm,
abdullah
hotamisli
Devrim hanim,
"Ey insan! Sen önce kendini sorgula. Kendi içindekileri aklındakileri yüreğindekileri okumayı öğren! Ben kimim nereye gidiyorum? Tuttuğum yol nasıl bir yoldur? Diye düşünebiliyorsak…İşte bütün mesele burada! "
son cumleleriniz bana hic yabanci gelmedi ve bunlara katilmamak mumkun degil. Buna dinde nefs muhasebesi denir ve muslumanin duzenli bir sekilde yapmasi gereken bir muhasebedir. Bunun oteside var rabitai mevt yani sizin anlayacaginiz : olum ve otesini de duzenli bir sekilde dusunmektir. Haklisiniz; dusunmeyen bir toplumuz. Dusunsek bile nefs (kendi dogrularimiz cercevesinde) ile dusunuyoruz yani vicdani olarak degil.
Katilmadigim konu da var elbet; insan yazarken icindekileri yansitir. Icindekileri yansitmamasi zaten kendi kendine sansur gibi bir sey olur... Dindar insan dini kelimeler veya motifler kullanarak yazar. Ben elhamdulillah musluman biriyim; dinimi yasamaya gayret eden biriyim (kimsenin ne caninda, ne malinda ne de namusunda gozum yoktur). Musluman olmam bana baskalarini kabullenmeye engel olmadi. Musluman olmam benim kendi bransimda basarili olmama engel olmadi. Bu baglamda dindar insanlari: saldirgan, sahtekar, hazimsiz, bagnaz, cahil gibi gormek kocaman bir yanlistir. Sirf dindar diye insanlari elestirenlerin aslinda dindar yobazlardan bana gore hic bir farklari yoktur. Birileri dindar yobaz, birileri de dinsiz yobaz, fark ne? Her insan yanlis yapabilir, dindar olanlarda yanlis yapabilirler adamlar melek degiller ya.
Hem baskalarini elestirdigimiz kadar, kendimizi ne kadar elestirdik? Elestirdigimiz insanlardan ne kadar daha duzgun ve durustuz? Daha uzatmaya gerek yok, baskalarini duzeltemeyiz ama kendimizi duzeltme imkanimiz var...
Bu ara ozur dilerim, dini kelimeler veya motiflerle yazdim, kendime sansur koyamadim :-)
slm,
abdullah
hotamisli tarafından 7/8/2016 12:45:16 PM zamanında düzenlenmiştir.
DEVRİM DENİZERİ
Öncelikle sayfama uğrayıp yazıya yorum yazdığınız için çok teşekkür ederim. İçinizdekileri samimiyetle dile getirmeniz hoşuma gitti. Siz kendinizi herkesten iyi tanırsınız kuşkusuz.
Bana gelince.. Böylesine açık seçik bir insanla daha önce karşılaştınız mı bilmem. Okuyanlar çok iyi tanırlar. İlk kez söylüyorum. Çünkü bunlar insanın kalbinde gizli kalmalı sessizce yaşanmalı. Dillere pelesenk edilip ortalarda sürünmemeli. Benim kimliğimin Dini hanesinde İslam. Mezhep hanesinde Hanefi yazıyordu. Oysa ben çok küçük yaşlarımdan itibaren” İnsan” kimliğimle var olmayı seçtim. Ve önce karakterime kişiliğime kendim hayran oldum. Evrensel değerlere insani erdemlere ve bunların mücadelesini veren insanlara aşığım.Bakın yukarıda biri, bir Alman ahlak bilimcisi profesöre ait sözler, ikincisi yurdunun bağımsızlığı ve insanca bir hayat uğruna ölümü göze alan Che Guevera ya ait. Bu gün bile geçerliliklerini ve o muhteşem tespitleri önemini koruyor tüm dünyada..Ki ben bunların dini inançlarının ne olduğunu bile bilmiyorum. Kaldı ki bu gün tıp ve teknolojideki bütün buluşların icatların sahibi yapan Allah’ın üstün kulları olduklarına inandığım Ataist’ lerdir. Bunları tepe tepe kullananlarda daha çok o zengin para babası sapık İslam ülkesi insanlarıdır.
Benim dehşete kapıldığım;: İslam adı altında yaşayan ülkelerde ki buna burası da dahil, her şey bu denli gözler önünde açık açık yaşanırken , hala “Elhamdülillah ben müslümanım!” demekle o kişi bir anda dokunulmaz zırhına ve kutsal kişi mertebesine ulaşmış oluyor!
Diyorsunuz ki “Ben elhamdulillah musluman biriyim; dinimi yasamaya gayret eden biriyim (kimsenin ne caninda, ne malinda ne de namusunda gozum yoktur). Musluman olmam bana baskalarini kabullenmeye engel olmadi.”
Elbette gözünüz olmayacak! Dini inancın yaşanmasına gelince onun gerekleri evde doya doya yaşanabilir. Çünkü bu öyle bir bağdır ki, o kişi ile onu yaratan Yaradan arasında olan ve öylede kalması gereken bir eylemdir.
Ramazanda sokak aralarında kurulan iftar sofralarındaki gösteriş riyakarlık ve kandırmaca gibi…
Selam sevgi ve esenlik dileklerimle
"Bir ara “Burası bir Edebiyat Sitesi. Siyasetin yapılmaması gerek.” Diyen yazılara rastlamıştım. Siyaset tüm dünyanın ortak dili. İşte ülkeyi ne hale getirdi!
Peki ya Kurandan bazı ayetler ve açıklamaları. Bir takım dini ve ona benzer ve benim hiç anlamadığım cümleler, yazıların şiirlerin en baş teması defterde.Çokta itibar görüyor bu tarz yazılar."
Bu mudur ?! Budur !
Dinin siyasete bu kadar alet edildiği bir ülkede, buna da itiraz edenlerin neredeyse kafir ilan edildiği bir ülkede araya din motifleri sokarak siyaset yapmak serbest, itiraz etmek yasak...
Her alanda rant aracı olarak kullanılan din artık edebiyat aleminde de rant kapısı oldu. Bir dönem sadece dini içerikli şiirlerin güne geldiği tartışmasız bir gerçek. Aşka, iktidar aleyhine, ota böceğe şiir yazmak sanki ayıp gibiydi.
Tespitinize katılıyor ve sizi bu güzel yazıdan dolayı tebrik ediyorum.
DEVRİM DENİZERİ
Ömrünüze bereket. Varolun.
Sağlık sevgi ve esenlik dileklerimle.
DEVRİM DENİZERİ
Merhaba Devrim hanım, ne diyeyim bilemiyorum, sizi çok iyi anlıyorum ve en güzel şekilde ifade etmişsiniz kutluyorum. İnanın özellikle Türkiye toplumu, bağımsız Psikolog ve Sosyologlar tarafından ciddi bir teste tabi tutulsalar, % 70 inin sağlam bir tuh haline sahip olmadıkları rahatlıkla ortaya çıkacaktır. Çünkü yaşamın her alanını dine bağlayan hiçbir toplum sağlıklı değildir. Avrupa bunu erkenden görüp, dinlerinde reform yaptıktan sonra insanca yaşama kavuştular.. Yoksa Avrupa'nın da gelişmesi mümkün değildi. Sevgi ve selamlarımla, esen kalın.
DEVRİM DENİZERİ
Sevgi selam ve esenlik dileklerimle.