- 1235 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
Büyük İstanbul Depremi.
/Postmodern bir iniltinin süslenerek masaya yatırılışıdır
Bu dengesiz ruh hallerim
"Hallederiz" kadar samimiyetsiz bir söz yok bu ara buralarda
Halledemezsiniz içimizde kent çürüdü
rutubet
kokuyor
Ve sizler kalorifer böçekleri gibi koşuşturuyorsunuz etrafta...
Şu büyük
Gudubetin suratını hergün görmek zorunda olmaktan
mütevellit bu huzursuz husumet...
Ben bir toplum düşmanıyım diye bas bas bağırıyorum
Bu toplumda birbirine düşman olmayan
bi çocuklar bi deliler hemşerim
bi özelliğin yok yani senin diye bağırıyor pencereye asılı düşlerim...
Vay be diyorum
Bende bir zamanlar düşlerdim...
Çarpık bacaklı oruspunun peşi sıra bulduğum ilk malla beraber avmye giriyorum
Ordan bir hilti ver patron darbeli olsun
Hazır büyük KİSTanbul depremi yaklaşırken
kolonlarını deleceğim bizim evin
Kentsel dönüşüm önemli
Paran varsa beşyüz kere dönsende önemsiz..
Şimdi sen bu ne diyorsun ne saçma
Bende diyorum valla bu ne saçma iş
Koca şehrin doğal afet sonrası toplanma alanı olarak bırakılan yerine avm yapan gerzek dolu bu ülkede
Hadi doğayı yeşili ağacı çiçeği böçeği geçtim
Ama İstanbul bildiğin kist kardeşim ve yıkıldığında avmler kurtarmayacak
Başın öne eğilmesin aldırma gönül aldırmaymış
Uslu durmazsan seni evinden aldırırım diyorya
Gel al bacağımla beraber... /
Aslında bunun bir şiir olması gerekti zaten yukarı taraf şiir ama yukarıda kentsel dönüşüm deprem avm toplanma alanı diyince neden yazmayayım ki dedim.
Hem 17 Ağustos Hem Düzce depremini yaşamış biri olarakta bu jeolojik doğa olayı ilede bayağı haşır neşir oldum nasılsa.Dünya bir öküzün başında öküz huzursuzlanınca deprem oluyor yada Atlasın sırtı kaşınıyor ondan deprem oluyoru geçersek deprem bir doğa olayı tıpkı rüzgar gibi kar gibi yağmur gibi dengesiz gezegenimizin heyecanlı anlarından birine denk gelen bir olay. Bide tabi her deprem sonrası ortaya çıkan insanlar azdı ondan Allah yıktı deprem kadınlar çıplak geziyor diyen yavşakları geçersek. Deprem bir doğal olay kardeşim oluş sebebide ülkemizin dünyanın deprem yönünden aktif yerlerinden birinde olması. Şimdi o ağzını kapa ve sus.
En önemli nokta deprem öldürmez bina öldürür en doğru örnektir buna basiretsiz yöneticeler hırs ve para düşkünü insanlarda eklenince ölümler katlanır.
Aslında herşey nette deprem hakkında birşeyler okurken şöyle bir yazı görmemle başladı.
Büyük istanbul depremi ile ilgili
/ deprem anı : çığlık çığlığa koşan insanlar, kağıt gibi yıkılan evler olacaktır her yerde. yeni yapılan bir kaç mahalle, istisnai 3 5 bina dışında heryer toz bulutu, her yer yıkık, her yer kaos, her yer ne yapacağını bilmeyen insanlarla dolacaktır.
depremden hemen sonrası: enkaz altında kalanlara bağıranlar, ve ilk yağmacılar bu dönemde olacaktır. elektrikler kesilecektir. cep telefonları kitlenecektir. medya yayınları aksayacaktır. depolar, mağazalar, marketler soyulup soğana çevrilecektir.
depremden birkaç saat içinde: ağır yaralılar ölmeye başlayacaklardır. ölüm sayısı bu bölümde yaklaşık 100-150bin olsa da hızla artacaktır. artçılarla yıkılmayan binalar da yavaş yavaş yıkılacaktır. suç oranı yağma için büyük oranda artacaktır. köprüler 8 büyüklüğü görmeden muhtemelen yıkılmayacaktır fakat yollar perişan olacağı için bütün ulaşım kitlenecektir. herkes istanbuldan kaçmaya çalışacaktır. hastaneler yıkılmamışlar ise kaos ortamında kavga ve ölümlere şahit olacaktır.
depremden sonra ilk gece: enkaz altından insan çıkarmak dışarıdaki ölüleri sevketmek ya da kurtulanları doyurmaktan çok daha önemsiz duracaktır. 15 milyonluk hatta etrafındaki büyük şehirlerle 20 milyondan fazla nüfusu olan bir şehri elden doyurmak imkansız olduğundan hırsızlık veya cinayet olayları yaşanacaktır. şehri ağır bir kıtlık havası kaplayacaktır. eğer kış ise, ilk geceden itibaren donarak ölümler başlayacaktır, hem enkaz altındakiler hem dışarıdakiler için.
24-48 saat arası :rüzgar hali hazırda esmiyorsa inmeyen toz inecektir. yaralı olarak hastaneye gitmeye çalışanlar bir muhattap bulamayacaklardır. iç kanama, travma gibi vakalar büyük oranda öleceklerdir. enkaz altındaki ölüler yavaş yavaş kokmaya başlayacaklardır. türkiye çapında istanbuldan kaçanları evinize alın, bolbol ekmek üretin türü kampanyalar başlayacaktır, gıda yardımı yapın. bilgi dezenfermasyonu olacaktır. ölü sayısı ve hal durumuyla ilgili deprem bölgelerine muhabirler giremeyeceği ya da girmeyeceği için kulaktan duyma veya tahminlerle bilgiler verilecektir. ekmek, yemek, çadır, soğuk, bebekler, çocuklar ve yaşlılar çok büyük problem teşkil etmeye başlayacaktır. /
Bu yazının sadece bir kısmı yazının tamamında İstanbul depreminin neden olacağı depremin ne olduğu nasıl oluştuğu Türkiyede daha önce oluşmuş büyük depremlerle ilgili bilgiler olan mükemmel bir derleme
Yazının Tamamını okumak isteyenler için link
seyler.eksisozluk.com/beklenen-buyuk-istanbul-depremiyle-ilgili-her-sey
/
Şimdi öncelikle yağma olayına kafası takılıp bizim milletimiz yapmaz ya diyenler için
Atatürk Havalimanı patlaması sonrası oradan kaçmaya çalışan insanlara fahiş fiyat biçen taksicileri örnek vereyim.
Sonra 17 Ağustos depremi sonrası olanları ve bi anda zenginleşenleri hatırlatayım sussunlar.
Kardeşim bu deprem olacak…
Ve senin deprem vergilerinle yol yaptık diyen yöneticilerin yüzünden bu ülkede saha çok insan ölecek.
Bu deprem geliyor
İçinde rahat rahat gezdiğin o avm varya o avm yüzünden daha çok insan ölecek.
Sen büyük avmleri taş blokları medeniyet sanıyorsunya. Senin medeniyetinin en güzel şehri bu taşların altında kalacak.
En iyi ihtimalle İstanbul nüfusunun yüzde biri ölecek diyorlar tabiki buna İstanbul etrafındaki Bursa İzmit gibi iki büyük şehri Adapazarı ve Yalovayıda eklersek durumun en iyi ihtimali daha da artar.
Omo dünyanın en böyük bilmem kaçıncı köprüsünü yaptık Alamanlar ve İngilizler bizim havalimanımızı kıskanıyor diyorsunya. Yalan onlar helal olsun büyük yol yatırımı var. Rant üzerine yapılan kentsel dönüşümleri vb hesaba katmazsak istanbulun yarısı depreme hazır değil yani o köprüyü kullanacak insanlar ölecek.
Bak kardeşim bir ülkeyi toprak parçasını vatan yapan üzerinde yaşayan halktır. O halk ölürse o toprağın anlamı kalmaz. Milliyetçi hezeyanlara kapılma hemen. Yani sen İstediğin kadar köprü yol havaalanı yap ama bildiğin bütün bilim adamlarının kesin olacak dediği depreme göstermelik hazırlan. Bu komedidir.
Rantsal dönüşüm harici İstanbulda dönüşüm falan yok aksine eskimiş köhne binalar ve evler emlak balonuyla şişip fiyatlanıyor.
Lokasyon hesabına hayvan bağlasan durmaz evlere insanlar binlerce lira veriyor.
Daha kötüsü ne biliyormusun deprem sonrası için herhangi bir acil eylem planı yok. İstanbulda ki çoğu deprem toplanma alanı imara açıldı malesef. Deprem sonrasıda deprem öncesi kadar önemlidir ve hatta daha önemlidir.
Kalk İstanbullu kardeşim dilekçeni yaz belediyeye git hatta Ankaraya yaz ölecek olan sensin. Komşularınıda toplan bilgi iste devletten bu senin en büyük hakkın sor soruştur Bu ülkenin vatandaşları ucuz ölümü hak etmiyor etmesin.
Son not 17 Ağustos sonrası hasar gören binaları sıvatıp mantolama yaptırıp yeni gibi satan şerefsizleride unutma bildiğin bir bina ev varsa şikayet et.
YORUMLAR
Bu dünyada birilerinin yaşaması için binlerin ölmesi normalleştirilip öyle ustaca örtbas ediliyor ki..
Şeytan artık yorulmadan devam ediyor öte yanda cehennemine zira dünyadaki işlerini yeterince yönetecek mahluk var.
Yazık insanlığa geldiği şu duruma.
Duyarlı yazıya ve kalemine saygılar.
Ben bir toplum düşmanıyım diye bas bas bağırıyorum
Bu toplumda birbirine düşman olmayan
bi çocuklar bi deliler hemşerim
bi özelliğin yok yani senin diye bağırıyor pencereye asılı düşlerim...
Vay be diyorum
Bende bir zamanlar düşlerdim..............Ne çok öldü düşlerimiz ve yedi kat yerin altına gömüldü çığlıklarımız...
Tekrar yaşanmaması dileğimle , kutluyorum arkadaşım.. Sevgilerimle
Evet Büyük İstanbul Depremi olacağını tüm deprem bilim uzmanları ara ara uyarmaktalar bizleri. Kaçınılmaz doğal afeti bu, nerede ne zaman yakalanacağımız meçhul. Ne gibi önlemler alıyoruz ki, 1999 depreminden sonra çok tedbirliydik uzunca bir dönem. Her acıların küllendiği gibi depremi unutmasak bile, önlemleri ekarte ettik maalesef. İstanbul depremi tahmini 7 üzerini aşacak denilmekte. Ve İstanbul yok olacaktır bu şiddette.Adapazarı depreminde çok illerimizden kurtarma ekipleri ve yardımlar gelmişti.Maalesef İstanbul'u hiç bir ilimiz kurtaramaz vede yetişemez. Neden yetişemez ,Gökdelenlerin konutlarında neredeyse bir kasaba mevcut. Hızla da yapılaşma gökdelenleri çoğaltmakta, toplu ölümlere mi hazırlıktır anlamış değilim.İzmit'ten başlayan etki alanı Çanakkale'ye vurduğu gibi büyük bir yıkım olabilir deniliyor. Deprem bilim uzmanlarının en güzel uyarısı evinizde mutlak bir hayvan besleyin demeleri. Bu en güzel uyarı ve alarm işaretidir. 1999 depreminde evimde beslediğim muhabbet kuşlarımın kafesinde çırpınışları gözlerimden hala gitmemiştir.Depreme bu denli alışık değildik mana da verememiştim bu çırpınışlara. O acı doğal affetten sonra evimde 7 yıl Alman kurdu besledim. Yaklaşık üç aydır da teriyer besliyorum ... Bu sessizler her olumsuzluğu önceden sezmekteler...Sayın yazarımız çok güzel acı bir hatırlatma olsa da, her birimizin kulağına kar suyu vermiş kaleminiz. Bu kargaşa hayatta güvencemiz kalmadı ,şu var ki, kendi tedbirilerimizle güvence sağlayacağız...
Emeğe Saygımla...
depremin içindeydim. bizim mahalle pek hasar almadı; uçan bi kaç çatı, çatlayan binalarla atlattık. fakat, bi kaç mahalle ötede durum o kadar iyi değildi. sinir krizi geçirenleri gördüm. hırsızları gördüm. insanlar arasındaki dayanışmayı gördüğüm gibi, ayrışmayı da gördüm. deprem sonrası türeyen müteahhitleri de gördüm, insanların parasını toplayıp kaçan...
peki sonrasında neler yapıldı? benzin istasyonları yapıldı; oduncu kömürcü bitişiğine, okul yanına... itiraz edildi tabi, imza toplandı, şikayet edildi. sonuç? fiyasko. daha fazla söze gerek var mı? bu örnek yeterli değil mi? depremden bu yana artan... ulan kime ne anlatıyorum, besleyin onları, besleyin ki kanserli insanlıklarını altın tuvalate dayayıp sıçabilsinler.
Faraza...!!!
Yazmak ve yazmaya karar vermek...Ya da, oldukça yazmak ve yazmayı kararlaştırmak ! Bazen insan yazdıkları kendisine okumalı, sonra tekrar kendisine okumalı...Gereklilik kipinden uzak kalmadan sürekli okumalı ki, sonrasında ilan edildiği gün ,okuyucusuyla kaynaşmalı.
Yazmak üç-beş kelimeyi bir araya GETİRMEK değil elbete. Elbetin ötesine geçip ebet'leşenlerle yüz göz etmekte önemli..
Siz yazdıklarınızı yayınlamadan önce, kaç kez yazılarınızı okuyorsunuz? Eğer bu soruya bir cevap alabilirsem, yorumun devamını getireceğim.
Tsukuyomi
Öncelikle yazı edebi olmak için yazılmadı beğeni için ve hatta yorum için bile yazılmadı. Yazının yazılma sebebi uyarmak bilgi vermek ve hatta korkutmaktır. Bu sayede kişiyi harekete geçirmesi düşünülmüştür.
Yazının sonsuzlaşmasıda pek önemli değildi. Bilgi odaklı olduğu için kişiye ilk an şok yaşatmaksı yeterli idi.
Aslında bu yorumdan sanat sanat içinmi sanat toplum için mi kavgası bile çıkabilir. Misal James Joyse nin Ulyssesini herkes okuyamaz okurda okuyamaz bu o kitabi kötü yada iyi yapmaz kitabı anlamayan için kitap kötüdür anlayan için mükemmel ötesi. Yada Hugonun Sefilleri bu kitabı herkes anlaya bilir okur düşünür ama bu kitabı herkesin anlaması yada anlamamasıda kitabı önemli kılmaz önemli olan yazarın anlatısını ulaştırıp ulaştırmadığıdır.
Şimdi bu benim yazdığım cevap baya laf kalabalığı ama kalabalık olan ve aslında tek şey soran yoruma böyle cevap vermek gerektiğini düşündüm.
Yani yukarıda söz oyunu Türkçe olmayan kelimeler vb ye girmeden tek cümle ile soru sorabilirdiniz gibi gibi.
O zaman şöyle diyelim ben eğer yazı yazmışsam en fazla üç dört kere okurum şiir ise farklı bir alandır girmeyeceğim.
Ayrıca not yazının bilgi durumuma eleştiri yapsanız yazıyı okuyanlar için daha hayırlı olurdu. Yukarıdaki metinde mesele beni alıp uzaklara götürdü ne kadar güzel yazı yerine evet adam bu konularda haklı olabilir dur araştırayım dı.
Elbette bir diğer nokta bu dünyada ebet yani sonsuz olan hiçbirşey yoktur buna edebiyat eserleride dahil…