- 846 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Şiirler yazan duygularınız kaybolmasın!…
Bazen yaşanmışlıkları sarı sayfaların arasında kalsın istemezsiniz. Ölümsüzleşsin duygular da yer etsin istersiniz. Adını bile bilmediğim çok değerli yorumlarını esirgemeyen değerli dostun kendi sözlerini burada paylaşmaktan onur duyuyorum.
Şiir tohumdur. Suyunu havasını iyi alırsa filizlenir büyür olgunlaşır güneşini gördüğünde doğar. Ve en acısı da tam tersi ölür. Ölürkenki can çekişi en az doğum kadar sancılıdır biri mutlu biri mutsuz. Tıpkı siyah beyaz gibi.Şiir,doğum öncesi gibi, ölüm gibi bilinmez sessizliktir, bu sessizlikte dünyaya insanlar dökülüyor, ölümler dökülüyor, sessizlik dökülüyor, şiir dökülüyor. Okunması kolay hazmı zor dokunaklı bir cümle; hasretle ayrılıklarda soluklandım. Hissedildiğinde karın ağrıtıyor zaten tuhaf bir hayatım var, gemiler gibi dünyam, gemiler gibi hayatım ve de sanki gemiler gibi yıllar, geçip gidiyor, geçip gidiyor işte. İyi ki hiç hasret çekenim olmadı çünkü olmadı, gittiğimde kalan…
İnsan da geniş bir toprak gibi, içine atılan tohumun ne çıkar olduğunu, ne zaman hasat vereceğini bilemez. İçimizde taşıdıklarımız bize bile sırdır. Nasıl ki bazı tohumlar, sahibine bile sezdirmeden, hiçbir filiz vermeden toprağın derinlerinde kabuğunu bir gün dahi çatlatmadan yaşarsa, bir gün toprak yüzüne çıkmadan sahibiyle birlikte ölür. Bazen de, uygun mevsim, uygun iklim, uygun yağmurlar çıkar ortaya, tohum canlanır, filizlenir, toprağı yarıp büyür ve birdenbire o güne kadar tanıdığımızı sandığımız insan bambaşka biri haline gelir. Kendisini bile şaşırtacak işler yapar. Aşklar, şiirler böyle ortaya çıkar. Hepimizin içinde, bizi olduğumuzdan daha iyi ya da olduğumuzdan daha kötü yapacak tohumlar vardır.
Ve şimdi, canı yanan, yalnız, üstü yağmurlara dağılmış bir çocuk gibiyim.. Oysa havada deniz kokusu var. Deniz demek şans demektir benim için fakat şans yok bugün.
Ah, bir gelsen şimdi!...
Ahh, bir gelsen şimdi,
Şimdi bir gelsen, girsen kapıdan,
Bağıran gözlerini sunsan bana,
Çeneme dokunup, yüzüne çevirsen yüzümü,
Mahçup bakışlarımdaki sessizliği anlasan,
Nerede bugünkü beni besleyen şiirim desen,
O an sana hiç düşünmeden anlatsam,
İçimde mevsimsiz açan baharımı;
Mor leylak salkımlarımı, gelincik çiçeklerimi, uzun saplı güllerimi
Kuş cıvıltılarımı, papatyalarımı,
Sunabilsem sana içimdeki yaslı ve yaşlı sevdamı.
Hayallerim bile olsa, bunlar hiç tükenmese,
Ama yine ne iyi olurdu, gelseydin şimdi,
Gelsen, girsen kapıdan bağıran gözlerle,
Ama usulcacık bir sesle, baharı getirdim sana desen....
Ah. Bir gelsen şimdi!...
Şimdi bir gelsen, girsen kapıdan....
Hani, bu, belki dua değil ama gönlün el ile ölçülen bir başka arzusu sanki..
Aşk narin ve kırılgan üstelik de çok güçlü...Cümle ışıklı gözükse de biraz tezat, biraz bulanık değil mi?
Kendi içinde bile huzursuz bir cümle değil mi aşk.?
Peki, Tanrı, doğanın muhteşem kesinliğine karşı bu bulanıklığı nasıl yarattı?
Ve, acaba, doğanın hiçbir şekilde değişmeyen gerçekliğine rağmen insan hayatının aşkla ilgili gerçekleri nasıl bu kadar dayanıksız?
Narin, ince, kırılgan ama güçlü.. Nasıl böylesine çabuk biçim değiştirebiliyor aşkla ilgili duygularımız? Aşkın, bizim gerçeklerimizi böylesine kırılgan yapmasının sebebi ne acaba?
Neyse, kafanızı karıştırmak istemem. Çünkü aşkın yarattığı, aşkla soluk alan birisiniz siz. İlk aşkınız bile hala yüreğinizde. Farkında mısınız, tam bir aşk kadınısınız siz. Belki ilk aşk tek aşk olduğunda güzel olurmuş ama yine de çok güzel tasfirleriniz var aşkla ilgili anlatımlarınızda. Sanki dudakları ana sütünden yeni ayrılmış da, aşkla bir öpüşte eriyecek bebemsi romantizm içindesiniz.
Ve her anıya sadıksınız.
Sanki o içinizdeki o anı, şiir olup yazılmazsa ölecek gibi. Dünyada söylenmemiş söz ya da cümle yoktur. Şair, kelime işliğiyle hafızada algı yaratır sadece.
Çünkü şiir tamamen imge sanatıdır. Ayrıca her söz Allah’ın kelamıdır. Kimsenin değildir.
Bizler (şiir yazanlar) sözleri, kelimeleri ödünç alıp veririz bazen. (tüm duyguyu aktaracak şekilde olmaması kaydıyla.)
Mesela bir şiirinizdeki bir sözü, (sadece buna örnek olsun diye) aynen alıp en son şiirimin başına koydum :)
Tanrı şiir yazanlara, duygu anlatıcılarına kelimelerinden sakındırmasın. ödeştiğimizi sanıyor, Tanrının tüm iyiliklerinin üstünüzde dolaşmasını diliyorum. Sanırım çok sevip çok da acı çekmişsiniz... Üstelik yüksek sadakatle sevdiğiniz çok aşikar. Yazılarınızdaki duygular çok taşkın. Fakat yine de hiçbir zaman iyide ya da kötüde orta kararlılıktan ayrılmamış bir anlatım var. Sevdiğinizde yavan bir ruh, vasat bir karakter ve şiir açısından bakıldığında başlangıçta esas adam, güçlü, özlenen, beklenen. Pek bilmiyorum şimdileri. Belki şimdi sadece bir figüran. Çünkü aşk bayağılık istemez. bayağılaştığın da biter.
Her neyse, bu şiirde, siz, okuyan herkesin çocuğu, siz ise şiiri okuyan herkes sizin çocuğunuz gibi içtenlik(anaçlık) vardı...
Şiiriniz insanın içini ısıtıyor şiiriniz. Hele, şimdi, çatısı delik bir evde yağmur damlaları tavanda titrerken, bu böyledir,
İyi de gider.
Yavaş ve derin
Bir nefestir belki
Belki de, şiir ağlayan gözdür.
Belki deli gönlüm, anlayamadı seni:
Beklerken hayalini daha yaşanmamış bir aşk
Vakti doğru oysa,
Sendin! Tüm sözcükleri unutup kendim dediğim
Sendin!...
Boğulmadan soluğunda
Bir tapınmanın ardından
Yavaş yavaş ağrısız bir şeydir şiir...
Yaşarım belki diye yarınlarıma bıraktığım
Sendin! Rüzgar güllerinde sesini beklediğim
Ve,
Sendin! yüreğimden bir yaşam diye kestiğim...
Şimdi,
Ruhum mahçup bir deniz gibi
Ölü koylarda gizlenen
Diri bir hüzündür
Ve gölgelerim
Bembeyaz öldüğüm yüzündür!
Aşkın doruğunda yaşadığım o altın çalkantı
Gerçek mi düş mü bilemiyorum
Boş yere tekrarlıyorum kendi kendime
Geçmişin anısı ve düş, tek ve aynı şeydir diye
Şimdi geri istiyorum
O ’an’ı ve düşlerimi
Geçmişin uzattığı anılar arasından
Zamanı aşındıran rüzgarından sakınılmış...
Şiir ağlayan omuzdur
Omzun ağlayan gözüdür.
Şair, şairin en iyi arkadaşıdır, en iyi gözü, omuzudur.
Çünkü şiir, şairin neresinden doğduysa, okuyanın da orasına ulaşır.
Bu şiir beni benden götürdü..
Duyuyormusun!
Senin üstünü mantığımla örttüm
Beni benden aldın ’ diğer şiirlerinize de baktım. hepsi ayrı güzeller.
Fakat aşk adlı şiiriniz ayrı bir güzel..
Akıl ile duyguyu ayıran feryatlar izledim satırlanızda.
Çünkü, akıl, yararlıyı ve gerekliyi isterken, duygularımız aynı anda belirsizlikler içinde kıvransa da, aynı şeyi aynı güçle, aynı anda isteyebilen, anlaşılmaz ve anlatılması zor bir şey sanki.
Belki de, akıl gelecekle, duygu şimdiyle alakalı. Şiiriniz de onu anlayanla..
Kendimi mutlu hissediyorum.
Neyse,
Şiirler yazan duygularınız kaybolmasın…
Derleyen; Gülayşe
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.