NE YORUM YA!
--Şiirinize/Yazınıza baktım!
--Bakmak yetmez, gördün mü?
--Şiirinizi/Yazınızı gördüm!
--Hangi gözle?
a) gözle (fiziksel), yani şeklî görme
b) beyinle (zihinsel), yani fikrî görme
c) kalple (tinsel), yani hissî görme
--Şiirinizi/Yazınızı okudum!
--Ana fikri nedir? Bir cümle ile özetleyebilir misin?
--Şiirinizi/Yazınızı tebrik ederim!
--Peki, yazan ne güne duruyor?
(Duâ-Selâm faslı...)
--Yüreğiniz dert görmesin! Kaleminiz daim olsun! Saygı, sevgi ve selamlar...
--Bir de MEVLİT oku(t)sak, nasıl olur?
* * * * * * * * *
Şiire/Yazıya ille yorum yapmak zorunda değiliz. Şiiri/Yazıyı sırf okumuş olmak adına okumak zorunda da değiliz. Şiire/Yazıya salt bakmakla yetinebiliyorsak, bunun yorumu sadece bizi bağlar.
* * * * * * * * *
Körlerle sağırlar birbirini ağırlar!
Birbirine aynı ya da benzeri lâfız ve ruh bütünlüğü perspektifinden sırf gönül okşamak amaçlı yorumlar sunarak övgüler sıralayan, özgün üslûplarıyla ve bilimsellikten uzak seçmece sözcükleriyle âdeta yârenlik eden insanların kültür düzeyleri hakkında olumlu bir kanaat edinebilmek hayli güç olsa gerek!
* * * * * * * * *
Yazdıklarımızı içimize sindirebiliyorsak, ne alâ!
Şiir ve yazılar kadar yorumların da yürekleri ısıtması ve dimağları ışıtması gerekmez mi? Şiir ve yazılardan bir şeyler öğrenmek istemek hakkımız değil mi? Dilin kuram ve dilbilgisi kurallarını yok sayma lüksüne sahip miyiz? Millî, manevî ve etik değerleri çiğnemek ne mümkün! Yazılanların edebî, edepli ve keyif verici olması gerekmez mi?
* * * * * * * * *
‘Cuk!’ Ne kolay, değil mi?
Şiiri/Yazıyı tümüyle ya da kısmen kopyalayarak yorum (!) yaptığını sananlar ile yorumuna ekleyenlerin âdeta muzaffer bir komutan edasıyla kasılmaları kendi yüreklerinde hiç sıkıntı yaratmaz mı?
* * * * * * * * *
Övmek kadar yermek de elzemdir.
Görebildiğimiz yanlış, hatalı, eksik, fazla ve çarpık hususları en uygun bir dille ve kişiyi rencide etmeksizin uyarabilmeli ve yerebilmeliyiz. Şahsiyat yapmadan yani kişiselliğe kaçmadan ve nezaket kurallarına uyarak bir şeyler yazabiliyorsak, ne mutlu bize!
* * * * * * * * *
“Bakma ile usta olunsaydı, köpekler kasap olurdu!” (Atasözü)
Atasözleri ve vecizelerle dalga geçmek ne haddimize! Hepsinin de literatürde ağırlıklı yeri ve önemi vardır. Hepsi de yaşanılan zamanın hakikatlerini, ikazlarını ve kültürlerini beşeriyete aktaran, geçerliliklerini ve işlerliklerini kolay kolay yitirmeyen birer hazinedir.
* * * * * * * * *
İyi niyetli ancak ‘Adım Hıdır, elimden gelen budur!’ misali yorum yapmayı beceremeyen temiz yürekli ve güzel insanlar bu yazdıklarımdan münezzehtir.
Düzeysiz, kalitesiz, saçma sapan, hafifmeşrep ve bilimsellikten uzak yorumlar almaktansa, hiç yorum almamayı yeğlerim.
Derin hürmetlerimle.
YORUMLAR
Çok katı değil misiniz? Sonuç olarak içten gelen bir kaç beğenme sözü neye zarar? Güzel olmuş, teşekkür ederim gibi... Zaten insan o an okuduğundan etkilendiğinde hemen yazmak ve beğendiğini blli etmek ister. Genelde beğenilmeyenin üzerindede fazla durulmaz. Siz eleştirileri yönlendirme ve bilgilendirme konusu olarak algılamak istesenizde, buradaki herkes dil bilimci, veya edebiyatçı değilki, adı üzerinden belli sitemiz amatör yazarlar ağırlıklı. Kusura bakmayın ama, bu yazınızla içten sevgisini belli edenlere hem yüklenmiş, hemde buradaki çoğu insanı karşınızdaki bir öğrenciye ders verir gibi izlenim bırakmışsınız... İyi veya kötü, eksik veya fazla, amatör veya profesyonel... Her ne olursa olsun bu tarz sitelerin ilgi görmesi, üyelerinin artması bile gurur verici. Okumayı sevenler çoğalmalı...
Sevgilerimle...
"Övmek kadar yermek de elzemdir.
Görebildiğimiz yanlış, hatalı, eksik, fazla ve çarpık hususları en uygun bir dille ve kişiyi rencide etmeksizin uyarabilmeli ve yerebilmeliyiz. "
Yazınızın bu bölümüne değinmek istediğim için kopyaladım.Diğer bölümlerde yazmış olduklarınız zaman zaman benim de yaptığım davranışlardır.Dil bilimci, eğitimci değilim ancak öğrenebilmek adına eleştiri bekleyenlerdenim.Eleştiri de bir sanattır diyenim.İthamlarda bulunarak, aşağılayıcı,onur kırıcı, üzecek eleştiriye her zaman karşı oldum.Bilgim dahilinde eleştiri yapmaya çalıştığım bir çok -şair- den alaycı cevaplar aldım.Bu da beni oldukça incitti.Şair değilim...Ustalarımızdan şiiri öğrenmek için buradayım.
Değindiğiniz konu düşündürdü.Teşekkürler,saygılar.
YORUMLARA ‘TEŞEKKÜR’ BÂBINDAN...
Yazmak, kutsal; paylaşmak, toplumsal; yorumlamak ise, hürdür...
Dil; kültür ve iletişim aracı olup, kül hâlinde ses, kelime, cümle, özgün kuram ve yazım kurallarından mürekkeptir. Elbet hepimiz dilbilimci değiliz, olmamız da gerekmez üstelik. Ancak kendimizi trajikomik durumlara düşürmeyi de içimize sindiremeyiz kuşkusuz...
Ulusal, mânevi ve etik değerlere saygılı; şahsiyât yapmayan yani kişiselliğe kaçmayan; Türk dilinin standart kuram ve yazım kurallarını hiçe saymayan; yürekleri ısıtan; dimağları ışıtan; iyiyi, doğruyu ve güzeli amaçlayan; zamanı ve enerjiyi boşa harcatmayan şiirlere ve yazılara
hayranlık ve saygı duymamak ne mümkün!
Bu meyanda bilimsel ve etik değerleri özümsemiş her türden eleştiriye açık olduğumu burada vurgulayarak aynı minvâl üzere kaleme alınan şiirleri ve yazıları da keyifle okuduğumu arz ile bütün şair, yazar ve okur dostlarıma saygı, sevgi ve selâmlarımı sunarım.
Amaç, kasâvet değil, inşirâh sunmak;
Alış verişte değil, huzurda olmak;
Her dem övülmek değil, bazen yerilmek
Güçlü kılar insanı haddini bilmek...
Hoş ve esen kalınız.
Güzeldi Üstadım.. Çok güzeldi..
Algı yoksunu toplumsal, kavramlayamaz ki, anlamlandırdığı nere gider izlesin?!..
Bunları olmayan eylemin, yorumu mu olur demişsiniz..
Teşekkürler "siz"e, bütünselliğiniz anlamında size..
Saygı..
Göktürkmen tarafından 8/17/2008 11:06:00 AM zamanında düzenlenmiştir.