- 872 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ÖLÜMSÜZ AŞKLAR
Zamanın önlenemez bir hızla dönen çıkar ve tüketim çarkında AŞK da payına düşeni fazlasıyla aldı ne yazık ki. Bırakın ölümsüz Aşk ları derin vefaları mevsimlik aşklar bile kayıplara karıştı.
Her ne kadar Aşka inanmayanlar çoğunlukta olsa da Aşk var. Ölmeyen Aşk lar da. Nice Şahlar Krallar tacını tahtını terk edip sevdikleri kadınlara koşmuşlardı. Yine dünyaca ünlü pek çok yazar şair yazdıkları eserlerin düşsel kahramanlarından çok kendi aşklarının gerçek kahramanı olmuşlardır.
Geçenlerde katıldığım bir panelde konu bir ara Tac Mahal efsanesine takıldı. Çoğunluğu gençlerin oluşturduğu panelde hemen bir çoğunun Tac Mahal’in dünyanın 7. Harikasından biri olduğu bilgisinden öteye gitmiyordu.
Eve döndüğümde bu eşsiz eser hakkında bilgimi tazelemek isterken unuttuğum pek çok şeyle birlikte bu yazı çıktı ortaya.
Tac Mahal tam anlamıyla ölümsüz bir aşkın ve aşık olunan kadına duyulan ebedi vefanın gerçek ve canlı bir eseridir bu fani dünyada.
Dünyada Aşk için dikilmiş en büyük en görkemli anıt olarak kabul edilen bu muhteşem eserin taşıdığı anlam kadar, bu eserin ortaya çıkmasını sağlayan çok sayıda usta ve 20 bin işçinin verdiği emeğe Şah Cihan’ın yaptığı akıl dışı vefasızlığı olmuştur.
Çünkü efsaneye göre yapımı bittikten sonra, türbe işçilerinin kolları aynı yapıttan bir tane daha yapılmaması için kesilmiştir.
Bu efsane doğru ise eğer; bir insanın şanı şöhreti unvanı mevki gücü isterse dünyayı tutsun, en kutsal bildiklerini bile gösterişle bezeyip onlara ihanet edebilme ihtimalinin olmasıdır. Bunun adı Aşk bile olsa. Bu durumda ben sözümü geri mi almalıyım dersiniz. Yani Gerçek Aşk diye bir şey yok mudur…
Tac Mahal, Babür İmparatorluğu 5. hükümdarı Şah Cihan (Şah-ı Cihan:Dünyanın Şahı) (1593-1666) tarafından, o zamanki imparatorluğun başkenti olan Hindistan’ın Agra şehrinde, Jumna (Yamuna) Nehri’nin kıyısında yaptırılmıştır. (Babür Şah’ın Hindistan’da kurduğu Türk İmparatorluğu, Hindistan’da 332 yıl (1526-1858) egemen oldu.)
Bir isyanı bastırmak için ordularıyla Burhanpur’a giden Şah Cihan’a, dokuz aylık hamile olmasına rağmen her zamanki gibi eşi Mümtaz Mahal(Ercümend Banu Begüm) de eşlik etmişti. Mümtaz Mahal, 14. çocuklarını doğurduktan sonra kanama sebebiyle öldü.(1631) Şah Cihan, eşinin ölümünden sonra 2 yıl yas tuttu. Artık devlet işlerine ilgisini kaybeden hükümdar, teselliyi sanat ve mimaride buldu. Eşinin ölümünün ertesi yılı 1632’de Tac Mahal’in temeli atıldı.
Bugün Hindistan’ın en fazla turist çeken bölgesi. Ancak çevresinde oluşan çarpık yapılaşma, bu tarihi yapıtın geleceğini tehdit ediyor. Bulunduğu şehrin birçok noktasından açıkça görülebilen Tac Mahal, Türk-İslam Mimarisi’nin en önemli yapıtları arasında yer almaktadır.
Yapının mimarları; Mimar Sinan’ın talebelerinden Mehmet İsa Efendi ve Mehmet İsmail Efendi ile yapıdaki yazıları yazan Hattat Serdar Efendi, eserin yapımı için Şah Cihan tarafından İstanbul’dan davet edilmişlerdi1632’de inşasına başlanan eser, 20 yıl sonra 1652’de tamamlanmıştır.
Tac Mahal’in yapımında parlak, ince mavi damarları olan beyaz mermer kullanılmıştır. Aynı mermerden yapılan ve yerden yüksekliği 82 metre olan kubbe, Mimar İsmail Efendi tarafından yapılmış ve 1648 yılında tamamlanmıştır.
Kubbe üzerinde altınlı bir alem vardır. Türbenin beyaz mermerden 4minaresi vardır. Anıtın dört yanına Hattat Serdar Efendi tarafından Yasin suresinin tamamı yazılmıştır.
İnşaatta çok sayıda ustanın da yanı sıra, günde 20 bin işçinin çalışmasıyla türbe 1643’te, çevresindeki avlu ve yapılar 1649’da bitirildi. Tac Mahal, 20 yılda 1652’de bütünüyle tamamlandı.
Agra ilinin dışında Yamuna Irmağı’nın kıyısında, 305x580 metre ölçülerinde dikdörtgen avluda yer alan Tac Mahal, dört cephesinin ortalarında 33 metre yüksekliğindeki taç kapılarıyla 75 metre yüksekliğindeki anıt kubbeyi çevreliyor.
İç mekanı örten 30 metre yüksekliğindeki alt kubbeyle üst kubbe arasında türbe mekanı kadar ölü hacim var.
Mümtaz Mahal ve Şah Cihan’ın sandukaları üst katta, kubbenin altındadır. Sandukaların bulunduğu yerdeki kubbede insan ağzından çıkan her ses 7 kez yankılanacak şekilde bir akustiğe sahiptir. Şah’ın ve eşinin asıl lahitleri ise, en alt katta bulunmaktadır.
Tac Mahal’in yüz binlerce akik, sedef ve firuze gömülü olan duvarlarında ayrıca 42 zümrüt, 142 yakut, 625 pırlanta ve 50 adet çok iri inci vardır.
Romantik görünüşü ile herkesi büyüleyen, Doğulu Batılı birçok ünlü yazar ve şaire ilham kaynağı olan Tac Mahal, mehtaplı gecelerde bile aydan daha parlak görünür.
Tac Mahal, 1983’ten bu yana UNESCO’nun Dünya Miras Listesi’nde yer almaktadır.
Efsaneye göre kubbeyi desteklemek için yapılan iskele, kubbeden daha fazla masraf ve işgücü gerektirmişti. İnşaatın bitimine yakın Şah Cihan’a iskeleyi sökmenin 5 yıl alacağı bilgisi verilmesi üzerine Şah Cihan, herkesin söktüğü tuğlanın kendisine kalacağı şeklinde bir emir yayınlamış ve iskele bir gecede sökülmüştü.
ESENLİKLER
YORUMLAR
kutluyorum böylesine özgün ve bilgilendirici bu güzel yazınızı Devrim hanımefendi.
ne diyebilirim aşk konusunda. Allah'ın Ademoğlularına bahşettiği en onulmaz bir duygudur aşk dersem kendi adıma aşk olgusuna duyduğum saygıyı umarım betimlemiş olurum.
saygımla...
DEVRİM DENİZERİ
Gerçekten muhteşem bir eser.
Aşk konusundaki görüşünüz ise tam isabet..
Selam ve esenlikler