- 689 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Gece ruhuna dokunsun tenim
Gece ruhuna dokunsun tenim..Sonsuza savrulsun sözcükler.. çığlıkları sadece sen duy, bir de ben.
Derin uykum dan uyandırdı bugün beni yıldızlar bambaşka parladılar Sonsuzluk hissettim bu gece onlarda
Dayanamıyorum artık onsuzluğaYa yanıma gelmeli yada açmalı beni ona tutsak eden kelepçeleri! Gözlerim öfkeliydi yıldırımlar gibi düşlerimde hüzünlüydü hayallerim Ne zaman terk ettiler beni ? Bıraktım kalan son hayallerimi de özgürce gökyüzüne Özgürce döndüler önce başımın üstünde sonra uçtular semaya Bir öpücük kondurdum her birine, kokumu sana taşısınlar diye! buzlar ülkesinde kim tarafindan ne zaman yazıldığı faili meçhul bir duygu
Caddelerde sisli, puslu bir kış ikindisi Ağaçlarda salkım salkım eski zamanlardan kalma anılar Yapraklarda yere düşmeye hazırlanan yağmur damlalarıHangi sewdaya dokunursan dokun, Her sewda birazda ayrılık kokar, Gözlerinden firar edecek olsam Buzulçağa dönecek her yan İnsanlar, bedenler, tenler kadınlar ve kentler ve yüzümde asılı kalan yüzün... Her sewda birazda son ayrılık duragıdır, Küfürlerimden arta kalanından makamını tutturamadığım bir melodi fısıldıyorum geceye, sözlerini bile anlamadığım bir dille.Gecenin piç bir vaktinde, kendimi sokaklara vurup; kaybettiğim ıslak düşlerimi aradım, zerdenişlere kurban verdim hayati gülüşlerimi, tüm aramalara rağmen bulunamayan, gecenin ucunda yine bir başıma ben kaldım... gecenin faili mechul karanlığına inat gündüzün güneşten caldığım ışık misali Bakma sen zerdelenişlerime...
Teğet geçen acılarım; beni delmeden ulasamazsınız sevdama...ayarı tutmayan vakitsiz akşamlarda mezelenir anılar.. sen ya da ben, belki de biz, en kötümser haliyle; yabancılaştığımız ve tanıdığımız o soğuk rüzgâr: ayrılık Sen kimbilir, belki de uzak bir kıtanın, uzak bir şehrindesin şimdi. Yoktur bir nedeni, aranmaz da; çünkü terkedilmişliği yatar gecenin koynunda ve hiç bir şey hissedilmez artık bu pimi çekilmiş cografyada ...Biliyor musun, insan kolay kolay söyleyemez sürgün yerini. Buruk bir tat bırakır insanın ağzında. Kırılır gözleri…Kimsesiz, kim’i terk etti bu gece. Kimin kimsesi kalmadı artık, kimliksizler gecesi bu gece yüreğimde Ve şimdi tüm yaşanmışlıklarımın kucağındayım - ne bileyim lan ben, hangi takvimin saatlerini gözlerime boyadığımı! - ve bilmiyorum hangi mevsimin, hangi hüzünlü aralığında yakalanmıştım o keriz ıslatan yağmura. Hatırlamıyorum…Uykusuzluğun uykuya hasret kaldığı bir coğrafya işlenmiştir yüreğine. Mevsimlerin o kadar önemi yoktur bu senaryoda, geceler sadece soğuk bir akşam olur.Hangi şairenin günlüğünden çalınmıştı yüzüm hatırlamıyorum. " çok uzaktaydı gözlerinin kahvesinde yatan 40 yıl. Gülüşünde yaşanılmamış bir çağ yatıyor. Sanki çok erken büyümüşsün, saçlarının dağınıklığı dünyayla dalga geçiyor. Birazdan gideceksin, belki bir daha göremiycem seni. Sadece ismin kalacak bende, ve gözlerinin buğusunda kaybolduğum sayısız iç çekmeler..." Ürkek harflerle yazılmış, çantamın arka cebinde saklanmış bir not. Yazıyı tanımıyorum. Karıncalanıyor belleğim. İsmi o kadar önemli değildi, yüzbinlerce kelimenin arasında kaybolurkene bedenler; sadece satır aralığına serpiştirilen gizli özneler kalıyor geride...
Sensiz koyu bir renk gibiyim,
Siyahtan bile daha koyu,
Karanlıklar dökülüyor üstüme,
Ben şiirler yazarken isminin üstüne,
Şimdi serseri berduşun biriyim ,
Kayboldum kendi girdabımda ,
Yolunu bulamayan pusula gibiyim… (A.koç )
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.