- 429 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Canlılık denen fenomene, ufak bir bakış
Evrende en ilginç fenomen canlılıktır, canlılık hem evrene içkindir hem de evreni, gözlemlenebilir ve anlaşılabilir kılmıştır. Metafizik olgulardan kaçınmak adına, canlılığı pozitivist bir yaklaşım ile inceleyeceğim. Önce kısaca bir canlı tanımı yapalım, yazımın devamında canlıdan biyosistem diye söz edeceğim, biyosistem dediğimiz şey atomların organize olmuş halidir. Tabi ki bir taşın atomları da organize haldedir ama biyosistemlerde ki organizasyon; atomların, oluşturduğu biyosistemin bütünlüğünü korumak adına sanki bir bilinci varmış gibi davranmasıdır. (1) Termodinamiğin, bize söylediklerine bakarsak sadece biyosistemler değil her türlü madde sönümlenecektir, tabi biyosistemler biyolojik olmayan sistemlere göre çok daha hızlı sönümlenir örneğin; bir insan ömrü ile bir yıldızın ömrünü veya bir taşın ömrünü kıyaslayacak olursak arada ki farkı görürüz. Temel sorulardan bir tanesi şudur; Biyosistemler neden bu kadar hızlı sönümlenir ? Bu soruyu, fizik dahilinde uzadıya düşünebiliriz ama konumuz bu değil.
Diğer bir soru ise; Biyosistemlerin bir amacı var mıdır? Maddeye bir amaç atamak, bizi tanrı fikrine götürebilir ama böyle bir amacım olduğu söylenemez. Hepimizin gözlemlediği üzere tüm biyosistemler, biyosistem olma özelliğini korumaya çalışır; yani canlı kalmaya çalışır. Bazı tek hücreliler, geliştirdikleri (2) Konjugasyon denen muhteşem bir üreme tekniği ile genlerini birbirleriyle paylaşarak dış tehditlere karşı bağışıklık geliştirebilirler. Biyosistemin bütünlüğünü tehlikeye sokan çevre koşullarında, bazı bakterilerin (3) Endospor formuna geçerek milyonlarca yıl yaşayabilmesi; biyosistemlerin yaşamda kalmak adına geliştirdikleri tekniklerden en ilgi çekici olanlarından birisidir. Daha kompleks yapıları ele alacak olursak, örneğin Animalia (hayvanlar) alemine gidelim. Bu kümede ki canlılarında geliştirmiş ve geliştirmekte oldukları vücut yapıları, varsa tüylerinin renkleri vs hepsi üremeye, kendini savunmaya, besin bulmaya ve az enerji harcamaya yatkın olacak şekildedir. Biyosistemler, bu yönde kendilerini optime etmeye çalışarak evrimleşirler. Tabi bu iddia Lamarck’çı evrim kuramına atıf yapıyormuşum gibi algılanabilir, nitekim Lamarck’ın bazı noktalarda yanıldığı deneylerle gösterilmiştir. Evrim hakkında ki kuramları da ayrıntılı düşünebiliriz ama konumuz bu değil. Son olarak, primatları da ele aldığımızda, kolayca onlarında fizyolojik ve psikolojik durumlarını üreme, kendini savunma, besin bulma, az enerji harcamaya yatkın olacak şekilde geliştirmeye çalıştıklarını görebiliriz. Tüm bu amaçları, bir tek kelimeye indirgeyebiliriz buna da ’’Yaşamda kalmaya çalışmak’’ diyelim. Yaşamda kalmaya çalışmak: Üreme, kendini savunma, besin bulma, az enerji harcamaya yatkın olma gibi bütün amaçları barındıran bir kümedir. Öyleyse her canlının amacı için, yaşamda kalmaya çalışmaktır diyebiliriz.Böylelikle görüldüğü üzere: yaşamın amacı yaşamda kalmaktır her canlı yaşamını sürdürebilmeye çalışır her şey bu uğurda anlam bulur. İnsan denen primat türünü düşününce, işin içine psikoloji girer kendimizi sıradan bir bakteri ile kıyaslayamayız bizimde amacımız hayatta kalmaktır ama insan deyince işin içine; iyi, kötü, onur ve şeref gibi kavramlar girer neyse ki buda konumuz değil. Demem o ki yaşamaya devam, onurlu bir şekilde mücadele ederek yaşamaya devam, doğa hem var olmamızın sebebi, hem de düşmanımız. Hem doğa için, hem de doğaya inat yaşamaya devam.
(1) tr.wikipedia.org/wiki/Entropi
(2) tr.wikipedia.org/wiki/Bakteriyel_konjugasyon
(3) tr.wikipedia.org/wiki/Endospor
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.