Tavukların, civcivlerin katili kim?
İnsanlar doğal ortamı arar oldu,
Yaz günleri yaylalar en iyi yoldu.
Yaylaya çıkamayanlar ne yapsın?
Terleyenler klima altına sokuldu.
Köy yerleri her yönden doğal olur,
Her evde besin veren bir mal olur.
Ağaç çiçeğinde bekleyen bal olur.
Doğal yaşam nerede diye sorulur?
Amanos dağlarının her yeri köy dolu,
Bu köylerin birleşir çakışır çoğu yolu.
Köyde misafirsever Allah’ın her kulu.
İnsanı çok yaşar, tarih kokar, çok ulu…
Köyün en güzel yönü doğal yaşamak,
Zorlukları imece usulü ile paylaşmak.
Böylece önüne gelen engelleri aşmak.
Şehir hayatındaki yapaylığa ise şaşmak…
……
…….
Köyde, doğal ortamda yaşamak insanların arayıp da bulamadığı bir güzellik. Amanosların en yüksek noktası Mığır’ın eteğindeki köyde yaşadığım için çok şanslıyım.
…
Hele de yaz mevsimi gelince sorma gitsin. İnsanlar yaylaya; çardak yaylasına akın akın giderken, bizim köy yaylaya gitmiyor. Niye gitsin ki…Zaten her yeri yayla. Dedim ya hele de sıcak olan bu günlerde arayıp da bulunamayacak bir nimet. Zaten insanlar bulamadığı için yaz mevsimi geldiğinde akın akın Amanoslardaki yaylalara çıkıyorlar ya…
…
Köy her yönden güzel yaşanılacak yer…İnsanları daha misafirsever, daha tanıdık…Geçen gün Bolat apartmanında oturan öğretmen arkadaş aynı binada ve aynı okulda görev yaptığı arkadaşına selam verdiği halde selamını almamış, tanımamış bile…İlçemiz gibi küçük bir yerde bu gibi olaylar yaşanıyor ise büyük şehirleri siz düşünün…
….
Köyün sadece serinliği mi var? Olur mu canım doğallığını unuttun herhalde…Buz gibi akan suyu, mis gibi kokan yoğurdu, hele yumurtası…Şehirdeki insanlar her gün köy yumurtası ararken köyde olup da köy yumurtası yememek olur mu?
…..
-Köyde de mi yumurtayı parayla alacaksın…
-Hadi canım sen de…
-Ne parası?
Herkesin evi var yanında da kümesi…Tavuk beslemek çok mu zor? Alırsın bir iki tavuk bırakırsın altın yumurtlayan tavuk gibi olur.Bir de gurk yatar civcivleri çıkarır, kendi başına büyürler, yumurta vermeye başlarlar…
Tabi ki bizlere de bu doğallıktan, yumurtalardan afiyetle yemek düşer.
-Afiyet olsun…
Her işin zorluğu var…
-Sen dedin ya tavuk beslemek çok kolay
-Gel de onu bize sorun…
-Hayırdır,ne oldu?
Nisan ayında civciv çıkaran gurkun her gün bir civcivi ölmeye başladı.
-Ne oldu akrep mi soktu yoksa?
Babama bu civcivlere ne oluyor da ölüyor dedim. Şöyle baktı bir anlam çıkaramadı…
…..
Sonraki gün ise iki tane civciv kayıp oldu.Allah’ım ne oldu bu sevimli civcivlere…
Babam farkına varmıştı herhalde şöyle bir kafasını salladı…olsa olsa bunları o zalim yiyor; kurt,tilki yiyecek değil ya…
…
Doğal kaynaklarımızın yok olmasına; birden ortadan kaybolmasına canımız sıkılmaz mı?
…
Sözleştik.
İftardan sonra bu hayvanlara bekçilik yapacak bunları kurtaracaktık…
İftardan sonra bekledik ama bir türlü civcivleri yiyen düşman görülmedi…Ramazanlık olduğu için; sahura kalkacağımızdan fazla beklemenin bir anlamı yok deyip evlerimize çekildik…
….
Sabahleyin kümese vardığımda altı tane tavuğun yerde yattığını gördüm. Can sıkıntısı ile eve koştum, babama haber verdim…Babamın da canı sıkılmıştı ama;
-‘’Cana geleceğine mala gelsin’’, oğlum diyerek beni teselli etti…
-Sen canını sıkma; bugün o zalimi yakalayacak, haddini bildireceğiz dedi…
….
Akşamın olmasını,iftarın açılmasını dört gözle bekliyordum.Aklım açlıkta,susuzlukta değil sevimli hayvanlarımızı yok eden zalimde idi…
….
İftarı afiyetle açıp akşam namazını eda ettikten sonra babam kümese geçti:
-Oğlum! Oğlum! Oğlum! Tüfeği getir diye seslendi.
Ben de heyecanla silahı alıp mermiyle doldurmaya başladım ki;
- O da ne silah tutukluk yapmasın mı? Babam oradan haydi oğlum diye sesleniyordu.
….
Silahı doldurup, kümesin yanına varmadan da bir iki deneme yapıp havaya ateş ettim…
…
Çok güzel! Silah çalışıyordu…Zalim katilin sonu gelmişti. Babama silahı verdim…
…
Civcivlerin yanına sokulmuş, yutmak için ağzını açmış zalimi görünce nişan aldı…
-Güm! Diye ateş etmesiyle zalim katil kendi kendine dolandı, yere büküldü…Korkudan yanına tam yaklaşamıyorduk…Bükülmüş olan zalime yaklaşamıyorduk…Silahta olan mermilerden iki tane daha boşalttı bir metre boyundaki zalim yere serildi…
….
Bir oh çektik, tavuklarımızın bir numaralı düşmanı ortadan kalkmıştı…Bundan sonra korkusuzca kümeslerinde yatacak bizler de doğal besinlerinden her gün alacaktık.
….
Köyde yaşamanın bu sıcak günlerde güzel yanları olsa da bazen böyle can sıkıcı ve maceralı anları da olmaktadır…
Ama ne mutlu ki böyle sıcak günlerde yayla gibi sepserin, insanların dost olduğu, doğal ,besinlerin bulunduğu, horoz, oğlak, keklik sesinin eksik olmadığı, suların şarıl şarıl aktığı bir köyde;Amanos sıradağlarının arasında Mığır’ın eteğinde yaşıyorum…
Darısı herkese böyle doğal ortamda; serin yerde yaşamak olsun…
21.06.2016
Hasan Kaya
Eğitimci-Şair-Yazar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.