- 702 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GÜL KOKULU SABAHLARDA
Ahmet AYAZ
Gaziantep Güneş Gazetesi 21 Haziran 2016
………………………………………………
Güneşin gülümsediği ve gül kokulu sabahlarda, yine kültürden, sanattan. edebiyattan söz etmek istediim. Çünkü ben, kendimi bildim bileli, kültür sanat ve edebiyat ile beslendim. Yazmak, okumak benim yaşam tarzımdır. Tam 40 yıldır elimde kalem. 29 yaşımda kendimi ulusal gazetelerden Hergün ile Yeniasya Gazetelerinin içinde buldum. Gün oldu Gazi Şehrin Barak Kültürü ve Folklöründen söz ettim, Gün oldu Kavaklıktan, Kırkayak Kahvesinden, gün oldu Eblahanda Ciğer Kebabcısı Memik Ustadan söz ettim. Bazen Yunus ile yolculuk ettim, bazan Dadaloğlu ile dağlara çıktım. Karacaoğlan gibi âşık oldum, yer, yurt gezdim şiirlerimde. Hala yazmaya devam ediyorum ve edeceğim. Dilimin döndüğü ve ömrümün yettiği kadar.
Bugün sabahleyin uykudan uyanıp da, çalışma masama oturduğumda, Alkış, Tay, Kumru, Çıngı, Basamak, Gaziantep Life, Maki ve Bizim Ece gibi bir çok kültür sanat ve edebiyat dergilerini sehbamın üzerinde görünce, gençlik yıllarım gözlerimin önünde bir sinema filmi gibi geldi, geçti. Çünkü gençlik yıllarımın hızlı dönemi Gaziantep’e bağlı Oğuzeli’nin Yakacık (Zıramba) Köyünde geçti. Bu kadar yayın organına ulaşmak mümkün değildi.
Hayat Mecmuası ve Akbaba Dergisinden başka,tanıştığım kültür sanat ve edebiyat dergisi yoktu. Fakat Rıza Polat Akkoyunlu’nun Güneyden Geliyorum, Cahit Sıtkı Tarancı’nın 35 Yaş, Ümit Yaşar Oğuzcan’ın Beni Unutma, Şemsi Belli’nin Satırbaşı, Yaşar Kemal Gökçeli’nin İnce Memed’i ve adlarını unuttuğum niceleri, ellerimizde köyden köye dolaşırdı. Ama o günlerde, bizim kuşağın okuma alışkınlığı vardı. Ellerimizde de, ciddi ve okumayı değer yayınlar olurdu. O zamanlar kültürün sanatın ve edebiyatın içine edenler de yoklardı. Şimdi, asıl konuya dönüyorum.
Kayda değer kültür sanat ve edebiyat dergilerinden, Rahmetli Ahmet Kabaklı’nın yayınladığı, Türk Edebiyat Dergisi, ciddi anlamda, kültür, sanat ve edebiyatımızı yansıtan bir üründü. Bu dergide ilk olarak “Hasret” Şiirim yayınlanmıştı. Mayıs 1994. Gazi Altun Beyin yazı işleri müdürlüğü dönemiydi.Türk Edebiyatı Dergisinin son yazı işleri müdürünün Beşir Ayvazoğlu olduğunu hatırlar gibiyim. Daha öncede, yukarıda sözünü ettiğim Gazi Altun, İsa Kocakaplan, Sevinç Çokum, Servet Kabaklı, gibi isimler Türk Edebiyatı Dergisinin yazı işleri müdürlüğünde bulunmuşlardı. Ama şimdi kimler var? Çizgisi nasıl? Haberdar değilim. Bu da benim için bir eksikliktir. Çünkü şiirlerimin yayınlandığı Türk Edebiyatı Dergisinden uzak kalmamam gerekir idi. O günden bu güne kadar, sayısız kültür sanat ve edebiyat dergileri ile yakından tanıştım. Tanıştığım bu dergilerde çok sayıda şiirlerim ve nesir yazılarım, araştırmalarım, folklörük çalışmalarım yayınlandı.
10 Mart 2016 tarihinde “Kümbet Altında” Dergisi ilk defa elime ulaştı. Dergiyi yüzeysel olarak gözden geçirdiğimde, derginin içinde önemli yazılara, şiirlere ve önemsediğim isimlere rastladım. İnşallah çizgisi böyle devam eder diyorum. Dergiyi okuduktan sonra, derginin genel yayın yönetmeni Ünal Kar’ı telefon ile arayıp, dergiyi bana gönderdikleri için Kümbet Dergisi Sahibi İrfan Yıldız Bey’e ve Kümbet Dergisi mensuplarına teşekkür ettim.
Hemen aklıma, ülkemizde kültür sanat ve edebiyatımıza ciddi anlamda hizmet eden isimlerden İhsan IŞIK, Osman BAYMAK, Prf. Dr. Ramilya Yarullina YILDIRIM, Mehmet HENGİRMEN, Canseli DONAT, Av. Abdulhadi BAY, Mümin ULUC gibi isimler geldi. İhsan Işık Hocamız hiç kimseden katgı payı istemeden, benimde içinde yer aldığım, 10 Ciltlik “Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçıları ve Bilim Adamları Ansiklopedisi”ni yayınladı. Aynı zamanda sözünü ettiğim ansiktlopedi Almanca, İngilizce ve Fransızca olmak üzere, Türkçemizin dışında 3 dile çevrildikten sonra, sözü edilen devletlerin kültür bakanlıkları bu ansiklopediden, kütüphanelerine satın aldılar. Bizim kültür bakanlığımız da İhsan IŞIK Bey’e ödül verdikten sonra, satın alıp bütün kütüphanelerimize gönderdiler. Balkan Aydınları ve Yazarları Derneği Başkanı Osman BAYMAK, aynı keza, Canseli DONAT Hanımefendi ile birlikte çalışarak, “TÜRK DÜNYASINDA ATATÜRK ŞİİRLERİ” ve TÜRK DÜNYASINDA ÇOCUK ŞİİRLERİ” Antolojisini çıkardılar ve içinde adıgeçen bütün şairlere ücretsiz olarak beşer adet dağıttılar. Dr. Mehmet HENGİRMEN, Mayıs 1997 tarihinden itibaren tam 4,5 yıl Ankara Üniversitesine bağlı TÖMER’in ürünü olan ”ALLEBEN” DERGİSİ”ni çıkardı ve Türkiye içinde bütün yayın organlarına ve yazarlarına ücretsiz olarak dağıtımını yaptı. Prf. Dr. Erdal Ceyhan. Doç.Dr. Behiye Köksel, Dr. Abdulkadir Tanrıverdi, Tamer Abuşoğlu ve ben, Alleben Dergisinin yazı kurulunda idik. Av. Abdulhadi BAY, 2010 Nisan ayından bugüne kadar “KUMRU DERGİSİ”ni Gaziantepte yayınlayarak bütün Türk Devletlerinin şair ve yazarlarına ücretsiz olarak dağıtımını yapıyor. Prf. Dr. Ramilya Yarullina YILIDIM, “Fırattan Volgaya Medeniyetler Köprüsü” adı altında ve akademik çalışma olarak, Adıyaman Üniversitesinde kabul gören 520 sayfalık, araştırma kitabını yayınladıktan sonra, kitabında yer verdiği isimlerin ücretsiz olarak adreslerine postalaadı. Beni telefonla arayarak adresimi aldı ve kitaptan sağolsun bir adet, adresime gönderdi. Değerli hocamız bu kitapta, Adıyaman, Kahramanmaraş, Gaziantep ve Mardin illerimizin Kültür, Sanat Edebiyat ve Edebiyatçılarına yer vermiş. Mümin ULUC, ülkemizin kaydadeğer şair, yazar ve ozanlarını Kapadokya Kültür etkinliğine davet ediyor, Nevşehir, Kırşehir, Kayseri, Hacıbektaş gibi şehirlerimizi gezdirip, bu illerimizi, şair, yazar ve kültür adamlarımıza, kültür adamlarımızı da, bu il ve ilçelerimiz ile tanıştırıyor. Hiç bir ücret talebinde bulunmadan. Mustafa Gökçek, “Yorumlama Saatleri (1) “Adlı kitabını Hürriyet Gazetesi Yayınlarından çıkarmış ve bu kitapta 20 şair ve yazara yer vermiş. Bu kitapta sağolsun bana da sayfa ayırmış. Ücretsiz olarak adreslerimize gönderdi.
Edebiyat kelimesinin edepten geldiğini hepimiz biliyoruz. Öyle ise, Antoloji çıkaracağım, dergi çıkaracağım diyerek, arkadaşlarından katkı payı toplayıp da, sözlerinde durmayanların yaptıklarına ne denir? Ben bir şey demedim, sizden soruyorum. Bu yollarla katkı payı diye topladıkları paraları ceplerine indirip de, topladıkları az miktardaki paralarla, hem edebiyatımıza, hem de kültür ve sanatımıza gölge düşürenlerin, adlarından söz etmeyeceğim. Çünkü ben, öldükten sonra da, yaptığım iyilikler ile anılmak istiyorum. Ama onların adlarına kendim üzüldüğümü sizlerden saklayamam. Son söz burada, edebiyat sözünün, edepten geldiğini bir defa daha hatırlatarak, edebi ve edebiyatımızı, hepimizin koruması gerektiğinin bilinmesini istiyorum derken, Gaziantepte, Gaziantep’in Kültür Sanat ve edebiyatına, geçmişte “YÖRE” dergisini yayınlayarak hizmet eden Rahmetli Mehmet SAĞLAM Bey’i ve halen Hizmet veren Gaziantepte Life Dergisini yayınlayan Seydi Cumhur APİ’yi, Kumru Dergisini ve Av. Abdulhadi BAY’ı da, unutmamak gerekir derken, Gaziantep’in Kültür Sanat ve Edebiyatını araştıranlara LİFE ile YÖRE Dergileri günümüzde bir kaynaktırlar. Aynı zamanda Gaziantep Life Dergisi bir mağazin dergisidir. Bunu da unutmayalım, mağazini de basite almayalım…
YORUMLAR
edebiyat adına güzel bir makale okudum sayenizde üstadım.
Millet olmanın en önemli vasıflarından biride derin bir edebiyat birikiminin olmasıdır. Bu alanda katkılarınız sizden sonra da gelecek nesillere ulaşacaktır.
başarılarınızın devamını dilerim
saygılarımla
Ahmet Ayaz
SELAM SEVGİ VE SAYGILARIMI SUNARIM.
AHMET AYAZ