- 2842 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
Haydi şimdi düşünün ...!
NE GÜZELDİR...
Ne güzeldir yağan karda pencereden o beyazlığı seyretmek...
Ellerimiz dona dona kartopları hazırlayıp sevdiklerimizle, arkadaşlarımızla coşkuyla oynamak...
Soğukta kalıpta yakacak kömürü, odunu olmayan insanlara yardım etmek...
Karlarda yuvarlanıp onca yıl yaşamış bedenin izini bırakmak...
Karanfil kokulu ıhlamuru, komşularla soba başında içmek...
Kestane kokularına karışan bir gecede dostlarla ellerimiz yana yana soyup yemek...
Tombala oynadığımız günler çinkolarla atılan çığlıklar, hatta üstünü kuru fasulyeyle kapadıysanız yerinden oynayan fasulyelere kızmalar…
Elimizde tepsilerle, naylonlarla, kızaklarla o karlarda kaymanın zevkini unutamamak...
Ne güzeldir!
DEĞİL Mİ?
Minik bir kız veya erkek çocuğuna yüreğinizle aldığınız bir hediyeyle gözlerinde gördüğünüz pırıltı hangi yıldızı kıskandırmaz ki...
Bir köpeğin başını okşamak, ona ellerinizle verdiğiniz yiyeceği sunmak neyle ölçüle bilir ki...
Yeni doğmuş bir bebeğin kokusunu içinize çektiğinizde duyduğunuz hangi kokuyla eşleyebilirsiniz ki...
Uzaklardan gelen can dosta sarıldığınızda hangi sinerji size yetişebilir ki...
Sevgilinizin sizi uyandırdığı sabahlarda o sıcacık sesi hangi güzellikle karşılaştırabilirsiniz ki...
Bir avuç yemi kuşlara attığınız o an, nice kanat sesi ve seyir sizin içinizde hangi paylaşımla yer değişilebilir ki...
Yağmur damlalarını yüzünüzü yıkadığında içinizde hissettiğiniz arınmaya ne demeli ki...
Rüzgâra kollarınız açıp uçtuğunuzu düşünmek nasıl anlatılabilir ki...
Değil mi?
OLUR YA!
Diz dize oturduğunuz bir dostla geçmişi konuşup ta gülerken, ağlarken düşünürsünüz o günleri ya...
Eskileri karıştırırken hatırası olan bir eşyada dalıp gidersiniz ya...
Annenizden kalma bir örtüde çocukluğunuzu anımsarsınız ya...
Babanızdan kalma bir tütün korumasını evinizin en güzel köşesinde saklarsınız ya...
Hani kardeşlerinizle aranızda geçen olmadık kıskançlıkları anımsayıp gülersiniz ya…
Siyah beyaz bir fotoğrafta yaşamın izlerine rastlarsınız ya...
Karpuzdan fenerlerle gecenin ateş böcekleri olursunuz ya...
Pişmaniyeler yapılırdı çocuklumuzda evde, hep bir elden çekilirdi ve o ağdayı bir çubuğa sarıp yersiniz ya...
Masallar dinlerdik lüks lambası yanan gecelerde ışık oyunlarını seyrederdik duvarda ellerimizle değişik şekiller çıkarırdık ya...
Olur ya!
Düşündünüz mü şimdi? Hadi anımsayın ve içinizdekiler özel kalsın...
Geçmişini yaşamayan, geleceğe kucak açamaz unutmayın!
YORUMLAR
"Kestane kokularına karışan bir gecede dostlarla ellerimiz yana yana soyup yemek..."
İsmet Bey
Evet, anlatım hatası gibi görünmekte ne var ki bazen şiir dilim yazılarıma farklı düşüyor.
"Kestane kokularına karışan bir gecede dostlarla ellerimiz yana yana soyup yemek..."
“Sobanın üstünde pişirdiğimiz kestanelerin geceye bıraktığı kokuyla dostlarla ellerimiz yana yana soyup yemek “ te yazabilirdim. Haklısınız ilk bakışta evet yazım hatası gibi görünmekte. Bu sadece kendimce bir açıklama diyelim…
Denile bilirdi tabiî ki üstte verdiğim cümleyi de kurabilirdim.
Bazen yazıma farklı sözcük dizimleri kullanıyorum bunu bilinçli yapıyorum aslında.
Teşekkürler uyarınıza tekrardan ama söz dizilimim bu şekilde kalsın istiyorum.
Saygılarımla
"Kestane kokularına karışan bir gecede dostlarla ellerimiz yana yana soyup yemek..."
Yazınızdaki gözüme çarpan ilk anlatım hatası. Bu cümlede ne anlatmak istediğinizi anlıyorum ama cümleniz duygularınızı ne derece doğru ifade ediyor dikkat ettiniz mi?
Evet, sizinle beraber bir düşünce yolculuğuna çıktım. Şu sıralar en sevdiğim faaliyetler arasındadır, küçük kız kardeşimi kucağıma alıp pencereden yağan karları izlemek.