TORBA
Çocukluğum, çocukluğum...
Bir çekmecede unutulmuş,
Senelerle rengi solmuş,
Bir tek resim çocukluğum...
Ziya Osman SABA
Kusursuz bir robot olma yolundaki mücadelemizi ayakta alkışlıyorum doğrusu. Düşündüm de en son ne zaman yere kapaklandığımı, hatırlayamadım.
Ah.. Bizim dağların arasından süzülüp gelen dümdüz bir deremiz, masmavi bulutlara konuveren M’li kuşlarımız varken mutsuz muyuz? Tabi ki evet. Sizi bilemem ama ben görüyorum; sebepsiz bir sevgi pınarı, sınırsız bir hayal dünyası ve esnekliğin en güzel örnekliğini sergileyen eylemleriyle çocuklara resmen özeniyorum.
Edindiğimiz veya geliştirdiğimiz nice yaşam becerimize karşın nelerden mahrum olduğumuz ortada. At çiftliklerinden pek da farkı olmayan yaşamlarımızla rafine sözler, derinliksiz duygu durumları ve alışkanlığın omurgasını oluşturan mutat eylemlerimiz bize çocukluğumuzu geri getirmeyecek.
Geç değil. Hepimizi içimizdeki neşe ve özgürlük kaynağı olan çocukluğu’nun ellerinden tutmaya davet ediyorum. Bol şanslar..
YORUMLAR
bilmiyorum ama inandığım bir şey var tabiiyi doğrudur veya yanlıştır,
görmek veya duymak,
herkes aynı şeyi görüyor veya duyduğunu iddia etse de,
bilmiyorum ama,
herkes her şeyi her kes her bir şeyi görmek için yeni keşifler yapmalı derim,
kendi içinde ,
yaşayan çocuklukta içteki hazinedir.
sevgimlesiniz
Çocuk ergen olmak için can atar,birinci ergenlik, beden ve nefsin ergenliği,ikinci ergenlik, kendini tanımak olan,ruhun ve gönlün ergenliğini ki, aşkın gözyaşları şiirimin 2.kıtasında
vuslatın sükûnunda yaşlar
abı hayat bulur coşar
derya neşesini katar
dalgalarında keyif çatar, güzelliğine ulaşırsın.