- 614 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
DEVLETİN DİREĞİ
Olay 1940-50’li yıllarda Anadolu’nun bir ilçesinde geçmiştir.
Aynıyla vakidir.
Biz sadece işin edebiyat kısmını süsledik.Ve her devirde durumların nasıl olduğunu ve kanunların nasıl çalıştığını göstermek istedik.
Şimdi gelelim gerçek olaya;
Şehrin zenginlerinden birinin oğlunun güzel bir cipi vardır.Otomobiller ise daha bu şehirlere girememiştir.
O devirde yollar tozlu ,dumanlı ve çok taşlıdır.Araçlar ise yok denecek kadar azdır.
Zenginin oğlu gezmek için sık sık şeker fabrikası olan ve ortasından nehir geçen yakındaki komşu şehre gitmektedir.
Yine o devirde telefon direkleri kolay takip edilsin diye yol kenarlarını takip etmektedir.Direklerde olan arızalar rahatça onarılmaktadır.
Bir gün zenginin oğlu bu komşu şehre gezmeye gitmek için yola çıkar.Hava sıcak,yol tozmaktadır.Gençte cipi kendine göre çok hızlı sürmektedir.Yolun tam yarısında direksiyon hakimiyetini kaybeder ve yol kenarında ki telefon direğine çarpar.Direk telefon telleriyle birlikte “küüt !”diye kırılır.Hem direk dipten kırılmış hem de teller kopmuştur.İki şehrin iletişimini sağlayan tellerin kopması ile birlikte bütün haberleşme durmuştur.Derhal teknik ekip yola çıkar ve kopan tellerin olduğu yere gelir.Bakarlar ki cip kaza yapmış,direğe vurmuş,hem direği hem de telleri koparmıştır.Zenginin oğlunda her hangi bir yaralama yoktur.
---Geçmiş olsun,denir.
Araç çekilir.
Tutanak tutulur;
---Cip telefon direğine çarpmış,kaza yapmıştır.Bunun neticesinde direk kırılmış,teller kopmuştur.Direk ve teller onarılacak,yapılan zarar cip sahibinden alınacaktır.
Taraflar;
---Tamam,der şahsa imzalatırlar.Tutanakları,gencin bulunduğu şehrin adliyesine gönderirler.Zenginin oğluna davetiye gelir.Mahkeme günü belirtilen saatte mahkemede bulunması gerektiği yazılıdır.Bu gün zararın tazmini yapılacak ve kaza yapana bildirilecek,kaza yapan direk ve tel masrafları ile diğer konulan bedeli ödeyecektir.
Belirtilen tarihte Zenginin Oğlu mahkemeye gider.Hakimin karşısına çıkar.Hakim birde bakar ki,her gün birlikte yiyip içtikleri adamın oğlu.Zararı zenginin oğlundan alsa, zenginle arası açılacak.Almasa devlete zarar olacak. Düşünür,taşınır sonunda Devlet zararını kenara bırakır
Katibe ;
--- Yaz der; Her ne kadar cipin gelip direğe çarptığı yazılsa da yaptığımız inceleme sonucunda şu kara varılmıştır;
---Cip yolunda giderken direk kırılmış,aracın üstüne düşmüştür.Hem araçta, hem de sürücüde ağır hasar oluşmuştur.Bu yüzden yapılan zararın şahıstan değil,devletten alınarak,sürücüye ödenmesine karar verilmiştir.
Böylece Zenginin Oğlu devletin zararını ödemediği gibi bir de” Devletten Tazminat” kazanmıştır.Yani bütün zararları devlet ödeyecektir.
Devletin Direği yaptığı cezayı çekecektir.
Daha sonra bilir kişi tarafından belirlenen hasar tazminatı Zenginin Oğluna ödenmiş,devlette kendine düşen zararı hazineden vermiştir.Bu olay zaman zaman yapılan haksızlıklar karşısında hala iki şehirde anlatılmaktadır.
Yorumu siz sayın okuyuculara bırakıyorum.
Varın siz nasıl isterseniz öyle yorumlayın.
Hani ne derler;
----“Zengin arabasını dağdan aşırır, fakir ise düz yolda şaşırır!”
Allah devletimizi ve milletimizi böyle haksız ve yersiz kararlardan korusun.
Kemal DOĞANAY
YORUMLAR
Merhaba Kemal Bey, sizlerde bilirsiniz bizde bir söz vardır "Balık baştan kokar" Devlet koktuğu için Hakim de kokuşmuştur. Türkler İslamiyeti kabul edip devletleşmeye başladıkları günden bu zamana kadar, toplumun en üst aklı her zaman devlet olmuştur. O Hakimin suçu yok, asıl suçlu olan devlettir. Çünkü Arap İslam mantığına göre şekillenen devlet yapısı sürekli devleti yücelterek halkı korkutmuştur. Hem Azrail devlet hem de belirli güçlerin emrinde en iyi şekilde kullanılan mükemmel bir araç durumundadır. Bu da bilerek yapılmış bir durumdur. Ne hazindir ki bizim toplumumuzun kültür seviyesi bu tür siyaseti anlayıp çözecek duruma henüz gelmediğinden, devlete hakim olan Çakallar en büyük devlet deyip arkasından her istediğini yapanlar devletçi geçinenlerdir. Bu devletin resmi politikasıdır. Selamlarımla.
Yorum yazalım Hocam da karar zaten belli!!!
Allah u Teala o kadar güzel karar verir ki ne olduğunu anlamazlar.
Devletin malı deniz!!! Ama Yiyen o domuz demiyor ki ulan bu yediğim de bu devletin bütün vatandaşının hakkı var! Vallaha hesap gününde nasıl herkesi bir araya toplar da helallık alır işte onu da kendisi düşünecek...
Belediyenin birinde yüksek düzeyde bir memur kendisini mahkemeye vermişti.Ben şu görevi yapıyorum ama şu kadar maaş alıyorum! Bunu da hak etmediğimi biliyorum, Maaşımın düşürülmesi gerekir!!!
Nerede bunun gibi düşünecek İNSAN EVLADI???
Yüreğiinize sağlık Hocam güzel bir anlatım.
Selam ve saygılarımla.