- 747 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kalbini Nifaktan Koru
Kovulmuş olan şeytanın şerrinden Rahman ve Rahim Allah’a sığınırım
75- "Hem, onlar arasında "Eğer O’nun bağışladıklarından bize de bir şeyler düşerse, elbet biz de hayır hasenat için harcar, böylece biz de iyiler arasına karışmış oluruz!" diye Allah’a yemin edenler var."
76-"Ama onlar, Allah kendilerine lutfundan bağışlar bağışlamaz onda cimrilik ederler ve (yeminlerinden) geri dönerler: zira onlar dönektirler."
77-"Bunun üzerine O da, Zatıyla karşılaşacakları güne kadar kalplerinde (taşıyacakları) bir nifakı başlarına sarar. Bu, onların Allah’a verdikleri sözden dönmeleri ve yalan söylemeyi alışkanlık haline getirmeleri yüzündendir."
Tevbe Suresinin 75, 76, 77. Ayetlerini okudum bu gece. Tevbe Suresi Medeni bir sure olup, Tebük Seferi zamanında nüzul olmuş bir suredir. Yukarıdaki ayetleri okuyunca insan yine büyük bir ahlaki ilkeyle karşılaşıyor. Elbette bu surenin tefsiri bize düşmez ama biz sade vatandaş da okuduğu zaman bir şeyler anlıyor. Sonuçta her yorumdan sonra din alimlerinin söyledikleri çok güzel bir söz var "şüphesiz ki en doğrusunu Allah bilir".
Burada benim ki kendi katrimce ayetlerin meallerini olsun okuyup, ne kadar derin ama bir o kadar açık olduğunu bir nepze olsun gösterebilmek. Mesele ayetlerin ayrı ayrı herbirimize söyledikleri vardır. Temelde manası olarak aynı şeydir ama bizim anlayışlarımızdaki nüans farkları bile çok büyük açılımlara sebep olur.
Biz bunu yapmaz mıyız çoğu zaman. İşte çok para olunca şöyle şöyle hayır yapacağım. Ya da şöyle şöyle işim olursa şunu bağışlayacağım. Söylediklerimiz belki küçük şeyler fakat sonuçları manevi dünyamızda ne kadar büyük oluyor. Yani kendi kendimize yaparım deyip Allah’a verdiğimiz sözleri yerine getirmemek bizim kalbimizde bir yaraya sebep oluyor. Kalplerinde taşıyacakları nifakı başlarına sararız buyruluyor. Nifakın kalbi sarması demek kalbin iki yüzlü olması anlamına geliyor. Samimi bir kalbi sanki kara bir bulut gibi nifakın sarması.
Bir düşünün bir sevip bir sevmeyen, bir ona bir bu yana meyil eden hallerimiz yok mu? Kendi içimizden pişmanlık duyar içimizde sıkılır. Bütün bunlara rağmen bu hastalığın kaynağının Allah’a vermiş olduğumuz ama yerine getirmediğimiz sözlerimiz olduğu bilmeyiz.
Diyorum ya işte mesel bu. Çoğunlukla biliriz, ne doğru ne yanlış ama bir türlü yapacak iradeyi gösteremeyiz. Neden? Çünkü doğru olanı yapacak samimi, temiz bir kalp lazım. Biz yaptıklarımızla, hatta daha öncesinde yapmasak bile düşündüğümüz kötü düşüncelerle o fıtraten temiz kalbi kirletiyoruz.
Rabbim
Yapmayacağı şeyi söyleyip
Kendi kendini kandıran
Allah’ın kalplerini nifakla sardığı kimseler olmaktan
Sakınan
Gönderdiğin vahyi
Hayatın her zerresine
Hayat bulmak için okuyan
Senin vahyini yerine getirmek için
Salatı tam yapma gayretinde olan
Kalbini iki yüzlülüklerden koruyan
Ameller işleyen
Kullarından eyle
Amin Amin Amin...
(Haziran 2016)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.