- 776 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Geceyi Kadir Kılmak
Kovulmuş Olan Şeytanın Şerrinden Rahman ve Rahim Allah’a Sığınırım
Kur’anı Kerim’in her gece okunması emri Müzzemmil Suresinin ilk ayetlerinde bildirilir. Allah’ın insanlara doğrudan hitabı olan mesajla gecenin yarısından fazlasında meşgul olmak gerekir. Bu okumanın üç türlü olduğu açıklanır. Yani okumak Arapçada üç anlamı birlikte içeren bir kelimedir. Bunlar Tecvit, Kıraat ve Tertil üzere okumak. Tecvit olarak okumak düzgün şekilde kelimelerin seslerini doğru vererek güzel bir sesle okumaktır. Bu okuma dili güzel kullanmayı da içinde çağrıştıran bir anlamı vardır. İkinci okuma kıraat ederek okumadır. Burada anlam devreye girer. Yani anlamını bilerek okumak. Okunan metni ne dendiğini anlamak. Üçüncü okuma ise Tertil üzere okumak. Burada anlamı göz önünden bulundurarak maksadını düşünerek okumak. Yani anlamdan maksada geçmektir. Üç okuma birlikte yapılır. Önce güzel bir şekilde dilin gereklerini bilerek seslendirilir sonra anlamını da içene alan bir okuma gelir yine bütün bunlardan kopmadan düşünerek gelen manayı akledip kalbinle yeniden yeniden hayata, evrene insana okumak.
Müzzemmil suresinde Peygamberimize (Allah’ın selamı, yardımı yolundan gidenlere olsun)(5) "Biz ,sana ağır bir söz indireceğiz" Buyruluyor. Yani dolayısıyla bize indirilen söz ağır bir söz. Bu ağır sözü tefsir ederken Alimler beş mana üzerinde durmuşlar.
1-İçi dolu bir söz. İçeriği ağır olan bir söz
2-Vahyin indirilişi sırasında Peygamberimizin hissettiği fiziksel ağırlık olarak.
3-Vahyin değer olarak hiçbir şey kaybetmemesi her zaman ağır bir söz olması. İlk geldiği günden bu zamana kadar üzerine onca çalışma onca kitap yazılması onun hiçbir zaman değersizleştirmemiş, onun hafif bir söz haline getirmemiştir. Yani değerinden hiçbir şey kaybetmemiş muhatabına kantar kantar altın gibi değerli prensipler vaaz etmeye devam etmektedir.
4-Bu sözü, vahyi yerine getiren müminlerin mahşerde amellerinin ağır gelmesi. Bu sözle yaptıkları amellerinin ağır gelmesi
5-Bu sözün uygulanması müminlere kolay fakat inkarcılara ağır gelmesi
6-Vahyin ağırlığı yağmur yüklü bulutlar gibidir. Nasıl yağmur çorak toprakları yeşertirse vahiyde çorak gönüllerini yeşertir onlara bitimsiz bir iman kaynağı olarak gökten yağar.
Kur’anın Kerim’in 9.Cüzinde yer alan 7. Araf suresinin 146. Ayeti üzerinde çok düşünmek gerekir.
7. Araf 146. Ayet: "Yeryüzünde haddini aşarak büyüklük taslayanları ayetlerimden uzak tutacağım; isterse onlar her türlü mucizeye şahit olsunlar, yine de ona inanmazlar; yine onlar hak yolu görüyor olsalar bile o yoldan gitmezler; fakat sapık yolu görünce hemen onu kendilerine yol olarak benimserler. İşte bu, onların ayetlerimizi yalanlamaları ve onlara karşı umursamazlıkları nedeniyledir."
Bu ayeti okuyuncu şu geldi aklıma. Hani şu modern batı alemi Allah’ın mucize ayetlerini her an yakından tanık oluyorlar. Bütün bunlara rağmen hadlerini aşmaları ve büyüklük taslamaları yüzünden imanla (genel anlamda) buluşmuyorlar. Tabii bu batıya has bir şey değil bizde toplum olarak da fert olarak da gerçekten her an mucizelere şahit olmuyor muyuz? Bizim hadsizliklerimiz az mı?
Demek istediğim aynen Firavunun Hz Musa’nın mucizesini gördüğünde iman etmediği gibi birçoklarımız gözümüzün önünde bir çok mucize gerçekleşiyor gene Allah’ın ayetlerinden gafil kalıyoruz . Neden ? Çünkü Büyüklenme haddini bilmeme var, büyüklük taslıyoruz bilgiçlik yapıyoruz. Önümüzdeki Allah’ın mesajına karşı kayıtsız kalıyoruz.
Hz Musa’nın Araf Suresinin 155 ve 156 ayetlerinde duası var. 157 de okumak gerekir.:
(Kovulmuş olan şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım)
Araf:155"Ve Musa, belirlediğimiz bir zaman ve mekanda hazır olmak üzere toplumu arasından yetmiş kişi seçti. O zaman onları derin bir sarsıntı tutunca,
"Rabbim!" dedi,
"Dileseydin bunları ve beni daha evvel helak ederdin.
Şimdi içimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden
bizleri de helak eder misin?
Bu Senin sınamandan başka bir şey değil;
onunla dilediğini sapıklığa terk eden, dilediğini de doğru yola yöneltirsin!
Sensin bizim velimiz: O halde bizi bağışla, bize merhamat et! Çünkü Sen bağışlayanların en hayırlısısın."
(156)Bizim için bu dünyada da güzellikler yaz,
ahirette de;
ki biz pişmanlık içinde Sana sığındık!"
(Allah) buyurdu ki: "Dilediğin kimseyi azabıma hedef kılabilirim, fakat rahmetim her şeyi kuşatmıştır. En sonunda sorumlu davranan ve arınıp yücelmek için ödenmesi gereken bedeli ödeyen kimseler, -ki onlar ayetlerimize inanan kişilerdir- onu paylaştıracağım;
(157)onlar ki, ellerinde Tevrat ve İncil’de tanıtılmış bulacakları Rasul’un, o Kitap Ehli’nden olmayan peygamberin izinden gidecekler;
(o peygamber) onlara iyiliği emredip kötülükten sakındıracak,
temiz ve yararlı şeyleri onlara helal kılıp
pis ve zararlı şeyleri onlara yasaklayacak;
sırtlarına vurulmuş olan yüklerini indirip öteden beri (özgürlüklerine) vurulan zincirleri çözecek. Sonuçta ona inanan, onu el üstünde tutup destekleyen ve ona yücelerden bahşedilen ışığın ardına onunla birlikte düşenler kurtuluşa erenler olacak.
YORUMLAR
Melik Haker
Eğer bir güzellik varsa o Rabbimizdendir yanlışlar hatalar bizim eksik yanlış olan daha toy yanlarımızdandır. Öncelilkle beğeniniz için teşekkür ederim. İçimden geldiği gibi bildiğim kadarıyla paylaştığım bilgiler. Öncelikle insan olarak sonra aynı dili konuşan kişiler ve müslüman olarak ortak yanlarımız var. Çoğu zaman bu ortak noktalardan hareket edip daha güzel şeyler paylaşıp birbirimizi geliştirmektense hep bir açık arayan, her söylenende bir yanlış arayan kimseler olduk. Bu bağlamda size tekrar teşekkür ederim.
Allah'a emanet olun.
Dünya Alem Arapları kandırıyor, Araplar da Türk ve Kürtleri. Kendi kültürünüzü neden bu kadar inleceleyip öğrenmiyorsunuz? Acaba. Selam
Melik Haker
Cemal Bey gerçekten ilginç biriniz. Yazılarınıza baktım. Hepsini okudum desem yalan olur. Orta yaşı geçmiş üniversite mezunu bir Türikye Cumhuriyeti vatandası müslüman bir kulum. Din araştırma ve öğrenme çabam dün başlamadı. Yarında inşaallah bitmeyecek. Bu süreç yani nasıl 23 yılda gelen bir vahiy sürece varsa bu dini anlama yaşamakta öyle pat diye olmaz. Ama bazı temeller vardır onları bilip inanan insan ilerleyebilir. Bu şuna benzer suyun kaldırma kuvvetini bilmeyen öncelikle bunu kabul etmeyen birine gemiyi anlatmanın bir manası yoktur.
Diyorum ki Allah seni beni her şeyi yaratmış hem insanlara hemde bu kainatı bir düzen vermiştir. Bunu yapan Araplar ya da başkaları değil. İster kabul edin ister etmeyin Allah kanunları boyun eğmek zorundasınız. Eğer eğmezse insan hem bu dünyada hem ahirete bunun karşılığını görür.
Lütfen benim yazdıklarıma yorum yapacaksınız aynı şeyleri tekrar tekrar söyleyip zaman kaybetmeyelim. Allah'ın gönderdiği vahiyler üç tanedir. Bunları Kainaat kanunları, İnsan ayeti ve Kur'an ayetleri. Benim yazdıklarım eğer Kainaat ayetlerine ya da insan ayetine veya Kur'an ayetlerine aykırı ise bunu eleştirin.
Hadi bunları geçtim. Yazdıklarımda akla aykırı yani normal bir insanın kabul etmeyeceği bir şey varsa onuda yazın. Sonuçta herkes hakikatin peşinde. Kimse ben hakikatin tamamın sahibim diyemez. Tek Allah Mutlak hatasız mutlak hakikat olan.
Allah yar ve yardımcınız olsun.