- 963 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
şair de demiş kadın aşktır ancak sevilmeye yakışır diye
Üstüm başım su içinde uyanmıştım.elimle sağ tarafımı yokladım o oradaydı uyuduğu yerde bir kaç dakika uzun uzun baktıktan sonra sigara paketini ışığı yakmadan gene elimle yoklayarak sehpanın üzerinden çakmakla alıp parmak uçlarında usulca balkona doğru . o kısacık iki adım ne kadar da uzamıştı öyle neler gelmişti o arada zihnime ne kasvetli bir soğuktu bu kabus duşundan sonra tenime değen. balkon daydım evet sonunda varabilmiştim tek tük geçen arabalara sokaktaki it kedi naralarına tenimi yalayarak beni üşüten serin bir hava ile tanışı vermiştim oracıkta ne kadar fakir olduğumu anladım sonra evimin balkonunun altında yatan ayyaşı görünce ne kadar zengindi .
ben aydınlanmak önümü görmek için bir lambaya ihtiyac duyarken onun kocaman bir gökyüzü vardı. gece savaş açtı orada bana hemen ben her bir darbede bir eksik parçamı düşerken yere görüyordum.
evet evet gördüm o düşen ney senmisin hüsran bende ne çok büyümüş kökleşmişsin sen
cinayetti bu bize yaptığım kıyım kıyım doğradığım .o gün olmamalıydı sevdiğim yani günlerden kasım bizi kasıp kasıp kavurmamalıydı.hala kanın parmak uçlarımdan yere damlıyor o güne gidiyor o güne götürüyor beni bir odada önceleri herşey hoşken nasıl oldu da kavga ettik sahi konu neydi incir kabuğunu doldurmaz bir meselemi yoksa arşı alaya sığmaz vatan meselesimiydi neydi de sen su bardağını kaldırmış yüzüme doğru fırlatmıştın alnımdan kanlar yere ırmak ırmak nasılda akıyordu hatırlıyormusun avazın çıktıkça dolu doluya küfürlerin benim halim takatım kalmamıştı ruhparçam hala hatırası var yüzümde uzun uzadıya dikiş izlerinin
benim gücüm yalnızca sana kalmıştı sen eriyordun ben gücleniyordum ne incecikti bileklerin tutup masaya doğru fırlattığımda bileğin nasılda kırılmıştı benim yüreğimde kemik yoktu ama ben daha çok yanıyordum canım daha çok acıyordu gözlerim kızıl karasıydı ancak kana susamış vampirler gibiydim seni o kasım ayında kasım yağmurlarıyla kana nasıl değdirdim cemre baharın cemresi değil kanın cemreleri düşüyordu.antebe ben boğazından akan kanda üşüyordum yoktun rümeysa artık ölmüştün ben yaşayan bir ölü sen hikaye idin ben yürüyen bir gazeldim heryerim sararmış bitmiş bir hikaye idim 18 kasım olmamalıydı ruhparçam bunu yapmamalıydık kendmize
yarım ............. kaldı
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.