- 653 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Endülüs
Hasan Onat Hoca’nın "Kerbaladan Endülüse" isimli internette bir konferansını izledim. Hasan Onat Mezhepler Tarihi Hocası olan bir ilahiyat profesörü. Kısa bir aneknot anlattı konuşması içinde. Bir taraftan insanın içini acıtan bir taraftan çok anlamlı bir bilgi içeriyor. Bir arkadaşı anlatmış. Endülüste yani İspanya’nın şehirlerinden bir barda yaşlı bir adamın birine seni rahatlatan şeyler nedir? diye soruluyor. Adam bir işte içki rahatlatır birde babamın bana öğrettiği bir Türkü var onu söyler rahatlarım diyorlar. söyler misin diyorlar o türküyü bizde dinleyelim. Dinliyorlar ki Türkü diye söylediği sözler Fatiha süre. Yaşlı adama diyorlar işte bu müslümanların kitabından bir sure işte bunu her ibadetlerinde okurlar. Adam şiddetle itiraz ediyor olur mu diyor kafirlerin sözlerini ben nasıl söylerim.
Velhalsıl 1500’lü yıllarda Endülüs müslümanların idaresinden çıkınca birçok müslüman orada kalmak zorunda kalmış. Ama bu kalışta büyük bir baskı görmüşler. Dinlerini yaşamanın önünde bir çok engellerle karşılaşıyorlar.
Sonuçta medeniyet bir devir daim yapıyor. Bilimsel anlamda Eski Yunandan güneye İslam Alemine geçen medeniyet oradan Endülüs üzerinden tekrar Batıya geçiyor. Sanki bu dönüşüm hep böyle devam edecek gibi oradan yine Türkiye üzerinden İslam alemine geçecek. Bir taraftan Batı Medeniyeti insanlığa verdiği şeylerin bir bitim noktasına gelinmiş gibi gözüküyor. Artık insanların sadece refah olarak ilerde olmaları yetmiyor. Artık manevi olarak kendilerini tatmin edecek arayışlar içindeler.
İşte insanın gerçek anlamda medeni olması demek olan İslam; batının ve bütün insanlığın ihtiyacı olan Medeniyet. Eğer bu medeniyeti taşımada elimizi taşın altına koyup örneklik etmezsek aç kurtlar gibi birbirini yiyen batının bir sonraki adımından başka bir şey olmayacağız. Burada evreler yanlış olabilir ama genelde İslam Aleminin özelde Türkiye’nin bütün dünyaya söyleyecek çok sözü var. Kur’anı Kerim’i, Allah’ın mesajını bundan habersiz insanlara doğru şekilde götürmek adına yapacak çok işleri var. Bu sorumluluğu müslümanlar yüklenmek zorunda. Aksi halde kapitalistlerin insanlıktan çıkmış emelleri kendileriyle birlikte bütün dünyayı kana bulmaya devam edecek.
YORUMLAR
bazi isimleri duyunca içim kan ağlar gibi olur, bunlardan biri de Endülüs... evet, İslamiyet Endülüs'le zirvesini yaşamiştir, o dönemdeki bilim adamlari belki bir daha İslam tarihinde görülmedi. öyle refah içinde bir devirden bahsediyoruz ki, ilk defa sokaklarin kandillerle aydinlatildiği bir uygarlik (tabi o zamanlar elektrik falan yok).
bir zamanlar rahibelik yapan, daha sonra ise bazi sebeplerden rahibeliği terk edip kendini tüm dinleri araştirmaya adayan bir akademisyen, belki ilginizi çeker, Karen Armstrong. onun bir kitabinda bazi açilardan oldukça derinlemesine anlatir Endülüs'ü. insanin en çok canini yakan da, tüm riyakarliğiyla insan haklari ve soykirimdan bahseden batinin, daha 15.yy'da hatta daha da öncesi 11. yy'da Haçli seferleri adi altinda, hadi onu geçelim, yüzbinlerce Endülüs müslümanini ya dininizden döneceksiniz ya da Endülüs'ü terk edeceksiniz diyerek yaptiklari zulüm.. hadi ordan başlasak ya, öncesinden de değil, kapali defterleri açmaya...
yazinizda belirttiğiniz, Fatiha Suresi'ni türkü sanmasi ve öğrenince verdiği tepki.. işte bu yozlaşmanin açik bir göstergesi ama ne kadar aci... evet, hepsi bir devridaim.. ancak, söylediğiniz gibi bu sorumluluğu üstlenmeye hazir mi peki müslümanlar, işte orasi da koca bir soru işareti. ne diyelim, yine de ümit etmek gerek gelecek günler adina.
ve son olarak..teşekkürler bize Endülüs'ü hatirlatan satirlariniz için..
Melik Haker
Selam
Konuyu çok güzel özetleyip derinleştirmişsiniz. Batının kendi medeniyeti kurmak adına yaptıkları ortada. Keşke batının bu aklı geçmişte kalsa. Hayır aynen devam ediyor. Gücü eline geçirdiği zaman sonuna kadar kendi nefsani arzuları için sömürüyor. İnsan onun için makinanın parçalarından biri. İşleyen bu makina sadece ve sadece insan öğütüyor, aklı hayvanlaşmış, şehvetinin arzularının esiri.
Mesele malum olanı söylemek değil elbette. Her zaman bu şöyle bu böyle diye söylerim ama sonunda yine başladığım noktaya geri dönerim. Yani Allah her şeyi en güzel şekilde idare edendir. Allah hiçbir zaman bu dünyayı, insan yaratıp bırakmış değildir. Kafir kafirliğini sonuna kadar yaşayacağı imkanlara sahip olacak müslüman da bu mücadele de kendi için gerekli tüm imkanlara sahip olacak. Sonra hesap verecek herkes ahirette yaptıklarından ve yapması gerekipte yapmadıklarından. Kimseye torpil geçilmiyor ne burda ne ahirette.
Bunu söylerken Allah'ın yardımı yok mu? Elbette var. Allah'ın verdiği tüm imkanları kullanan insana artı gerekirse elbette yardım geliyor. Öncelikle kendi üzerinde mucizevi özellikleri kullan eğer gerekirse fazlasını biz veririz deniyor zımnen.
Evet Rabbim Haşr suresi 10 ayettte Endülüsteki iman kardeşlerimiz ve daha öncesi ve sonrası zamanlar için dua edelim.
Haşr Suresi 10. Ayet:
Kovulmuş olan şeytanın şerrinden Allah'a sığınırım
"Onlardan sonra gelenler derler ki: "Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi bağışla, kalblerimizde inananlara karşı bir kin bırakma! Rabbimiz, Sen çok şefkatli çok merhametlisin!"