- 555 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Her Şeye Sebep Biziz
Her Şeye Sebep Biziz
İnsanlar yaşamı boyunca zor-kolay sayısız sorunla, sıkıntıyla, problemle ve güçlüklerle karşı karşıya kalmaktadır. Kimi zaman gerek kendi iradesiyle, kimi zaman da çeşitli katkı, yardım destek ve yönlendirmelerle; ya üstesinden gelmiştir ya da insanlığından çıkmıştır.
Çoğu zaman her zorluğun akasından bir kolaylık, her yanlışın ardından doğru bir şey gelmiştir. Bu insana huzur, sevinç, mutluluk vererek, çıkış yolları göstermiştir. Bizleri yoktan var eden yaratıcımızda öyle buyuruyor. “Her güçlükle beraber bir kolaylık vardır.(İnşirah suresi)”Eğer buna iman etmiş, inanmışsanız sorun yok. Bize düşen, başımıza gelen her ne olursa olsun; sabredebilmek, tevekkülle karşılamak, imtihanda olduğumuzu unutmadan, isyan etmeden ona teslim olmaktır.
Eğer imtihanda olduğumuzun bilincindeysek, imtihanın bazen zor, bazen de kolay olduğunu unutmamamız gerekiyor. Sabırla, tahammül edebilmekle, şüphe yok ki imtihanımızı verebiliriz. Bu dünyada yaşıyor olmamanın da bazı kural ve kaideleri vardır. Tıpkı sınav kural ve kaidelerin olması gibi!.. Kurallara uymanız nispetinde, ya başarılı olur sınavını verirsin ya da başarırız olur, ölene kadar ah –vah eder durur, nedametler yaşarsınız.
İnsanız, yaradılışı gereği çok sabırsızız. Acele kararlar veririz. Sonunu –sonucunu pek de hesap etmeyiz. Bu sabırsızlık ve aceleciliğimiz neticesinde, hemen en kolay şey olan isyancılığa başvururuz. Sabır, tahammül melekelerinden eser kalmaz. Biraz daha dayanabilsek, belki de bizim dışımızda da gelişmesi ihtimali olan sebepler yüzünden, zarar ederiz, hata ederiz. Ağlamaya, sızlanmaya, sitemkâr olup, şikâyet etmeye başlarız.
Fani geçici bir hayat yaşıyoruz. Yaptığımız, söylediğimiz bir şeyin müsebbibi biz oluruz; ama asla farkına varmayız, belki de varmak istemeyiz. Sürekli birlerini suçlamaya, başkalarının üzerine atmaya çalışırız. Olan ve olması muhtemel birçok şeyden biz sorumlu olabiliriz. Günahıyla-sevabıyla, eğrisiyle-doğrusuyla olanlar, söylenenler bize aittir.
Bazen hiç beklemediğimiz yerlerden darbeler yiyebiliriz. Birçok şeyden ders alabiliriz, eğer biraz daha dikkatli olabilirsek. Birçok şeyden dolayı her şey tersyüz olabilir. Beklenmedik sonuçlar bizleri art niyetli olmaya itebilir, ümidimizi kaybedebiliriz. İşte o zaman hiç de beklemediğimiz sebeplerden dolayı sınavımızı kaybedebiliriz alimallah!
Karşılaştığımız her olaya biraz daha dikkatli ve itinayla yaklaşacak olursak, sonuç itibariyle mutlu olabiliriz. Görevimizin ve mükellefiyetlerimizin farkında ve bilincinde olursak, karşılığını kat be kat alma şansımız var. Olan biten hiçbir şey tesadüfü değildir. Belirli bir plan ve program çerçevesinde yapılmaktadır. Kimi zaman denenmek, kimi zaman dayanıklılığımızı ve sabrımızı ölçmek için başımıza gelmesi muhtemel olaylar karşısında daha dikkatli, metanetli ve sabırlı olmalıyız. Bunun yüce yaratıcımız tarafından geldiğini kabullenerek, sonuçta ondan gelebilecek her şeye hazırlıklı olmalıyız. Güçlüklere karşı sabır, tahammül gösterebilirsek, sabır ve sebat edebilirsek, şükrümüzü eda edebilirsek, kurtuluşa erenlerden olmamız muhtemeldir.
Dünyevi meselelere dalar gidersek, uhrevi meselelerden uzaklaşırsak, hem dünyamız, hem ukbamız zindan olacaktır. Bihakkın kurallara uymadığımız takdirde, bize bahşedilen sınırlarımız zorlarsak, -Allah muhafaza- kaybedenlerden oluruz. Gayret bizden takdir Allah’tan diyerek nefsani arzu, heva ve heveslerimize yenik düşmeden, şeytani vesveselerden kendimizi soyutlayabilirsek; ölmeden ölmüş gibi yaşantımıza bir yön verebilirsek, inanın bu sınavımızı çok rahatlıkla verebiliriz.
Anlayacağınız her şeyin sebebi biziz, her türlü soruna çare de biziz. Öyleyse insan olduğumuzun kıymetini bilelim, gereklerini yerine getirelim. Hem bu dünya için çalışalım, hem de ebedi bir hayat için çalışmamıza devam edelim.
Kerim BAYDAK
[email protected]
YORUMLAR
İnsanı kötülüğe sevk eden en önemli kaynaklar, içerisinde yaşadığı sosyal koşullardır. Bunlardan birincisi temiz dinden bahsedip servetler edinen Halife, Şeyh, İmam, Dinci geçinen ve bunlarla ortak siyaset yapan politikacılardır. İkinci sırada gelense insanları yöneten devletin sahtekarlığıdır. Üçüncüsü ise, insanın kendi çevresidir. Bunlar sorgulanmadan temiz insan hikayedir. Selamlar.