- 1136 Okunma
- 9 Yorum
- 2 Beğeni
Elini Kaldırdı
“Bu yolu görüyor musunuz?”
Sınıfın tamamı arkalarına dönüp, işaret ettiğim yöne baktılar. Aralık mikro-jaluzilerin elverdiği ölçüde otoparkın ilerisinde kalan, çelik bariyerler arasında uzayıp giden yolu görmeye çalıştılar. Trafiğin kalabalık olduğu bir saat değildi. Bir dört çeker geçti, sonra bir sarı Veloster…
Bir süre tek tük geçen arabalara baktılar; bir anlam veremeyince de dönüp bana…
“O yol bir hayal” dedim. “Bir hayalin vücut bulmuş şekli. Eğer bu sabah direksiyonu kırmasaydım Kaliforniya’ya kadar gidebilirdim. Hatta ortadaki şeridi alırsam, şerit değiştirmeme bile gerek olmazdı: Ver elini Pasifik Okyanusu.”
Aralarından cesaretli olduğunu bildiğim Craig elini kaldırdı:
“Ee, yani?”
Güzel soru… Ders maliyet muhasebesiyken Pasifik’e giden otoyol bu soruyu gerektiriyor haliyle.
“Bir dakika izin verin, anlayacaksınız.”
Sınıftan çıktım. Binanın yanına açılan kapı uzakta değildi; çok geçmeden kendimi otoparkta buldum. Arabama bindim, motoru çalıştırdım. Başımı çevirince sınıftakilerin ayağa kalkıp pencereye geldiklerini gördüm. Gülümseyip, gaza dokundum.
Araba yavaşça sınıfın önünden geçti. Otopark çıkışına vardığımda kendi kendime sordum:
“Bakalım ilk önce hangisi konuyu alternatif maliyete bağlayacak?”
Eyalet sınırına varmadan alternatif maliyet dört kere cebimi çaldırdı; dekanın telefonundan.
Yorumuyla bu öykücüğün yazılmasını sağlayan Sayın Uyumsuz Penguen’e teşekkürlerimi sunarım.
YORUMLAR
Geldim, okumadığım üç öykünüzü okudum. Nadiren yaptığınız bir şey dikkatimi çekti; peşpeşe iki gün yazı eklemişsiniz. Hep yapmanızı beklediğim şeydi sık yazmanız.
Yazılarınız dünyanın başka yakalarına açılan birer pencere bende. Er ya da geç mutlaka çıkıyorum o pencerelere.
Hoşçakalın.
Sevgili hocam, alternatif maliyet tüketici için olduğunda sanırım vazgeçilebilecek alternatifler daha da çeşitleniyor. Anlatıcı, öğrencilerin kolay anlayamayacağı bir örneklemeyle kendi alternatif maliyetini tutmuş sanırım. Galiba hayatımızı o ihtiyaçla, ama o alternatifi deneyemeden tükettik. Üretici, ya da devlet için uygulanabilirliği galiba daha kolay... Minimal öykücülüğü başarılı örneklerinizden okudukça mutlu oluyorum. Kaleminiz daim olsun. Sayılar
Sizin bu çok nefis kaleminizden çıkan ilginç ve alışılmışın dışında deftere düşen yazılarınızın -şiirleriniz de kuşkusuz-bana haz veren yanı, içinde bulunduğum yerli ortamdan soyutlanıp bambaşka dünyalara yolculuk yapmamı sağlıyor olmalarıdır.
Ne güzeldi.
Sevgi saygı ve esenlik dileklerimle.
Ne güzel yazmissiniz güne gelecektir..ince ince düşündürüyor. O yola o hayal yola gitmek isteyen çoktur.O yol nereye gider acaba..
Ben de bazen bineyim yol beni nereye götürürse götursün diye düşlerim...
Sevgilerimle
İlhan Kemal
Benzer şekilde Kuzey Amerika'daki otoyollar da öyle. Evimiz iki otoyolun kesişiminde duruyor. Biri Florida'dan başlıyor Kanada sınırına kadar devam ediyor. Diğeri ise ona dik, Atlantik'ten başlayıp Pasifik'e gidiyor (Geçen haftasonu onun Atlantik'ten yola çıktığı noktadaydım) İster istemez bu durum insanı hayal kurmaya itiyor. İki sene önce yazdığım Turuncu adlı öykü de de bu yolu kullanmıştım. Şimdi tekrar geri geldi. Sevgilerimle.
Bilbo Baggins Frodo'ya kapının önündeki patikadan bahsederken, bu yolun Kuyutorman'a, Yalnız Dağ'a hatta dünyanın daha tehlikeli yerlerine giden yol olduğundan bahsediyordu hatırlarsanız.
Hayallerimi, yapmak ya da yazmak istediklerimi etkileyen bir söz olmuştu benim için yıllar önce. Hala filmde Ian Holm o repliği tekrarlarken tüylerim diken diken olur. Sizin "O yol bir hayal" sözünüz bana aynı duyguları yaşattı.
Gerçekten o yol orada duruyor, dibimizde. Ve her sabah adım atılan o basit yolun götürebileceği ufuklar cezbediyor insanı.
Elinize sağlık, saygılar.
İlhan Kemal
Belli ki o yol/patika hepimizin yakınlarından bir yerden geçiyor. Bu küçük hikayelerle sanki yola çıkıp, bir tur atıyor ama sonra gerisin geriye içeri kaçtığımızı düşünüyorum. Umarım yanılıyorumdur. Saygılarımla.
grafspee
İlhan Kemal
Ah o alternatif maliyet..İnsan rahat rahat bir hayal bile kuramıyor.
Selam ve sevgilerimle.