- 870 Okunma
- 3 Yorum
- 2 Beğeni
Haziran Söylenceleri(m)
’Öyle çekmişim ki artık benden sonra birkaç satırımın yaşaması bile bana vızgeliyor..’ Ahmet Muhip Dranasın bu sözlerine ’ne ölümden korkmak ayıp ne de düşünmek ölümü’ olmuştur Nazım Hikmet’in cevabı..
ikiside haklıydı ikisi de benim şuanki ahvalimi özetlemişti sanki.
An oluyor ki hiçbir şeyin anlamı kalmıyor, his kaybından bitkin düşüyor, kırgınlıklara bile kırılmaktan vazgeçiyor,
tüm farkındalığına rağmen insan görünen maskelileri kendini gösterdiği gibi gördüğüne inanıyor, kim ne yaparsa yapsın aldırmıyor, küsmüyor, kızmıyor herşeyi kendi haline hatta kendini bile insan kendi haline bırakıyor. Ki bizler kırıldık inandığımız yerlerden, ağır ağır söküldü dikişler yerinden, paramparçayız.
Yaşamak meşakatlı iş der bir yorgun kul, yaşamak koca bir yük...
Bir çocuğun bakışı olsaydı keşke hayat.. Öyle şaşkın, anlamsız ve ani bir harekette öyle sağlam, öylesine inançlı ve sevinçli, "yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe" der ya hani üstad o misâl işte.
Yakılan dilek mumu gibi biraz da bu hâl.. kendin inanır kendin tutuşturursun binbir ümitle fitili lâkin iraden dışı söner ya hani o misâl. Hatta o misâl yahut bu misâl diye diye tükettiğimiz bir kutu mendil gibi biraz da bu hâl...
Sonuç mendil mendil saklayıp yahut sallayıp ve yahut attığımız, ağlayıp sevindiğimiz kendim’iziz.
Bi türlü hedefe varamayan şaşkın düş bireyleriyiz..
Kötürüm fikirler zedelemiş beyinlerimizi, düşünün yüksek makamlarda bulunan alçak mahlukların kurbanı çocuklar var mesela, toprağın bağrında gözyaşlarını buram buram öksüzali çiçekleriyle silen minik bedenler..
Bedenlerden ziyade bu kalpler, bu zihinler, bu hayatlar ve dahî bu hayallerin vebali nasıl ödenecek keza tamir edilecek bilmiyorum.
Bir yazgı savrulur külleri ile şimdi ağaçların yapraklarına doğru, kokusu hayat,
karası kader..
vs..
vs...
Öyle derin bir kuyu ki bu düşünce denilen kavram,
hayat zor gece karanlık..
Sonra gecenin bu vaktinde bir türkü d’üşüyor notalarıyla eski radyoda..
"Yâr deyince kalem elden düşüyor" eğer öyleyse ölüm deyince de benim o içimdeki boşlukta beyhude tövbe sancıları çekmem doğaldır.. Ve hayat insan gibi yaşanamıyorsa bıraksınlar layığınca ölelim..
Lâ’kin!
Lakin şu zaman da öyle olaylar vuku buluyor ki dil bırak lâl olmayı tövbe seranatlarında af dileyip çare aramalı.
Zira ne demişti bir düşünür " çaresizseniz, çare’sizsiniz "...
Ağulu bir su hayat biliyorum.
Düşüncelerimin istilasına uğramıştım gecenin bir yarısı, ne yapsam çıkamıyordum düze düştüğüm çukurlardan.
Haykırırcasına sustuğumu hatırlıyorum gecenin o vakti ki kirpiklerime konan kuşlarda uçup gitmişti ürkerek yalnızlığımdan.
Sonra yutkundum ve bir bardak çay daha koydum hem kendime hem kendimsizliğe hem de..
Topyekün,
dünyaca cinnetteyiz sanki. Tükendik mi ne dedim birikmişliklerimizden. Eğer öyleyse bu tükenmişliğe bir de varolma cinneti lazım.
Ölmek farz ise yeniden doğmak vacip misali..
Lakin mümkün değildi hayalimin harflerini hayata geçirmek, ölmüşken öleyim ben dedim bir güzel, ne gerek var gerisine..
Geceydi daha, farkettim tenimi ısıran o balkon soğuğundan, yaşıyordum..
Kendimi re-start yapma terapisi gibi bi’şeydi yani benimkisi.. Ölümü düşündükçe yaşamayı tüm farklılığıyla öğreniyordum sanki.
Sahur yaklaşıyor, saat gece 2’ye geliyordu, ben hâlâ kendime gelemiyordum..
En iyisi uyumaktı, uyuyunca da geçiyormuş herşey, öyle diyorlardı..
9Haziran-01:38/2016
Z. Nâr
YORUMLAR
Yer ve gök, hayal bağından dökülen zaman, öyle bir hayal ki,an’olur zaman ve göçer bu handan insan !
Kimin gölgesi kalır ;kiminin cümlesi..Bakarsın bir hayal olur; yine yer,yine gök kusar zamanı . İşte o’an vurulur ruhlara Tanrı…Bağında çözülür kelam !
Aylar'dı dilime sıralı düğme.. Kopartıyor zamanın sıcaklığı kelimelerimden tel tel...Hatırı kalmayacak büyük bir sıcaklığın aşk' ve hatırı kalacak soğukluğunun bab'lı cismi...
Aylar'dan sıcaktı, günlerden soğuğu...Ama ben hiç bilmediğim an'nın erimişliğinden geliyorum...Bak bugün hazirannnnn ....
Milyarlarca tin'in milyonlarca bedene değeceği an'dan süzülüyor haziran'ım ...Bak bugün haziran...Lütfen anla beni !!!!
sevgiler....
Nar-ı Çiçek
kendimleyin..
Tesekkürler meselci kardes.