- 639 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Otur Şimdi Başla Yazmaya!
Önce insanlara koştu umutla, inançla; yakın, uzak demeden, koştu. Güzellikleri, duyarlıkları, incelikleri konuşmak, paylaşmak istedi onlarla. Oluşturmuş olduğu duyguları, düşünceleri, düşlemleri üstüne söyleşmek istedi.
Yalnızca bunları mı? Kendini, kışı, yazı, baharı, güzü, gecenin karanlığını delen yıldızları, onların ötesini düşünmenin kendisinde yarattığı inanılmaz heyecanı da konuşmak istedi. Hüzünlü gün batımlarını, acıları da konuşmak istedi.
Yalnızca bunlar da değildi onun istedikleri. Bu sayılan duygu ve düşünceleri tadına vara vara yaşayabilmek için gerekli değişim ve dönüşümlerin hangi koşullarda, hangi çaba ile varlık gösterebileceğini de konuşmak, tartışmak istiyordu. Sokaklarda yatıp kalkan, yaşadıkları yoğun acıları kendileri kadar hiç kimsenin bilmediği, bilemeyeceği çocukların kurtuluşunu; insanları okulsuz, okumasız, aç susuz bırakan; bireysel hak ve özgürlüklerinin yalnızca sözünü etmekle yetinen bu düzenin, insan gibi yaşanılabilir bir düzene dönüştürülmesi için aşılması gereken engelleri alt edebilmenin yöntemlerini de konuşmak, tartışmak istedi.
Onların, kendisiyle diledikleri canlı, cansız, dirik, duruk tüm varlık, olay ve olgularla ilişkili duygu ve düşüncelerini, sorunlarını dinlemeye, tartışmaya da hazırdı.
Karşısındakinin gözünün ta içine bakarak başladı her sözüne, duygu ve düşünceleri iyi anlaşılsın diye. Bir yandan anlattı, bir yandan da anlattıklarının, karşısındakilerin yüzünde, gözlerinde ve de sözlerinde oluşturduğu değişimi gözlemlemeye koyuldu.
O da ne?.. Aradıklarına, görmek istediklerine ilişkin bir iz, bir belirti göremiyordu yüzlerde, gözlerde! Umutları suya mı düşüyordu? Tüm umut kapıları kapalı mıydı? Sanki gün ortasında Güneş kararıyordu gökyüzünde; her şey çözülüyor, tuzla buz oluyordu. Yaşama sevinci, üzünçle yer değiştiriyordu. Ne yapmalı, ne etmeliydi şimdi? Bir kurtuluş yolu yok muydu bu karabasandan?
Bu kaskatı engel karşısında gittikçe kabaran öfkesi, aklını sollayıp dizgini ele geçirmeye uğraşıyordu. Her şeyi kırıp dökmeye yol açabilirdi duyduğu öfke. İyi de neye yarardı, hangi sorunu çözebilirdi bu tür tepkiler?
Görme, işitme, dil engelliler arasında bile bir şeyler duyanlar, algılayanlar görülmüyor muydu; kendileri ve öbür insanlar için birçok saygın başarıya imza atanlar çıkmıyor muydu? Kendisi de demez miydi ikide bir, "İnsan tükenmez." diye. Eğer çok istiyorsa duygu ve düşüncelerini paylaşmaya hazır insanı ya da insanları bulma umudunu yitirmeden, aramayı sürdürmeliydi. İnsanlar, onun karşılaştıklarından ibaret olmadığına göre, aradığı insanı ya da insanları bulabilirdi.
Bu ve benzeri düşünceler aklından geçtikçe öfkesinin yatıştığını duyumsadı. Dizgini öfkeye kaptırmamayı başarmıştı. Duygularına akıl egemen oldukça, daha rahat ve olasılıklı düşünmeye başlamıştı. Art arda sorular üşüşüyordu belleğine. Anlamak istemeyene, bir şey anlatmaya çalışmak ya da niçin anlamak istemiyor diye gerilmenin ne anlamı vardı? Böyle bir hakkı kim vermişti ona?
Bu düşüncelere tutundukça umutlanmaya, yeni çözümler düşünmeye başladı. Peki, şu anda ne yapabilirdi?
Bulmuştu. En iyisi, yazmaktı bunları. Dileyen okur, etkilenir; dilemeyen okumaz, etkilenmezdi. Onun işi yalnızca sunmak olmalıydı. Bugün, bu hafta, bu ay, bu yıl okuyan çıkmasa bile, sonraki yıllarda da olasıydı bu.
Yakın ya da uzak bir gelecekte bu yazdıklarını okuyan ya da okuyanlar çıktığında, istedikleri, özledikleri o zaman gerçekleşebilirdi. Kendisi görmese de bilmediği, bilemeyeceği bir zamanda, bilmediği, bilemeyeceği kimseler, başka birçok insana onun duygu ve düşüncelerini yaymak için birer savaşım gönüllüsü olabilirlerdi. Bir olasılık daha vardı: Onların, birilerince paylaşıldığını görme, duyma olasılığı. Böyle bir olasılığın bulunmadığını da savunamazdı kimse. Bundan iyisi can sağlığıydı.
Görüyordu ki umutsuzluğa asla yer olmamalıydı. Yaşamda her zaman birçok seçenek ya da olasılık vardı. İnsan, bunları düşünüp, umutsuzluğa hep sırt çevirmeli, umut kapılarını sürekli açık tutmalıydı. "Unutma!" dedi kendine. Umut her şeyindir senin. Otur şimdi, başla yazmaya.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.