- 5402 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
ERKEKLERDE YAŞ DÖNÜMÜ (-ANDROPOZ-)
Geçen yazımda kadınların “yaş dönümlerini” kaleme almıştım. Peki erkeklerin bu dönemi nasıl geçer? Öyle ya; kadın ve erkek madem eşit yaratılmış iki insandır, yaş ilerledikçe de benzerlikler olacaktır. Bu döneme “andropoz” adı da verilir.
Birçok uzman bu sorunun yanıtını aramıştır, ortaya çok ilgi çekici bazı kuramlar da koymuşlardır. Örneğin Alman bilgini Kurt Mendel; 40-50 yaş arası birçok erkekte yaptığı incelemeden sonra, Mendel’in en başlıca fark ettiği ise; erkek ruhunda gelişen bir davranış değişikliğidir.
Bu değişim, bazı erkeklerin düşünme gücünü bile olumsuz etkilediği gibi aşırı da duyarlı oldukları görülmüş. Öyle ki; birçokları ufacık bir tahrik sonu hüngür hüngür ağlarken, bir çokları da bir gazetede cinayet haberi ya da bir kaza haberi alacağı kaygısı ile gazete okumaktan vazgeçmiştir.
50 ve 60 yaşlarında bir erkekten bazen duyarız.” Birdenbire kadınlaşıverdim sanki. İncir çekirdeğini doldurmayacak bir şeye hemen ağlıyorum.”
Bütün bunların yanı sıra benim asıl dikkatimden kaçmayan bir durum söz konusu. Hep şu soruyu sormuşumdur.
“Neden erkekler yaşlanınca daha genç bayanlara ilgi gösterip, cinsellik yaşamak isterler?”
Etrafımda ve basında çok görmüşüzdür. Altmış-yetmiş yaşlarında kır saçlı bir erkeğin yanında 25-30 yaşlarında bir genç hanım boy göstermektedir. Hep şaşırmışızdır, değil mi? Mendel bu sorumuza da açıklık getirmiş.
Yaş dönümü sonrası kimi erkeklerde “cinsel istek” aşırı derecede keskinleşiyor ve artış gösteriyormuş. Bu durum bir prostatı küçülen veya aşırı derecede büyüyen erkeklerde “cinsel “ isteğin canlanması ve hatta “azgınlık” derecesinde olabileceğini de sözlerine eklemiş. Bu durum; on ay, bazılarında ise dört yıl sürdüğü gibi bir buçuk yılda da sürebiliyormuş.
Başka bir bilim adamı olan Prof. Hollander ise; incelediği erkeklerde yaş dönümü belirtileri olarak şunları gözlemlemiş: Sabırsızlık, çabuk sinirlenme, kendisine ve çevresindekilere güvensizlik, enerji azalması ve tembellik, hayal gücünün azalması, baş ağrıları ve uykusuzluk.
Andropoz döneminde beyin hücrelerinde ölüm ve yenilenme olmadığından “unutkanlık” da görülmektedir. Bu satırlarımı okuyan erkekler üzülmesinler. Çözüm çok kolay. Günde beş adet ceviz, bir avuç badem ve on adet siyah üzüm yemek, yeterliymiş. Yoksa aşağıdaki gibi olmanız kaçınılmaz.
“…70lik eşlerin evine adamın 40 yıllık arkadaşı gelmiş. Adam karısına hep “ canım, cicim, tatlım…” gibi sözler kullanıyomuş. Misafir merak etmiş ve sormuş:
- “Yaw biz senle 20 yıllık arkadaşız, daha önceden bu kadar sevecen değildin. Oysa şimdi görüyorum ki çok değişmişsin ve sen karına hep güzel sözler söyledin. Dikkatimi çekti de, niye hiç ismiyle çağırmadın¿”
Adam:
- “İsmini hatırlasam çağıracağım! ”
Annem sık sık bir söz söyler:
“Kurt kocayınca köpeklerin maskarası olur”
Konficyüs ise bir başka sözü ile koca “bir ömrü” birkaç söze sığdırır:
“ Bir insan 40 yaşına geldi mi, isimleri unuturmuş. 50 yaşına geldi mi, yüzleri unuturmuş. 60 yaşına geldi mi, pantolonunu yukarı doğru çekmeyi unuturmuş. 70 yaşına geldi mi, pantolonunu aşağıya indirmeyi unuturmuş…”
Sizi bilmem ama ben şu an isimleri unutur hale geldim. Bir telefon numarasını hafızamda tutamıyorum. Yeni tanıştığım insanın adını bir gün sonra çok zorlanıp anımsıyorum. Demek ki, ben 40 yaşına geldim. Haydi hayırlısı! Ya siz kaç yaşınızdasınız?
Yüzünüzden sağlıklı gülüşler, yüreğinizden sevgi eksik olmasın.
Emine Pişiren/ Edremit-Akçay/12.08.2008
YORUMLAR
tebrikler degerli dost pardon :))) emine hanim diyecektim de... isminizi biran unutuverdim...:)))
tebrik cok bu guzle yaziniza
ben mi? vardir herhalde 90 kusur yasimiz :))) ama 90 yasin ozelliklerini yazmamissiniz, ben en iyisimi kitaplara bakayim emi :)))
yureginize ve kaleminize saglik emine hanim...
+ 10