TOR-UZ VADİSİ
Öyle bir vadi’nin içinden geçiyorum ki; sağım,solum,nebatat’ın envai çeşidini böğrüne almış gelen geçen insanlara güzelliğini ve rayihasını sunup,işte aradığınız yeryüzü cenneti burası diyor.Yolları genişletilerek bu güzelliğe iki katı güzellik katılan vadi, sizi farklı farklı dünyalara taşır ve gizemi’ni nakış nakış işler. Vadi öylesine etkileyici ki,fotoğraf makinanız elinizden düşmez. Öylesine güzel,öylesine bakir bir vadi ki, velhasılı kelâm bildiğimiz kurtlar vadisi’nden çok farklıdır.Bu vadi de kötülük yok, güzellik var, grilik yok, yeşillik var, karalık yok, mavilik var, mafya yok,keyfi çok memati yok,hayati var,tarih var,kültür var.Yollar virajlı ama karışık değil,kişiler madden zengin değil ama manen dünya’nın en zengin insanları.
Bu vadi Tor-Uz vadisi,Tor-Uz vadisi de neresi diye soranları duyar gibiyim.Bu vadi tanıdık bir vadi,yalnız kıymeti bilinip,reklamı yapılamamış,bölge halkına getirisi hesaplanamamış bir vadi.Bu vadi’ye binlerce yıl önce çeşitli insanlar gelerek o zaman ki medeniyetin en önemli eserlerini bırakmışlardır.Bu vadi Tortum-Uzundere vadi’si,kısaca Tor-Uz vadi’si.
Vadi’ye Erzurum’dan çıkıp,Tortum ilçesi sınırlarına girince ilçenin şirinliği,yeşili sizi karşılar,sonra Kaledibi’nde yüksekçe bir kaleyi,Tortum çayı’nın senfonisi eşliğinde selamlarsınız. Aracınızı Uzundere ilçesi istikâmetine doğru sürdükçe vadi boyunca sağınızda dik yamaçlı yalçın dağları,sol tarafınızda yol boyunca Çoruh nehri’ne ulaşmak için can atan ve size eşlik eden Tortum çayı’nı seyrederken şair olasınız gelir. Yol ilerledikçe güzelliğin ve yeşil’in ton’u biraz daha artmaktadır.Dere kapı,Aksu kapı,derken Bağbaşı’na eski ismi Haho olan Tortum’un en güzel Belde’sine geldiğinizde gözleriniz ve hayranlığınız bir kat daha artmaktadır.Sol taraftaki tabela sizi beldeye biraz daha erken girmenizi sağlar. Taş Camii ( Meryam Ana Kilisesi) diye kahverengi bir tabela sizi alır 4 km sonra Haho kilisesine götürür. Meryem Ana kilisesi’ni, İspir, Bayburt bölgesi yerli İl beylerinden Aşkanos soyundan ve Bağdat hanedanından olan , Bizans sarayından KURO POZAT ünvan’ını almış olan , Büyük DAVİT tarafından (M.S 976-1001) tarihleri arasında yaptırılmıştır. Davit M.S 976’da Sakarya boyunda İstanbul ve Kayseri de ( II.Bazilere karşı) ayaklanan ordu komutanının yenilmesine yardımcı olduğu için,Kayzer tarafından kendisine minnet borcu olarak, Aşkale de ki Murat ırmağı başından,Ala dağı’na kadar, Pasinler den Malazgirt’ e kadar uzanan yerleri armağan etmiştir.
Kilise gezilip görüldüğünde eski Roma Mimarisinin izleri görülmektedir.Bağbaşı’nda yiyeceğiniz cağ kebab’ından sonra yola çıkarak , Çamlıyamaç köyü’nde ki kiliseye gelirsiniz.Bu kiliseye Dünya hıristiyan Gürcüleri’nce çok büyük önem atfedilmektedir. Her yıl yerli turistlerin yanı sıra dünyanın çeşitli ülkelerinden teologlar ve turisler bu kiliseyi ziyarete gelmektedirler.Gürcü Bağrat Devleti döneminde önemli dini eserlerden olan Öşvank Kilisesi (Uzundere ilçesi Çamlıyamaç köyünde )İşhan kilisesi (Artvin ili Yusufeli ilçesi Dağyolu köyünde) bulunmakta olup bu kiliseler hakkında halk arasında ata sözü haline gelmiş şu söz vardır. "İşhanın nakışı, Vank’ın bakışı, Haho’nun oturağı"Öşvank Kilisesi 958-966 yıllar arasında Gürcü Kralı Adarnesi III’ün oğulları Bagrat ve Davit tarafından yaptırılmıştır
Tarih`e doyduktan sonra yola devam ederken, Tortum göl`ü sizi mavisiyle kucaklar.Öylesine etkileyicidir ki,kamaşan gözlerinizi ovuştururken,Gölbaşı köy`ü eteğinde bulanan göl`ün kenarında balık tutan çocukları görürsünüz.Yarımada üzerinde ki tesislerde kayık sefâsı sonrası gelen çay içebileceğiniz en güzel çaylardandır.Arabanızın tekerlekleri sizi finale,büyük finale doğru sürükler.Çün ki vadi`nin en etkileyici doğa harikası Tortum Şelâlesi`ni görünce,böylesine bir güzelliği görmeye niçin geç geldim diye eyvahlanıp, kendinize kızasınız gelir.Ayrıca gezmeye gelen yerli ve yabancı turist sayısını görünce, yöneticilere kızasınız gelir.48 metreden akan,Türkiye`nin ve Avrupa`nın en yüksek şelâlesi`nden dökülen suyun damları yüzünüzü okşarken,Allah`ım sen ne büyüksün,bu ne güzellik deyip şükrünüzü sunarsınız.Hele de yedi göller`i gezdiğinizde,Bolu Abant göl`üne bir anda beni kim getirdi der`siniz.İşte dostlar sizleri ve dostlarınızı Tor-Uz vadisinin güzelliğine davet ediyorum.
Selam ve saygılarımla.
YORUMLAR
Her zaman olduğu gibi kendi lobimizi başkasının yapmasını bekleyerek (güya kendimizi övmeyi sevmememizden dolayı) ekmek elden su gölden hoyratça yaşamaya devam ediyoruz. bizlerle emek harcayarak hazırladığınız ve bizimde yüzümüzü kızartacak bir yazı hazırladığınız için öncelikle sizi tebrik ediyor sonra ise kendime edebileceğim tüm hakaretleri etmeye koyuluyorum.
En büyük sorunumuz sanırım bananecilik ve vatandaşlık bilincinin yerleşmemiş olması...
Yanlış anlaşılmasın tüm bu eleştiriler kendime ve benim gibilere...
Bu vadi Tor-Uz vadisi,Tor-Uz vadisi de neresi diye soranları duyar gibiyim.Bu vadi tanıdık bir vadi,yalnız kıymeti bilinip,reklamı yapılamamış,bölge halkına getirisi hesaplanamamış bir vadi.Bu vadi’ye binlerce yıl önce çeşitli insanlar gelerek o zaman ki medeniyetin en önemli eserlerini bırakmışlardır.Bu vadi Tortum-Uzundere vadi’si,kısaca Tor-Uz vadi’si.
Bir coğrafyacı olarak sizi gönülden tebrik ederim.Gayet bilgi verici ve başarılı bir yazı örneği sizin güzel akıcı üslubunuzlada birleşince gayet muhteşem bir yazı olmuş,
Ne yazık ki sürrealist sözümona ütopik şiirlerden sevgili şair ve şaireler(!) zaman bulupta bu kadar güzel araştırmaları okuyamıyorlar bakıyorum bu güzel yazı bile bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az okunmuş, sakın üzülme kardeşim bu tür yazılar kalıcı yazılardır, okuyan okur okumayan hayal aleminde uçar,
Candan tebrik eder, bu tür güzel yazıların devamını bekler, selam ve sevgilerimi sunarım.
Taha Tarık TORUN / ANKARA