- 414 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Köleci Sürecin Uyarıcıları 2
Köleci sistem, uygulama açısında değil ama maddi kültür, manevi kültür ve uygarlık yansımasının bir çeşiti olmakla kendi öncesindeki iki sistemin mirasçısıydı. Kendi öncesinin gelenekleri oluşuyla, öznelce totem düzenletim yasları ve ön ittifakın kült merkezli kurul kararlarından oluşan ortaklaşmacı yasalar; köleci sistemi yeni şekliyle değişip dönüşecek olan ön verilerdiler.
Fakat köleci sistem bu ön süreçler hiç yaşanmamış gibi kendi konularını açıyordu. Görünmez bir gezegenin çekim alanı içinde geçmekle bükülen ışık, ya da Güneş’in çekim alanında geçmekle bükülen ışık, kendi kaynağını olması gereken yerde değil de farklı bir yerde gösterir.
İşte köleci sistemin kullandığı ışık ve ışık kaynağı da totem dönem eliyle ön ittifakı döemin ışığıydı. Köleci sistem bu ışık kaynağından olan ışığı kendi rahleyi tedrisatı içinde geçirir. Süreç içinde olan bizler de yeni süreci ışığın geldiği noktada görürüz.
Bu kendisine özgü rahleyi tedrisattan geçişin ele alınması esnasında köleci sistem ışğa pek çok kırılma ve bükülmeler yaptırır. Bu kırılma ve bükülmeler nedenle ön ittifaklı kaynak bize, olduğundan bambaşka yerde ve büyülü bir başlanış yolu oluşla gösterilir.
Halbuki ışığı kırıma noktalarından geriye doğru götürürseniz, gerçek ışık kaynağını gerçek yerinde, gerçek ışığı ile görürsünüz. Bu süreç bir bardak su içindeki bir kalemi, kırık görmenizle aynıdır.
Ya da bir bardak su içindeki bozuk parayı oldukça büyük ve olduğu yerde değil de başka yerde görmenizle aynıdır. Neden kalemi kırılmış olmakla biraz başka yerde ve kırılmış noktadaki su içi kısmını da büyük olarak görürüz?
Ve yine parayı da olduğu yerde değil de biraz başka yerde ve büyümüş olmakla görürüz? Çünkü ışık su, cam, hava gibi saydam ortamlarda geçerken kırınır. Biz nesneleri kırılıp gelen ışığın geliş doğrultusunda görürüz de ondan.
Gerçek ışık bardaktaki suda ve bardata kırılımlar yamakla çıktığından, biz su içindeki kalemi (köleci sistem içindeki yansımaları) gerçek yeinde olmamakla kırılmış olmakla görürüz.
İşte köleci sistem içinde oluşan köleci iman ve köleci dinler bu işi bize yanılsama oluşla zahiri gösteren en iyi ortam kırınımı yaptıran mana ensturmanlarıdırlar.
Bu enstürmanlar ışığı insanlığın ortaklaşa yaşam ve uygarlık ürettiği bir döemden bahisle yansıtmayıp; kendi ortam kırılmaları içinde ortam kırılımı veren değiştirici dönüştürücüler (dekoderler) eliyle bu işi yansıtmaktadırlar.
Köleci sistemin ortam yansıtıcıları ortaklaşa olan hayatın hemen hemen tüm ensturmanlarını, ortaklık tanımaz oluşla yansıtmaya başladı. Böylece özel mülkü ihya etmiştir. Siz ışığın kırınım yaptığı noktadan itibaren ışığı alıp, ışığı sanal çizgilerle geri götürürseniz ortaklaşma olmayanı, ortaklaşma yapan kaynak olarak açık açık görürsünüz.
Yine köleci sistemdeki Mamon’larının geriye götürülen kendi iz düşümleri içinde kendileri genel manada ön ittifakın ilahı olarak görünürler. Mamon oluşla görülen İlahı da özel manada da totem dönemden gelen grupların totem ilahı oluşlarıyla görürsünüz.
Totemi de; tecrit edilmiş çok küçük sayıdaki her bir grubun kendi aitliği içinde olan zıt tanımlı yaşamlara dek düşen mana anlamalarının çeşitliliği içindeki totemleri de siz, haliyle politeisti oluşla görürsünüz.
İz düşümünün daha gerisinde siz totemi, sürü yaşamın içindeki yaşanılşamalarla ve doğal çeve baskılarının kişilerinde oluşturduğu her biri bir groteski izleklik oluşların baskı ve basınç yansımalarında oluşan kalıp algıların bir uzantısı oluşu bulursunuz. İşte totem, kalıp algılı uzantıları totmi ortam gibi ortamların içinde, kendisine özgü kırınımlarıyla düzenletim yapmanın çevrimlerdirler.
Köleci ortamıyla kırınımlı olan özel mülkçü anlayış kendisine özgü öznel düzenleyim kuralları içindeki mülkçü ittifaktı. Mülkçü ittifak, ön ittifaklardan gelen ortaklaşmayı kaldırdı. Çünkü kendisi, mülkçü olmakla; mülkçü ortam yansıtmasıyla; tekil ve tek takdir eden mana anlamasıydı.
Bu tekildi tek takdirce oluş, plüralist oluşun ortaklaştırma yapan katılımcı kararlarını da ortada kaldırıldı. Çünkü yoksunluk ve sefalet içinde olan ekalliyet, ortaklaşma olanın yanında olmakla "tekil olan takdire karşıydı". Tekil takdire karşı olanlardan oluşacak ortak kararlar alan bir kurul; özel mülkiyetçi monoteizmin özüne aykırıydı.
Monoteizm mülk sahipliği oluşun ve mülkü istediği kişilere iistediği kadarla vermenin tek karar vericisi olmaktı. Yani monoteizm mülkle ilişkin tekil kararlar vermenin yetkisiydi.
Özel mülkiyetçi monoteizmin mana kırılması da tek takdirce kararları olanı da Rabb Mamon’du. Tek takdirce oluşun sosyo toplumsa alan içindeki yansımaları felaketti.
Bu nedenle kendi tekil Mamon’du kararlarıyla simgeleşen Firavun ve Nemrut türü mamoncu monoteist egemnlikler; gelişen özel mülkiyetçi durum şartları içinde kendi hükümranlıklarını ilan ediyorlardı.
Gerçekleri yanında Her Firavunun simge bir Musa’sı; her Nemrutluğun da simge bir İbrahim’i ortaya çıkmak zorundaydı. Artık bunlar bin yıllara yayılan imbikle süzülen koşulların içinde erdem ışıkları olacaktılar.
Sorunlar monoteisti Firavunluk, Nemrutluk olur egemence oluşun, takdir maktirini dinlemiyordu. Mülkiyetçe basınçlı sorunlar, ortamı kasıp kavuruyordu. O halde sorunlara bir el atmak için maddi monoteizmin yanında mana olur monoteizm işin içine bir başka yoldan, daha açığı biraz dolaylı yoldan; karışamaz mıydı?
Karışırdı. Kaldırılan ortaklaşma kararları olan deklarasyonların yerine, köleci yapı anlayışı içinde sorunların çözücüsü oluşla "bir kurtarıcıyı bekletir" oldular. Firavun olur, Nemrut olur maddi monoteist baskı karşısında kitlelere "her dönem içinde halka; kurtarıcılar, uyarıcılar gönderilir" biçimindeki bir tür bilinç sel oluşmaları bu kabil sorun çözücü savlarla ortaya koydular.
Bu tür söz ve öğretileri ön ittifakı yaşantı içinde bulmanız, tahmin etmeniz; olam sa da, olanaklı değildir. Maddi ve monoteisti Nemrutların baskılarına karşı birer mana karşılıkları olmakla kurtarıcı bekleten bu veciz sözler ortam içine pompaladılar. Böylece umutsuzlar beklentileri besler olan bu türden tüm öğretileri umut edindiler.
Beklentileri oluşan bu yönle de, bir tarih yazıldı. Vaftizci Yahya gibi vaftizciler, köleci yapı içinde hırıstıyanlık gibi kurtuluşçu dinler, boy boy ortaya çıktı.
Kurtarıcısı olan sürecin açılımı, uyarıcı ahlakçıları eliyle oluyordu. Kurtarıcısı olan süreç, köleci olan sert takdirlerin, kısmen yumuşamasıydı.
"Gökyüzüne sapladığım okumu, bulutlara koyduğum yayımı her görüşte sizinle olan ahitnamemi hatırlayacağım" deyişiyle yeni yeni monoteisti mana olmaya aday olan bu tür söylemler; bu sosyo toplumsa şartlarda milletlerin birliğine giden merkezi yönetimli yolun da, ilk adımlarıydı.
Bu sentez İbrani olan olan boyların, millet olma anlayışı içinde birleşme yapmaları gerisinde İsrail’i olan Milletlere geniş topraklar, köleler, mal, mülk oluşla kadın ve çoçuk esirler vaat ediyor olmasıydı. Silahlı erkekler genellikle kılıçtan geçirilirdi. Ezilen İsrail kişileri, kendi milleti içinde Elohim’ce bakışla başka milletleri ezmekle az çok şifa buluyordular!
Yeni anlayış bu şekildeki kimi kurtuluşçu ifadeler içinde damıtılmakla, deneyim oluyordu. Kurtuluşçu düşünce böylesi bir İbrahim’i yolun, milletlere özel bir mana anlamasına çevirilmesiyle de oluşuyordu.
Kendi içinde ezilen sınıftan yana gibi görülen bu kurtuluşçu akımlar; aleme yayılma siyaseti gözeten monoteisti Nemrutça olan azgın emperyal ceberrutlara, çok daha yakın ve çok daha sıcak geliyordu. Kendi içinde acıyan, esirgeyen bağışlayan El-ohm’ce olan (Elohim’ce olan) görüş; Yehova oluşla başka milletleri meşruiyetlikle eziyordu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.