- 726 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
yaşam yaşanılmış ve bitirilmişti...
hep merak etmişimdir.bir insan bir canlı nasıl ölür,ölüm nedir diye.
geçenler de yani geçmiş kurban bayramında yaşadığım bir olay bunun nasıl olduğunu bana gösterdi.ben hep korkardım ölüden,ölü evinden...bir evde ölü varsa,o defnedilinceye kadar gitmezdim o eve.
eşimin erkek kardeşi hastaydı.hem de çok hasta.alkol tedavisi görüyor ama bir türlü içkiyi bırakamıyordu.
son zamanlarda ucuz diye kaçak içkiye alışmıştı.
en son yattığı hastaneden artık ümit yok diye çıkarmışlardı.ölümü bekliyordu.ölümü beklemek...hiç bir ilaç almadan,öylece yatakta yatmak...feci bir şey olmalı...
ama kandırmışlardı herkes kendisini...öleceğini yüzüne söyleyememişler,nakil bekliyoruz,bulunsun hemen alacağız seni ameliyata diye kandırmışlardı.garibim iyileşeceğini sanıyordu.
bence bir insanı kandırmak çok kötü bir şey...ben şahsen gerçeğin bana söylenmesini isterim...yalanlara tahammül edemem...
evine gittiğimizde kanepe de yatıyordu.halsizdi,ayakta duramıyordu.yüzünün şekli bile değişmişti.kulakları sanki iki kat uzamış gibiydi,yani aşırı büyük olmuştu.
bir terliyor bir üşüyordu.odalar da duramıyordu.bazen balkona çıkıp oturuyordu.desteksiz yürüyemiyordu.hastalık çok kötü bir şey...
ama hayalleri güzeldi...karaciğer nakli olacak,iyileşecekti aklınca.emekli de olacaktı.bir sahil kasabasına yerleşecek,orada organik tarımla uğraşacaktı.hayaller pembe,gerçekler kapkaraydı.
Pazartesi işe gideceğim,emeklilik işlemlerimi başlatacağım diyordu.insanlar neden bir türlü gerçekleri göremezler hiç anlamadım gitti şu dünyada...yahu sen bir düşünsene.doktor seni eve çıkarmış,ilaç filan vermemiş,gün günden beter gidiyor...sen hala iyileşeceğim diye düşünüyorsun...
karısı bizleri başka odaya çekti...usulca anlattı olan biteni...kendisini söyleyemedik ama karaciğer kanseri dedi...her an bekliyoruz dedi...her an beklemek...
öğle yemeğini yedik.o yemedi.yiyemedi...sizler yiyin deyip tekrar balkona çıktı oturdu.bir gözümüz onda,elimiz sofradaydı...
eşi daha sonra çay hazırlamış sehpaya getirmişti...o çay hiç içilmedi...içilemedi...
odada dört kişiydik.eşi,ben ve eşim bir de o...ben çay bardaklarını hazırladım.çaydanlık elimdeydi...ona da sordum.içer misin diye...elini kalbinin üstüne koydu.ben almayım ,sizlere afiyet olsun dedi...adamın son sözleri bu oldu...başını koltuğun arkasına koydu...sanki uykuya daldı...gözlerim hep onun üstündeydi.hareketlerini takip ediyordum sürekli...eşine sordum...sanki kendini kaybetti dedim...yok bir şey...arada olur böyle deyince sustum bende...
adam bir kaç derin soluk aldı ve başı birden yana düştü...eşi bağırmaya başladı öldü diye...koştuk yanına,sarstık,seslendik ne yaptıksa değişmedi...anın da ölmüş ...hem de yanımız da,yanı başımız da...aman tanrım...
eşi o panikle görümcesine telefon ediyordu.yahu onu niye arıyorsun,112 acile arasana diye bağırdıkça ben,o başını sallıyor,olmaz diyordu...öldüğünü önce ona haber verdi.sonra 112 acili aradı...
hani hep televizyonda,haberler de,diziler de izleriz ya...ambulans diye bağırırlar da o mübarekte bir türlü gelmez.doğruymuş meğer...gözüm duvardaki saatteydi...adam öldü,biz telefon ettik,inanın tam 1 saat 45 dakika sonra geldiler...boşuna uğraşmayın adam sizleri aradığımızda zaten ölmüştü dedim.
biz gene de görevimizi yapalım dediler,kalp masajı yaptılar,iğne filan yaptılar ama sonuç boşşşş...
birazdan başka arkadaşlar gelecek,onlar ölüyü alacaklar deyip evden ayrıldılar.ölü ve bizler kaldık bir başımıza...
aradan iki saat filan geçmişti...önceden öylece uyuyor gibi duran mefta da değişmeye başladı gözümüzün önünde...önce yüzü kararmaya,morarmaya başladı...bedeni sıcaklığını kaybetmiş, katıma ya başlamıştı...ve ben...ölü evine bile gidemeyen ben...elime bir eski çember aldım yani eski bir başörtüsü...ölünün ayaklarını bağladım!!!çenesini de eve gelen yaşlı bir teyze bağladı...
bu arada kapı çaldı...içeriye bir bayan doktor ve bir kaç adam girdi...ölüyü tekrar muayene ettiler.doktor neden,nasıl öldüğünü sordu.kullandığı ilaçları istedi eşinden...baktı...hımmmm dedi.zaten gidiciymiş...
ölüm raporunu yazdı...gelen adamlar ölüyü kucaklayıp ceset torbasının içine kattılar.fermuarını da çekip kapattılar.evin içindekileri şöyle bir bakıp;başınız sağ olsun deyip ölüyü de alarak evden çıkıp gittiler...
ve bütün bu yaşananlar üç saat içerisinde olup bitti...
candan
7.6.2016
salı-izmir
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.