- 569 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Pînhânî
Üçler, beşler, yediler, kırklar ile erdik sefaya. Vakit ikindi sonrası idi. Pinhani’yi beklemeye koyulduk dergahımızda. Gökyüzü Rahman’ın kudreti ile simgelenmiş. Pencerelerden ılımlı bir rüzgar esiyor. Celle Celalühu’nun manevi aynası gönüllerimizde gizli. Bu kutlu yola çıkarken yolumuz kutlu yol dedik. Tevbe suretini kalbimize mühürledik. Çok hayır işledik, şerden kaçtık. Biz birer miskin çiğiz. Sahra denizinden içtik nur suyunu da elhamdülillah piştik. Piştik ki hem de ne piştik. Kor gönüllerimizde sefâ bulduk.. Bir sağımıza iki solumuza döndük. Âhu ismi ile.. Yâ hu ile zikire kapıldık. Hâk demeyen de ne göre bu fani hayatta. Hâk bilmeyende ne bilsin. Yol bu ki hâkkı sevende. Hâk yoluna düşende, şerbet suyunu içende, ılım denizini aşanda, Umman’a varanda, bir adım daha atar imiş Allah’a..
Söz bizde kalsın, özü sizlere olsun. Bu gönül dergahından seslenen dervişlerden Allah razı olsun.
(PÎNHÂNÎ isimli kitabım; Allah’ın izni ile Ocak 2017 tarihinden itibaren tüm kitapevlerinde.)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.