- 492 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Düşenin Dostu Olmazmış(!)…
Tüm yaşamımız boyunca her türden ve ve çeşitten olayları bizzat yaşarız ve yaşatırız. Bazen sevinir bazen de üzülürüz. Gülerken ağlar, ağlarken de güleriz içten içten ve belli etmeksizin!.. Görüntüsü farklı uygulması farklı olan sayısız olay geçer başamızdan!... Övünürüz bazer yanılgılarımızla!... İyi dediğimiz şeylerin aslında iyi şeyler olmadığını anlarız ve pişmanlık duyarız çoğu zamanlarda!...
Tüm canlıların doğasında olan ortak özellikler vardır. Beslenmek, korunmak, güçlü olmak, uyumak, hareket etmek, üremek, ölmek gibi…
İnsanların ise bütün bunların üstüne, zengin olmak, ölümsüz olmak, diğer insanlara hükmetmek, şike yapmak, rüşvet yemek, azılı duygularını tatmin etmek, makam ve mevkileri ele geçirmek, savaş yapmak ve zaferler ile övünmek benzeri aşırı hırslara sahiptirler!...
Çok güçlü (!) olanlar, zenginlik ve siyasi iktidar ile kazanırlar bu sınırsız güçlerini… Para çok korkunç bir güçtür ama bunu korumak için yasal bir dayanağa ihtiyaç duymaktadır. İktidar sahiplerinin istisnasız her dönem yalakaları veya diğer bir değimli muklaka dalkavukları bulunur!... Yani ataların dediği gibi: ‘Her dalkavuk bir alığın sırtından geçinir!...’
İktidar iken övgüler dizilen, şiirler yazılan, her aptıkları moda (!) olan, en akıllı sayılan, saygı ve sevgiden en üst düzeyde değer gösterilen, uğruna paralar dökülen, hediyeler ile taltif edilen iktidar sahipleri bir düşmeye görsün!... Bu kez olmayan özellikler ile övüldüğünden çok daha fazlasıyla yerilmeye ve hatta yerin dibine batırılmaya çalışılacaktır, tabbi ki yeni yalaka ve dalkavukları tarafından!...
Bütün bunlar cehaletin ürünüdür diye düşünebilirsiniz. İnsan olarak bunlara karşı da durubilirsiniz. Tarafsız da olabilirsiniz. Pasif veya aktif te olabilirsiniz. Aydın olup katılıbilirsiniz. Aydın görünüp kurnaz tilki de olabilirsiniz. Aydın olup üç maymunları da oynayabilirsiniz!... Zeçim tamemen sizindir. Ancak hepsinin ederleri farklı, farklıdır!... Ya üretensiniz ya da asalakça (!) tüketensiniz!...
Laik bir vatandaşınız olarak, tüm ırk ve inanaçlara saygı ve sevgilerimi sunuyorum ve de sözlerimin arkasında sonuna kadar duruyorum!... Sözü ve özü bir olan insanlar benim için en değerli kişilerdir. Yalan ile yalancıların dışlandığı toplumlarda mutlaka sağlık, eğitim ve adalet vardır. Bu toplumlarda düşen olmaz ve düşen olursa da her düşenin dostu olur. Bu dostun adı adalet olur.
Yalan ile yalancıların yaşadığı ve yönettiği toplumlarda ise şike, rüşvet, adam kayırma, yolsuzluk, hırsızlık, kin, nefret, kumar, iftira, kara para, haksızlık, savaş, çatışma, iç ve dış faiz canavarları cirit atar ve insanları para ve pul ile satarlar. Bu yapısı bozuk toplumlarda selim, temiz, asil, efendi, çalışkan, sözü-özü bir, eğitimli, sağlıklı, ahlaklı olan insanlar aşağılanır ve hedef tahtası durumuna getirilirler!... İşte böyle bozuk bir toplumda düşenin dostu olmaz arkadaş!...
Yine bir fıkra ile bitirmek istiyorum;
Dalkuvuk aydının birisi devamlı umumi evlere gidermiş. Bu evlere her gittiğinde, yükses sesle olmak üzere kendi kendine devamlı: “Offfffffff beee offffff, bu düzen mutlaka değişmeli!...” dermiş. Bu malum evlede çalışan kadınlardan birisi sonunda dayanamayarak bağırarak cevap vermiş: “Düzülen biz olduktan sonra düzen değişse ne olur, değişmese de ne olur!...” demiş…
‘Doğru duvar yıkılmaz arkadaş!...’ isteyen ömür boyu bedava denesin ve görsün!... Beğenmeseniz daha iyisini vermek üzere geri alırız!...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.