- 654 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Aşkın Suçları / Sade vs Arif.
" — Peki mösyö, dedi Courval’e, şu anda zavallı Florville’ den daha suçlu bir insanın yeryüzünde yaşayabileceğine inanıyor musunuz?... Tanısana beni Senneval, ben hem kızkardeşin, hem Nancy’de baştan çıkardığın kız değil miyim? Hem oğlumu öldürdüm, hem babama karılık ettim. Annemi idam sehpasına yollayan uğursuz yaratık da benim... Evet mösyöler, işte görüyorsunuz suçlarımı; size ilişkin ne varsa onda dehşet görüyorum; kardeşime bakıyorum, aynı zamanda âşığım olmuş; babama bakıyorum, onunla evlenmişim; bir de kalkıp kendimi görmeye çalışsam bir ifritle, bir canavarla karşılaşıyorum: oğlunu öldüren, annesini öldürten bir canavar oluyorum hemen. İnanın ki tanrı olanca acı çektirme gücünü yalnız benim için kullanmış. Benliğimi temelden yıkan bu karışıklıklar arasında bundan böyle bir an bile yaşayabileceğime inanabilir misiniz? Şimdi işlenecek tek suç var benim için, o da hepsinin öcünü alacak. ( 1) " Marquis de Sade Aşkın Suçları
- Ne diyorsun bu kısma bence aşkın şuçlarındaki en karanlık kısım bu elbette ilk öyküde durum daha kanlı olsada bu öykü gerçekten daha baskın kalıyor. Birinci öyküde kötü bunu isteyerek yapan bir kadındı. Bu öyküde ise hiçbir şuçu olmayan ama hayatın ayarsızlığı yüzünden bu hale sokulmuş biri var karşında. Bununla baş edemeyip intihar ediyor bence Sade anlaşıldığından ötesi.
Elimde tuttuğum sigarayı küllüğe bırakarak nefes almaya çalıştım boğucu bir mayıs havası ve Arifle kitap seanları beni ilk dakikadan yormaya başlamıştı bile
Elmalı sodamı yudunlayıp konuşmayı denedim
- Yanlış düşünüyorsun bence birinci kısımdaki suç daha çarpıcı ve daha şeytani ikinci kısımdaki karakterimiz erdemli bir kadın hristiyan inancına bağlı sadece kadersiz çünkü yukarıda işlediğini söylediği günahların teker teker hepsi onun elinde olmadan saçma raslantılar sonucu oluşmuş. Ancak birinci kısımdaki karakter yaptığı tüm kötülükleri içinden gelerek ve isteyerek şeytani bir dürtü ile işlemiştir. İlk hikaye kötülüğün doğasının portresi ikinci hikaye ise doğanın spontan gerçekliği ikinci hikaye gerçekten birilerinin başına gelebilir ama birinciyi yapabilecek biri olduğunu düşünmüyorum.
Arif alnına hızlıca bir şaplak atarak tabi ya diye hayıflanırken insanların dikkatini çekmeyi çoktan başarmıştık. İki arka masada oturan kadınların bizi izleyerek güldüklerine ve keyifli bir öğlen yemeği eğlencesi bulduklarına emindim. Arife biraz sakin ol bakışı atmamda bir işe yaramamıştı bir maden yakalamıştı kurutmadan durmayacaktı.
Beyaz gömleğinin kimi yerleri tere bulanmış
bezgin garson yanımızdam gerçerken Arif tekrar söze girdi
- Abi bu bakış açısına gerçekten bayıldım peki sana ikinci bir soru hadi diyelim birici karakter gerçekten cehennemlik bir toplum düşmanı ama ben ikinci kadının yukarda kendi ağzı ile işlediğini söylediği günahların hiçbirini bilerek işlemediğini zira baştan bunlardan haberdar olsa ölsede bunları yapmayacağını düşünüyorum. Ve zaten herşeyi öğrendiğinde kendini öldürüyor şimdi kim diyebilir bu kadına günahkar...
Dördüncü sodamı istemek için Arifi durdurup bezgin garsondan bu sefer limonlu soda istedim bize gülen genç kadın grubu kalkıp gitmişti yerine kırklı yaşlarında olduğu belli olan orta halli plaza müdür takımı gelmişti.
Sodam gelince bir yudum alıp konuşmaya başladım Arif onu susturduğum için bana küsmüştü ama benim Sâdenin iç dünyasıyla uğraşacak gücüm yoktu
- Arif şimdi Sâdenin kitabını boşver kitabın özüde yazarın ruh dünyasıda belli kitap iyi ve kötü arasında gidip geliyor öykü sonları kötü bitiyor çünkü Sadenin çağındaki Fransa’da durum gerçekten bu halde idi ve bunun yüzüne vurulmasına katlanamayan o toplum yazarı sapık ve deli ilan etti aslında Sade ne sapık ne deliydi sadece çürümenin sonucunu din adamlarının içten pazarlığını en açık şekli ile ortaya koyandı. Şu an ki toplumun farkı varmı belli açılardan çürüme avrupa toplumu için durdu ama belli açılardan arttı bunlar başka konular. Ama sana şunu söyliyeyim Sâdenin kitaplarında abartarakta olsa anlattığı o toplum artık Amerikan rüyasında ve Amerikan rüyası peşinde olan Türkiye gibi ülkelerde yaşıyor. Bunu bugün şurda bağırarak söyleyen sen yada ben kim olursa olsun bizi cüzzamlı sapık ve deli ilan edip hapse atarlar o yüzden herkese açma bunları. İlla bir kitap konuşacaksan misal Nancy Friday’ın benim gizli bahçemi konuş bizim ülkede Sâde gibi bir yazar sapkın görülür ama bir Fantezi kitabı iyi tutar.
Arif başını kaşıyarak
- o kitabı okumadım ama dediğin gibi ise gizli gizli okuyan insan boldur ama şöyle düşün en azından okumak için bir başlangıç bu tür kitaplar şehvet ve masturbasyon aşkı ile okunsada kelime haznesine yeni birşey katıyor sonuçta. Ramazan oruçunu sadece mide açlığı sanan insanları düşünüyorumda. Ramazanın nefis terbiyesi kısmını anlamadan oruç tutmaları bence yüzeysel bir görüntü. Elbette bunun sevabını alabilirler ama oruç namaz gibi ibadetleri mükafat hırsı ile değilde yaradan rızası ile yapsalar keşke. O zaman çok farklı olur herşey
- Dur bi dakka Arif dur Sâde den fantezilerden ramazana orucuna nasıl geldik senin kafanın nasıl çalıştığını anlamıyorum bazen. Hani diyorsunya kadınlar beni anlamıyor tüm sevgililerim suratıma boş boş bakıp durdu ömrüm boyunca bu yüzden asexsüel olmaya karar verdim. Seni ben bile zor anlıyorum
- Yo aslında ben sana asexsüelim demedin ben sapiosexualim abi düşünen insan her zaman doyum verir düşünmeyen insan yatakta kalır. Üstelik beni sıkıntı bastı şimdi kadınlarla pek anlaşamıyorum ama bu benim suçum değil ben Dorgevıllenin modern versiyonuyum. Hiçbir kötü niyetim olmadı sadece yaşamak için denedim sevdim sevildim yalan yada doğru. Neyse şimdi kalkıp gidiyorum aklıma birşey geldi sonra mesaj atarım ben sana…
Arif dur dememe kalmadan masadan kalkıp neredeyse koşarak oturduğumuz yeri terketti. Arkasından bir süre bakakaldım . Muhtemelen mesaisi yeni başlamış bezgin olmayan garsonun önümde duran boş şişeyi alması ile kendime gelip hesabı istedim.
Dört meyvalı Soda dört çay otuz lira
aklıma siz yediklerinize veyahut içtiklerinize değil bulunduğunuz yerin sosyal yanına ödüyorsunuz o parayı sözü geldi. Hay sosyal yanına diye ıslık öttürmeye çalışarak dışarı çıkıp yürümeye başladım…
Herkes koşsada ben yürüme adamıyım koşupta erken yetişilen yer yoktur. Sadece plansız çıkılmış yol vardır…