- 890 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
Envy
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Kapıyı ardına kadar açıp Fundayı eve buyur ediyorum kot pantalonun paçalarına çamur bulaşmış. Kırmızı babetlerini çıkarıp eğiliyor kot pantalonunun paçalarını ufalayarak kurumuş çamuru kapı eşiğine döküyor sen hiçbir zaman çok temiz olmadın ki geç hadi içeri diyerek kapıyı örtüyorum. Ben temizim şehrin yollarını sürekli delik deşik edenlere sor bunu diyor hışımla ince yağmurluğunu çıkarıp yere fırlatıyor. Yağmurluğu yerden almıyorum olduğu yerde öylece kalıyor
Çayın var mı diye salınarak mutfağa geçiyor kısacık kesilmiş saçları ile yerli bir Amelie Poulain görüntüsü çiziyor. Aylar sonra evimin kapısından içeri giren ilk kadının Funda olması içimi ürpertmiyor desem yalan olur. Kokusu takip ederek mutfağa geçiyorum iki saattir ocağın üstünde kaynayıp boşalan demliğe bakıyor
Bu çay acımış diye derin bir nefes alarak çayın çöbresini dökecek yer arıyor demliği temziledikten sonra kettle’ın düğmesine basıp suyu ısıtıyor üzerinde ince yazlık kımızı bir bluz var. Mevsime ve aya rağmen hava insanın içini ürpertircesine soğuk bu havada nasıl üşümüyor merak ediyorum. Sigara istiyor veriyorum sigarasını yakarken ellerinin nöbet geçirircesine titrediğini fark ediyorum aslında Funda baştan aşşağıya titriyor. Kettleda ki su fokurdamaya başlıyor su buharı yavaş yavaş odanın tavanına süzülürken
Üşüyorsun sen diyerek mutfaktaki tek sandalyeye oturup titreyen bedenini seyretmeye devam ediyorum
önce cevap vermiyor bir şeyi bekler gibi sessizlik kaplıyor içeriyi sigarasından bir nefes daha çekip lavaboya fırlatıyor, kettleda ki su hala fokurdarken cat diyerek kettle’ın düğmesi atarak sessizliği bozuyor. Eliyle koymuş gibi çayın yerini bulup tireyen parmaklarıyla çayı demliyor tüpün küçük gözünü yakıp en kısık haline getirip demliği oraya koyuyor ağlar gibi bir ifade ile bana bakıp mutfak camını açıp üşümüyorum ben ben üşümüyorum diyerek saçma bir tekrar içerisine girerek bağırmaya başlıyor.
Önce afallıyorum sonrasında ise çok meraklı komşularımı hatırlayak Fundayı omuzlarından tutarak sarsıp camın önünden çekiyorum. Tedirginlikle camdan sokağa bakıp insanların durumu fark edip etmediğini izleyerek camı kapatıyorum. Sinirle Fundaya dönüp Aptal mısın sen başımıza iş açmaya mı çalışıyorsun aylar sonra evime gelip beni insanlara rezil etmeye mi çalışıyorsun daha kötüsü sana kötü bişey yaptığımı falan zannederlerse ya. Neye geldi ise geldin kimseyle uğraşmaya takatim yok buna devam edeceksen kapı orda.
Sadece üşümediğimi tüm dünyaya söylemek istemiştim diyerek kahkaha atmaya başlıyor
Derdin ne Funda hadi anlat diyerek kolundan tutuyorum hatta sürüyerek salona geçiriyorum onu. Silkinerek elimden kurtulup canım yanıyor diye dik dik gözlerime bakıyor gülürek boylu boyunca koltuğa uzanıyor bluzunun aslında gayet dekolte olduğunu o an fark ediyorum nefsim aklıma oyunlar oynuyor. Tekli kotuğa oturup diğerine ayağımı uzatıyorum...
Ne oldu Funda diyerek ondan yana dönüyorum
Canım yanıyor diye ağlamaya başlıyor
Canın niye yanıyor Funda diyerek alakasız bir şekilde sesini kıstığım tv deki ana haber bültenine bakıyorum. İzmitte bir annenin çocuğunun nasıl ölümüne sebep olduğunun haberi var. Kadın çocuğu evde bırakıp bir yerlere gidiyor zavallı sabi açlıktan ölüyor elbette. Funda ağlamayı bırakıyor çay koyup geliyorum diyerek mutfağa geçiyor benim aklım kadın da kalımış durumda riyakar toplumumuz tüm günahlarını bu kadına yüklemeye başlamıştır bile çoktan. Sabah akşam çocuğunu döven anne babalar bu kadından hayıf alıyordur. İçinde tek bir iyilik tohumu olmayanlar bu kadına sövüyordur. Birileri kadının çocuğu evlilik dışı yapmış olması ile ilgili dedikoduya başlamıştır bile. Malesef ben öyle düşünemiyorum bu kadının bu hale gelmesinde öncelikle o kadının ailesinin sonrada tüm toplumun suçu var. Elbette bu kadın en kutsal hak olan yaşam hakkını bu çocuğun elinden bilerek yada bilemeyerek almış durumda yasal olarak ceza almalı vicdani olarakta alacağı kesin sonuçta çocuğu ölmüş. Lakin şu var ki bu çocuk yaşasa daha iyi durumda olmayacaktı bu kadın ölümü falan hak etmiyor sadece sevilmemiş ve horlanmışlığın sonucudur bu hal. Tv yi kapatıyorum kadının adını not ediyorum ileride davayı takip edebilmek için. Sosyal medya denen lağam bir iki gün bu kadına sövenlerle dolar nasılsa.
Funda çaylarla beraber geliyor
Tek şekeri değil mi Serdal
unutmamışsın hayret
Bende fil hafızası var demiştim sana
haklısın ben unutmuşum peki sen şimdi bana canını yakan ve unutmak istediğin şeyi anlat bakalım
gözleri dalarak çayını yudumlamaya başlıyor ben o sırada elimdeki telden nete girmiş tv de gördüğüm c/ani anne hakkında bilgi topluyordum.
Ben hamileyim Serdal diyen Fundanın sesi kulaklarımda yankı yapmaya başlayana kadar gayet rahat tavırlar içerisinde nette geziniyorum
Benden değil herhalde diye gülmeye başladım
ondan beklemediğim sakinlikle elindeki bardağı sehpaya bırakıp
hayır senden değil olma ihtimalide yok zaten senle ben öpüşmedik bile diye oda gülmeye başladı.
eee o zaman bunu babasına söyle sonuçta o çocuğu tek yapmadın.
Söyledim istemiyor çocuk falan ki benden boşanmak istiyor
Çocuk yüzünden mi
Yok artık beni istemiyormuş artık sadecebu
Biraz karışık olmuş ya sen ne yapacaksın boşanacak mısın
Elbette boşanacağım beni sevmeyen birinin köpeği olamam
Çocuk ne olacak
Doğurur bakarım çocuğumu ben sadece sperm vermeyle çocukta hakkı olmaz sonuçta bir erkeğin annelik çocuk rahme düştüğü andan itibaren hissedilir ama babalık çocuk doğunca başlar ancak.
Bunların hepsini biliyorum Funda ama daha yeni galiba bu çocuk işi bence iyi düşün aldırma şansın varken aldır.
Şaçmalama sana akıl almaya gelmedim ben sadece konuşmam gerekiyordu biriyle
Niye canın yanıyor o zaman madem kararlarından bu kadar eminsin neden birine bunu anlatmayı düşündün ki. Korkuyorsun gelecekten teklikten yalnızlıktan korkuyorsun annen zaten sana bu evlilik yüzünden küskün abinin umrunda olmadın hiçbir zaman birde bu çocuk ve boşanma işi kim duracak arkanda. Yedinci sekizinci ayda çalışamaz olacaksın evde bir başınakalacaksın hadi diyelim annele barıştın peki ya doğum sonrası peki çocuğun büyüme cağında psikolojik baba ihtiyacı. Elbette buna doğada genelde memeli yavruları babaya sadece döllenme döneminde ihtiyaç duyarlar diyebilirsin ancak insanoğlunun kültürel yapısıda genetik kod gibi işlenmiş durur bir yerlerde. Bunu ne kendine nede henüz sadece sıradan bir bölünen hücre olan varlığa yapma. Bakamayacaksan bırak bu dünyaya gelmesin bu senin elinde. İnsan tek başına doğar tek başına ölebilir ama ebeveylik öyle kolay birşey değil...
Aptalsın diyerek ayağa kalkıp odanın içinde volta atmaya başlayan Funda durup durup hayır olacak bu çocuk benim kimseyede ihtiyacım yok diyerek kekeliyordu. Ayağa kalkıp ellerinden tutup koltuğa zorla oturttum onu.
Çocuk elbette senin özür dilerim fazla ileri gittim bekara karı boşamak kolay nasılsa içinden ne geliyorsa öyle yap diyerek diğer koltuğa oturdum...
Bir sigara yaktım derin bir iki nefes çektim elleriyle yüzünü kapatmış ince ince ağlayan Fundanın iç çekişlerini dinliyordum. Bir zaman sonra elimde ki sigarayı almaya kalkınca bebek için zararlı diyerek vermedim. Gülümseyerek haklısın artık sigara falan içmiyorum dedi.
Elleri ve bedeni hala titriyordu eline bir nurofen verip içmesine söyledim elektirik sobasını yakıp içerinin ısınmasını sağladığımda kalkıp uzandığı koltukta uyuya kalmıştı. Üzerine bir battaniye örtüp dışarı çıktım. Zira ona dokunmak yakınlaşmak şu an yapılabilecek en aptalca haraketti onun içinde kendim içinde zaten psikolojik olarak çökmüş laçka bir halde idi.
On ikiye doğru eve döndüğümde birçok yemek hazırlamış halde beklerken buldum onu sana teşekkür etmek istedim diyerek boynuma atlaması bedenimi ürpertmeye yetti. Ellerini tutup boynumdan çekip masaya geçtim. Hazırladıklarından ufak ufak tadarken beğenimi belli eden jest ve mimikler kullanmayı ihmal etmiyordum.
Gülüyor gülüşüyorduk çocuklafını tekrar açmadık onun ihtiyacı sevgisiz bırakılmanın intikamını almaktı benim ki benden intikam alacak kadar beni sevebilecek biriydi öylece dağılmış halde kaldı masa ne kaldıran oldu nede tüm yemekleri yiyen ben koltuğa uzanıp uyudum o odaya gidip uyudu.
Sabah Amelie Poulain gitmiş Funda gelmişti ben gidiyorum diyerek birer kahve yaptı
kendinin kini içmeden bıraktı onun kahvesinide içip bir sigara yaktım. Sonra kalktım gittim nereye ne için olduğunu bildiğim ama hiç zevk almadığım bir hayatın bir kesitinde Funda silinip gitti
YORUMLAR
Büyülü şamata ! Dünya ,içinde çalkalayarak büyüttüğü her’şeye bir öykü mutlaka yazıyor. Ama sen ama ben ! Birileri başı omuzlarında dam dam….Biri başı taaaa kaşının üzerinde darmadağın….Birileri hep burada sarmaş dolaş …Ne düğü belirsiz hayatların içinde, ne düğü belirsiz sonların eşiğinde.
Kalabalık ,çok kalabalık yığınlarda birine değecek cümleler. Ve yavaş yavaş "Envy" olacak.
Olmak kadar doğmanın eşiğinden gelen hikayenize hoş geldi !
sevgiler