- 1791 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ONUR
ONUR:İnsanı,insan yapan en büyük değer;Onurdur.Onur;estetik ve etik değerlerin evrensel bütünlüğünde insana ve insanca yaşama yakışacak eylem ve davranışların topyekün temsilidir.Bu onur temsil gücünü,varlıkların yaratıcısı olan,bütün alemlerin tek sahibi ve tek hükümdarı rahman ve rahim olan Allahın ilahi kudretinden alır.O’nun ilahi kuvveti bütün alemleri sararak; canlı cansız, görülen veya görülmeyen tüm varlıkları kapsar."Bütün canlı ve cansız varlıklar,Allahı zikreder."
Onurun insana verilen en büyük ilahi kudret olması,ruhun yaratanın bir parçası olduğunu kanıtlar.İnsan ancak onurunu,şerefini ve haysiyetini kaybetmeden ve kişilikte ruhunu kirletmeden insan olduğunun farkına varır.Onurun bu kadar değerli bir öz(fenomen)olması;Bütün canlı varlıkların en üstünü olarak yaratılan; düşünce sahibi insanın ruh kudretiyle açıklanabilir.Ya da onurun açıklanabilir başka hiçbir izahı yoktur.
İnsanların;sınırları belirlenmiş topraklar üzerinde aynı amaç ,fikir ve inançlar bütünlüğünde bir araya gelerek kurdukları egemen ve bağımsız topluluklara devlet denir.Her devletin bağımsızlık ve özgürlük yapısını temsil eden bayraklar mavcuttur.Devletlerin onur temsilide gökte dalgalanan bayraklarıdır.Devletler birbirlerini onur sembolü olan bayraklarıyla tanır.Çünkü o bayraklar vatanı,toprağı ve namusu için tarihsel süreçler içerisinde kanı dökülen milyonlarca insanın şeref ve onur temsilidir.
Onurun insana ve insanlığa verdiği en büyük değerlerden biri de eşit yaşama ve yaşatma hakkıdır.Irk,din,dil ve mezhep farkı gözetmeksizin insanı,insan olduğu için sevmenin ve saymanın en büyük nimeti onurdur.Toplumların bir arada eşit ve kardeşçe yaşaması onların onursal gücü ve anlayışından gelir.Erdem ve hikmet dolu insan, onursal gücü ile yaşama sıkı sıkıya sarılarak üretici ve birleştirici konumda kendini bulur.Onursal güç insanda duruş,bakış ve haraket eylemleriyle,kişilikte mizaç ve karekterde gelişir.Fikir ve düşüncelerin serbestçe konuşulduğu ve tartışıldığı tüm platfromlar yaşanılan ülkenin, demokratik ufkunun genişliğini yansıtır.Düşüncelerin serbestçe konuşulduğu ve özgürce tartışıldığı toplumlar ancak onursal başarıyı bütünsel olarak sağlar.
Kişilikteki onur kavramı,bireysel yaşamda da kendini deşifre eder.Onurluca yaşamak,her insanın amaç edindiği ortak fikirdir.Toplum içerisinde yavaş yavaş yalnızlaşan insan,gelecek kaygılarının bulunduğu ülkeler de onursal gücünü kaybetmeye her an hazırdır.Hırsızlık,fuhuş,kumar ve cinayet vb gibi.Etiksel olmayan vasıfların artış göstermesi ekonomik istikrarın düzensizliğini ve eğitim anlayışının çarpıklıklarından gelir.Bir ülkenin gelişmesinde en önemli sırayı alan yapılardan biri ekonomi diğeri ise eğitimdir.Bu iki yapıda da bozukluk varsa,yaşanılan ülke de onurunu kaybeden daha nice insanlar olacaktır.
Metafizik aksiyonda ise insanın onur temsili kader’dir.Metafizik kendi sahasında iki tür kader olgusunu işler.Birincisi Mutlak kader ikincisi ise Kısmi kader’dir.Mutlak kader doğum,ölüm,şans ve kısmet gibi insandan bağımsız olaylar ile kısaca açıklanır.Kısmi kader ise;İnsan iradesiyle meydana gelen olayları konu alır.(Teoloji)
Metafizik’te kadersel olguların motifsel açılımını metapsişik yapılar sağlar.Metapsişik yapılarda kader ile onur arasında kovalent bir bağ ve bulanık bir mantık sembol çıkarımı mevcuttur.
Metafizik aksiyonu düşündüren en karmaşık ve en geniş konu,kader’dir.Kader ağlarının doğrudan değil de olgusal veya zincirlemeli sebeplerle birbirini örmesi, işleyicinin mükemmelliğini gösterdiği gibi karmaşıklığınında metafizik fenomende,fatalist(alın yazıcı)anlayışı doğurur.Kaderi mutlak anlamda ne vahiy gelen peygamberler ne de akıl ve zeka esinleriyle düşünen filozoflar çözebilmiştir.Kaderin çözülmezlik anlayışının nedeni metafizik anlamda,yaratanın iradesiyle belirlediği olayların zaman ve mekan boyutunun olmamasındandır.Halbuki biz yaratılan insanlar için zaman ve mekan boyutu çok önemli bir işleyiştir.Kaderin yaratanın levh-i mahfuz’unda yani gaybında saklı tutmasının deterministik(neden-sonuç),rölatif(göreli) ve parağmatik(yararcı) felsefi aksiyomlardaki binlerce nedeni vardır.
Yaratan,bazı seçkin kullarına kehanet,fal ve astroloji gibi haram kıldığı araçlar dışında (el batın)sıfatının tecellisi olan gizli ve açık olan herşeyi bilen manasını,yarattığı kulunun Ruh Geni’ne yükleyerek bazı şeyleri görme yetisi verebilir.Parapsikoloji sahasında bu konuları inceleme altına aldığımız bilinmelidir.Bu olgu kesinlikle 6.his veya duyu görü yatileri değildir.Çünkü iyi kötü herkeste bu yetenekler vardır.Bizim bahsettiğimiz mevzu daha farklı ve daha geniş bir mevzu içerisindedir.Bu konuları yeri geldiği zaman bilimsel platfromlarda açıklayacağız.
Metafiziği,temel felsefeden ayıran en büyük özellik,felsefenin evren ve dünya anlayışlarını akıl ve zeka yoluyla bulma uğraşında olması;Metafiziğin ise evreni ve evren dışı olguların işleyişini yalnız akıl ve zeka yoluyla değil,disipliner ve sistematik yapısıyla da,yaratanın evren ve evren dışı felsefesini anlayamaya çalışmasıdır.Bu bağlamda metafizik,temel felsefenin hem özü hem de ilham kaynağıdır.Günümüzde ise ilahiyat bilimi,üniversitelerde metafizik konularının sadece teolojik konusunu işlemektedir.Halbuki teoloji(dinbilim) sadece metafizik konularından olan ontolojinin sadece bir alt dalıdır.Yazılı ve görsel basında düzenlenen röpotajlar ya da proğramlar da, metafizik konularının ilahiyatçılar tarafından konuşulup,tartışılması doğru değildir.
Türkiyede metafiziğin sadece felsefe,felsefe grubu öğretmenlikleri ve ilahiyat fakültelerinde dört yıl boyunca 20 saati geçmeyen ders saatlerinde verilmesi,metafizik uzmanlığının gelişmesine olanak tanımamıştır.
Metafizik ilim okyanusudur.Metafizik uzmanı ise ilim okyanusunda gemisi olan kaptandır.Pusulası inanç,hedefi ise tek gerçek öz olan Yaratanı ve felsefesini aramaktır.İlim okyanusunda hiçbir zaman kara görünmese bile,Metafizik Uzmanı; Onursal Asalet bayrağını,gemisinde dalgalandırmaya devam edecektir.
METAFİZİK UZMANI GÖKHAN HANİ.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.