- 1104 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ATATÜRK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ (PROJE)
Bu yazı Atatürk bir daha hiç kimse ama hiç kimse tarafından sömürülmesin diye hazırlanmış bir somut çözüm önerisidir
Onlar; 26 Nisan 1920 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk’ün Lenin’e yazdığı ve bir bölümü; " Sayın Başkan... Rus Bolşevikleriyle bütün çalışmalarımızı ve askeri harekâtımızı birleştirme zorunluluğumuzu kabul etmekteyiz. Bolşeviklerin emperyalist hükümetlere karşı savaşmak ve bütün mazlum ulusları emperyalistlerin hegemonyasından kurtarmayı amaç edinmiş olduklarına inanıyoruz...." şeklinde olan mektubunu örnek göstererek; "Atatürk komünistti." dediler.
Onlar; Atatürk’ün Türk Gençliğine Hitabesinde ki;"..Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.." sözüne dayanarak "Atatürk ırkçı bir faşistti" dediler.
Onlar 1921 Anayasasında 29 Ekim 1923 tarihinde bir değişiklik yapılarak ikinci maddesine " Türkiye Devletinin dini İslam’dır" hükmünün konulmasını bahane ederek "Atatürk şeriatçıdır." dediler.
Kimdi onlar?
Onlar; papağan Atatürkçüleri, tören Atatürkçüleri, reklam Atatürkçüleri, korku Atatürkçüleri, moda Atatürkçüleri, söylev Atatürkçüleri, ticaret Atatürkçüleri, gardırop Atatürkçüleri, tekelci Atatürkçüler, Atatürk ve Atatürkçülük düşmanı Atatürkçüler, 10 Kasım Atatürkçüleri, 50’inci yıl Atatürkçüleri, olağan üstü dönem Atatürkçüleridir. Liste böyle uzayıp gidiyor.
Peki, onları gerçek Atatürkçülerden nasıl ayıracaksınız. Artık ayırmak imkânı kalmamıştır. Çünkü her türlü ayrım kıstasını karartacak bir imkâna sahiptirler.
Ama çözümü vardır. Nedir çözüm? İşte bir çözüm teklifi....
Atatürk’ü anlamak, anlatmak ve mirasını genç nesillere aktarmak; Atatürk’ün ithal sağ ve sol ideolojiler tarafından sömürülmesini önlemek; milli gücümüzün var olan yedi güç unsuruna ilave olarak sekizinci güç unsuru şeklinde Atatürkçülüğün yerleşmesini ve gelişmesini sağlamak maksadıyla; Atatürk’le ilgili her türlü bilgi ve belgenin bir kaynaktan ve bilimsel esaslarla etüt edilmesi ve değerlendirilmesi için; bir Atatürk Bilimleri Üniversitesi kurularak buradan yetiştirilecek bilim adamları ve öğretmenler ile Türkiye Cumhuriyetinin ve onun oluşturduğu kurumların teminat altına alınması gerekmektedir.
Bu üniversitenin ilk kuruluş harcamalarını karşılayacak maddi finansmanı oluşturmak maksadıyla; Atatürk Bilimleri Üniversitesi Vakfı kurularak; Atatürk’ün Cumhuriyet Halk Partisi, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu arasında paylaşılmasını vasiyet ettiği mirası bu kaynakta toplanmalıdır.
Atatürk Bilimleri Üniversitesi için; Atatürk Orman Çiftliğinde bir kampüs yapılmalıdır. Çiftliğin bütün arazisi üniversite vakfına bağışlanmalıdır. Bu kampüste aşağıdaki fakülteler oluşturulmalıdır.
Atatürk İlkeleri Fakültesi
Atatürk Devrimleri Fakültesi
Atatürk Tarihi Fakültesi
Atatürkçülük Fakültesi
Atatürk İlkeleri Fakültesinde; laiklik, devletçilik, halkçılık,milliyetçilik ve cumhuriyetçilik bölümleri bulunmalıdır.
Atatürk Devrimleri Fakültesinde; siyaset, ekonomi, sosyal, bilim ve teknoloji ile kültür bölümleri bulunmalıdır.
Atatürk Tarihi Fakültesinde; harp tarihi, devrim tarihi ve cumhuriyet tarihi bölümleri bulunmalıdır.
Atatürkçülük Fakültesinde; tam bağımsızlık, anti emperyalizm, özgürlük, akılcılık ve bilimsellik, barışseverlik, insan hakları, ulusal egemenlik, demokrasi, çağdaş uygarlık gibi Atatürkçülüğün temelini oluşturan kavramların uygun gruplar halinde ve uygun isimler altında gruplandırıldığı bölümler bulunmalıdır.
Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, Köy Enstitüleri, Halk evleri, Devlet Opera Ve Balesi gibi Atatürk’ün kurduğu; bazıları kapatılmış, bazıları devletin değişik kurumları bünyesinde kuruluş amaçlarından uzaklaşmış kurumlardan kapatılanlar yeniden kurularak, halen varlığını sürdürmeye çalışanlarla birlikte Atatürk Bilimleri Üniversitesinde kendi yapılarına uygun dört fakültesinden birine Ana Bilim Dalı olarak eklenmelidir.
Anıtkabir, Kurtuluş Savaşının icra edildiği savaşa alanları, Türk Silahlı Kuvvetlerinin savaş arşivleri ve Atatürk için oluşturduğu organizasyonlar, devletin arşivleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin arşivleri, eski meclis binası, kongrelerin yapıldığı illerdeki salonlar ve mekânlar, Kurtuluş Savaşına katılan komutanların özel arşivleri, kolleksiyonerlerin özel arşivleri, Milli Kütüphane arşivleri, TRT arşivleri, Harbiye Askeri Müze Arşivi, vakıf arşivleri ve mekanları, üniversitelerin inkılap tarihi bölümleri ve arşivleri, Atatürk Bilimleri Üniversitesinin arşivlerinin oluşturulmasında ve uygulama alanı olarak kullanılmasında temel teşkil etmelidir. Ayrıca ülke çapında bir kampanya düzenlenerek Atatürk’le ilgili kişilerin elinde bulunan her türlü bilgi ve dokümanın bu üniversite de toplanması sağlanmalıdır.
Kurtuluş Savaşına katılan ülkelerin tarihi kaynaklarından da belge ve bilgi elde edebilmek için bu ülkelerle özel anlaşmalar yapılmalıdır. Zira bilimsel çalışmanın objektifliği bunu gerektirir.
Kuruluş amacına uygun olarak Atatürk’le ilgili her türlü yayın bu üniversiteden bilimsel yeterlilik onayı alınarak yayımlanmalıdır.
Devleti geleceği ilgili devlet kurumlarının oluşturacağı her türlü proje bu üniversite de Atatürk İlke Ve İnkılâplarına uygunluk açısından incelenmeli ve onaylanmalıdır. Hatta üst seviyedeki stratejik planlar burada yapılmalıdır.
Bu üniversite Atatürkçülüğü onun ölümünden sonra nasıl istismar edildiğini, Türk Milletine ve Dünyaya anlatacak bilimsel içerikli konferanslar ve seminerler düzenlemelidir.
Bu üniversitenin vereceği onaylar bir sansür olarak değil bir katkı olarak algılanmalıdır. Şimdiye kadar Atatürk ve eylemleri şahsi gayretlerle genç kuşaklara anlatılmaya çalışıldı. Kurumsal bir gayret için organize bir kuruluş oluşturulamadı. Oysa karşı taraf özellikle Fettulahçılar kendi amaçları için dünyanın her yerinde örgütlendiler. Devlet düzeninde ise ulaştıkları noktayı bilmem anlatmaya gerek varmı?
İç ve dış tehdit unsurlarına karşı Atatürkçü Düşünce Sitemini korumak, bilimsel esaslarla geliştirmek ve toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek yeni projelere temel teşkil ederek ışık tutacak şekilde kurumsal hale gelmesini sağlamak için Atatürk Bilimleri Üniversitesinin kurularak bir an önce faaliyete geçirilmesi hayati öneme haiz bir devlet ve siyaset hedefi olarak düşünülmelidir.
Sivil toplum örgütleri bu konuda yürütme erki üzerinde baskı ve lobi oluşturmalıdır. Ayrıca bu projenin kabul edilip edilmemesi gerçek Atatürkçülerle sahte Atatürkçülerin ayrımının yapılmasında turnusol kâğıdı vazifesi göreceğinden çok özel bir öneme de sahip olacaktır.
Buyrun sevgili Atatürkçüler işbaşına. Atam sizden hizmet bekliyor .
YORUMLAR
KATKI:
En yakınında olanların bile anlayamadığı, hakka yürüdüğü günün ertesinde, ulusal kurtuluş savaşı çekirdek kadrosunda yer almış arkadaşlarınca, resmi devlet kurumları ve paraların üzerinden kaldırlmış adam..
Yaşarken İzmir Suikasti'ni yaşamış adam..
Ş.Süreyya Ademir'in kitabınca söylersek, sadece "Tek Adam" değil, tekliğini tüm anlamlarda -yalnızlık- ödülü ile taçlandırmış adam..
Yazınız tematik olarak çok güzel, üniversite/enstitü/vakıf yerleşkesinin Atatürk Orman Çiftliği olması ise en anlamlısı!.. İ. Melih ve zihniyetine inat !..
Atatürk Bilimleri isimlendirmesi yanlış algı yaratıyor. Atatürk bilim değildir.. Atatürkoloji olarak semantik ve onomastik bakılınca sırıtma yok mu sizce?
Onun söylemlerini, bilindik monologlar şeklinde yapacak bir yer olmamalı düşünülen kurum, icracı olmalı .. Yeterince teorik birikim zaten var, adeta sayıklama derecesine vardırılmışcasına var hem de !.. Prati/eylem emek ve etki yoğun olmalı müfredatı kurumun..
Mesela "Bursa Nutku"nda vasiyet edilenleri, eylem olarak yapacak, buna gözü kapalı iman etmiş yurttaşlar yetiştirmeli, benzeri söylevlerini, işine gelince kullanan insanların piyonu olmuşlar değil !..
Bence bunu T.S.K. yapmalı, onun bünyesinde olmalı.. Atatürk'ün yuvasıdır !..
Son zamanlarda da Atatürk'ün Askeri kavramından uzaklaşıp, Abd ve Ab'nin askeri olmaya yönelmişler ibret alır en azından !..
Saygılar, emek verilmiş bu yazınıza tam puan verdim.
Göktürkmen tarafından 8/14/2008 9:20:07 PM zamanında düzenlenmiştir.