27
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1996
Okunma
Koyu bu sensizlik. Geceye düşen bir perde gibi iniyorsun gözlerimden şimdi. Usulca ve biraz ılık doluyorsun gamzelerime. Ellerimin dokunduğu sanma sensin. Gözyaşlarımı bile senmişsin gibi seviyorum artık. İçimde doğurup, içimde öldürüyorum seni. Nasıl bir sevidir bu bende ki sen bilemezsin ki.
Ne çok soru soruyorlar bana bilir misin? Her biri cevapsız kalıyor. Neyin var dediklerinde hiçbir şeyim yok derken aslında gerçeği söylüyorum bilmiyorlar. Sen ki benim her şeyim; sen yoksun. Benim hiçbir şeyim yok. Yarım yarınlı sevgili benim yarınlarım yok.
Her hayalde gem vurulmuş tutkularım boynumda asılı. Boynum kanatan nefesine hasret eğikken bir güne, dokunmaya bile korkuyorum resimlerimize. Eksik bir duygumuz var sanki gülümserken, belki de fazla bir ifade. Bende gençliğin verdiği toyluk, sende yılların yorduğu bir gölge gülümsüyor karelere. Resimler bile yalan söylüyor bu aşkta bana. Soyuyorum şimdi kadınlığımı ve bırakıyorum gecenin kollarına. Gözyaşlarımın ıslaklığında yıkıyorum tenimi senden. Sevişmelerin bile yalan.
Bu kaçıncı sayfası günlüğümün sana yazılan. Okudukça dünlerimi, senle dolu görüyorum. Boşalt içimi artık sevgili. Dolululuğunda ölüyorum.
Anlat bana diyorsun her seferinde.
Durma anlat. Nereden başlamalıyım bilemiyorum ki. Sensizlikten boğulduğumu hissettiğim gecelerde kendimi sokaklara vurup dilencilerin uyuduğu bir parkta soluklandığımı anlatsam duymak ister miydin?
Onları aslında ne kadar anladığımı bilmeyi peki. Zavallılar gibi karın doyurmak için değil senin yerini doldurmak için kaç ölü bedenle seviştiğimi bilmek yeterli olacak mı sana. Birileri karın tokluğu dilensin, bense doyulmamış bir sevda.
Nerede başlamalı sana anlatacaklarım. Hani senin şehrimden her gidişinde yağmur yağdı desem bu kurak topraklara inanır mısın? Balkon demirlerine yaslayıp bu yorgun bedenimi toprak kokusunu çektim ciğerlerime dolsun diye vedalın kokusu. Canım biraz daha acısın.
Ah o hüzzam zamanları sana sayfalarca anlatsam anlayamazsın. Şimdi sen söyle nerede başladı bu hikâye.
Bu gece de seni anlattım aşka işte kabiliyetsizce. Gecelerimde bana eşlik eden nefesini nasıl özlediğimi, beni aşka susatan derin gözlerini, belimi saran ellerini koymalı mıyım bu hikâyenin içerisine bilemiyorum inan.
Şimdi sen söyle bana, yalvarıyorum sana kanayan avuçlarımla. Neyin kavgasını veriyoruz seninle. Yarım kalan bir aşkı tamamlayamamanın hırsı mı parlayan gözlerimizde. Yoksa çalınmış ve birbirinde unutulmuş ruhların başıboşluğumu titreyen içimizde. Çalınmış bir hayat mı var ellerimde yoksa sensizlik beyanı mı hangisi?
Benden bir yanıt bekliyorsan eğer ki şudur sevgili…
Yüzün ellerime yüz çevirmiş neylersin… Avuçlarımda hüzün. Sen yoksun…
14 Ağustos 2008 ( kayıp bir şehrin anısına)
NeNa