BİR VEDA MEKTUBU
Adam omuzlarında yılların yorgunluğunu taşıyordu adeta. Oturdu yavaşça yanındaki sandalyeye, karşısında merak dolu gözlerle kendine bakan kadına nasıl bir yanıt bulmalıydı, bilemedi o an? Böyle tutkulu bir aşkla hiç karşılaşmamıştı ki, o da hazırlıksızdı, tıpkı kadın gibi. Eğer biraz daha kalsa belki de hiç ayrılamayacaktı. Oysa kendisi bir düzen severdi, bir sevdaya kapılıp gidemezdi, bozamazdı yaşamını. Kadına hiç bir şey demeden, sadece gözlerine bakarak, yerinden kalktı, daha önceden hazırladığı iki satırlık mektubunu kadının eline tutuşturdu ve arkasına hiç bakmadan koşar adımlarla uzaklaştı.
"Hoşça kal sevgilim.
Hep içimde yaşatacağım seni.
Gönül dolusu sevginle birlikte yaşlanacağım. Zaman zaman arayıp hatırını soracağım.
Kim bilir belki böylece üzüntün azalır. Umudunu bir köşede unutursun. Gönül yükünden kurtulursun. Seni gerçekten sevdim ve hep seveceğim.
Hoşça kal sevgilim."
Kadın gözlerinden süzülen yaşlara aldırmadan mektubu okudu ve kendisinin duyabileceği bir fısıltıyla; hoşça kal sevgilim hoşça kal, dedi. O gün bugündür hoşça kal sözcüğünden hiç hazzetmedi, kullanmamaya özen gösterdi.
30.05.2012