- 411 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Tasarruf Tedbirleri
Tirmanya veliaht prensi, on yıl önce babasının ölümü üzerine başa geçmiş, ülkesini tıngır mıngır, paşa paşa yönetmekteydi. Tirmanya büyük ve verimli topraklara sahip, ekonomik potansiyeli olan, zengin yeraltı yerüstü kaynakları, üç tarafı da denizler ile çevrili, genç nüfusu bol, herkesin burada yaşayıp, burada ölmek isteyeceği nadir ülkelerden birisi idi...
İnsanları sıcakkanlı, dost canlısı ve çok sabırlıydı. Yeni kral babası ölüp de başa geçtiği zaman, bir müddet de fena yönetmedi ülkeyi, ancak daha sonra tüm dünya ekonomik kriz moduna girince, hali ile Tirmanya’da bundan ister istemez etkilendi. Yalnız çiçeği burnunda kral kendince ekonomiyi iyi biliyordu; İngiltere’nin kalburüstü üniversitelerinin birinde ekonomi tahsil etmişti.’Bu krizler bize vız gelir tırıs gider teğet geçer teğet’diyordu sevgili halkının gözünün içine baka baka...
Kriz ülkede birçok kişiyi işsiz bırakmış, parasızlık birçoğuna kafayı yedirtmişti . Fabrikaların çoğu kapanmış, bir kısmı da işçi çıkartmış ya da kapasiteyi azaltmış öyle ayakta duruyordu.’Bir şeyler yapmalıyım ülkem için halkım için’ diye düşünmeye başladı kral. Birden kafasında şimşekler çaktı, beyni iki kat daha hızlı çalışmaya başladı, halkının mutluluğu için her şeyi yapmalıydı. Tasarruf tedbirleri alacak, ülkesini darboğazdan tabiri caizse ’tereyağından kıl çeker gibi’ çekip çıkaracaktı. Başarılı olursam tarihe bile geçerim diye kalbinden geçiriyordu ara ara...
Sabah makamına geçti, büyük bir şevk ve heyecanla içi pır pır ediyordu. Kırmızı yeşil karışımı telefondan hemen ekonomiden sorumlu bakanını aradı. Yumuşak ve gayet babacan bir ses tonu ile’Filankes fişmekan, müsteşarını da al yanıma gel hemen, sana diyeceklerim var’ dedi... Bakan müsteşarı ile birlikte bir müddet sonra kralın sarayına dühul etti. Karşılıklı koltuklara oturup hal hatır sorma faslı bitince, kral bodozlama konuya girdi...
-Sayın bakan, sayın müsteşar, zor bir dönemden geçiyoruz bildiğiniz gibi...
Bakan da müsteşar da kafaları ile tastik ettiler kralı
-Ülkemizin ekonomik krizden kurtulması için, bundan böyle hiç bir fedakârlıktan kaçınmayacağız ve tasarruf tedbirlerini olabildiğince arttıracağız.
Bakan ile müsteşar o sırada’Ne akıllı ne vatansever kralımız varmış da bizim bundan niye haberimiz yokmuş’diye akıllarından geçirmektedirler...
Kral gözlerinin içine delici bir bakış fırlattıktan sonra konuşmasına devam eder.
-Sayın bakan ve değerli müsteşarı, şimdi söyleyeceklerimi tasarruf tedbirleri olarak tek tek not edin lütfen.
Bakan ve müsteşar ellerine kâğıt ve kalemi alarak, krallarının söyleyeceklerini not etme pozisyonuna geçerler.
Kral bir iki öhöhö ve de yine öhö den sonra
-Yazın bakalım biiir. Bundan böyle devlet dairelerinde telefon ile konuşma süreleri dört dakikadan üçbuçuk dakikaya indirilecek, bu sebep ile kimsenin yüreği üçbuçuk atmayacak. İkiiii günlük içilen çaylar yarı yarıya azaltılacak. Üüüçç konuşurken gevezelik yapılmayacak lüzumsuz cümle kurulmayacak her espriye gülünmeyecek. Döööört tuvalete gittiğinizde sifon birden fazla kere çekilmeyecek ve tuvalet kâğıtları çok dikkatli kullanılacak. Beeeeş viziteye çıkan memurlar bir bilemedin iki ilaç yazdıracak. Altıııı çok mecbur kalmadıkça devlet dairelerinde asansör kullanılmayacak, on kat bile olsa yürüyerek inilip çıkılacak, böylece hem mecburi spor yapılmış olacak, sağlıklı kalınacak. Yediiii fazla yanan ampuller söndürülecek.
Kral bir bir tasarruf tedbirlerini sayıpda bakan ile müsteşara yazdırdıktan sonra
-Daha yeni yeni tedbirlerde aklıma gelirse tekrar yazdırırım
Dedi...
Bir ara odada ufak bir sessizlik olur. Kral bakana dönerek tekrar konuşmaya başlar...
-Ha az kalsın unutuyordum, yeni üst düzey memurlar için altmışbin tane lojman yapın. Ayrıcaaaaa Ülkemizin değerli Genel Müdürleri, onların yardımcıları, onların bir altında ki daire başkanları, daire başkanlarına bağlı çay ocaklarından sorumlu şef ve şef yardımcıları ile Tirmanya Ordusunun kıymetli askerleri, diğer memurları için yüzellibin tane araba siparişi verin. Bitmediiii ayrıca milletvekillerimin ve bakanlarımın maaşlarını da üç katına; yok yok değiştiriyorum beş katına çıkartın. Mühim meseleler bunlar, sakın aksatmayın. Kontrol edip bizzat takipçisi olacağım. Aksaklık görürsem yakarım çıranızı ona göre...
Bakan ve müsteşarı odadan birlikte çıkıp koridora doğru yöneldiler ağır adımlarla, müsteşar bakana doğru dönerek
-Ne kadar düşünceli kralımız var değil mi sayın bakanım, tasarruftan da ne güzel anlıyor. Yani kralı gelse bundan daha iyisi olmaz.
Bakan davudi bir ses tonu ile
-Tabi ki sayın müsteşar, Allah onu başımızdan eksik etmesin, Tirmanya milletine tanrının bir armağanıdır kralımız, bunu herkes böyle bilmeli.
Sarayın son kapısından da caddeye çıktıklarında, bakan ve müsteşar krallarına sunturlu küfürler ile giydiriyorlardı; elbise değil canım elbise değil kimsenin kaldıramayacağı ağır cümleler...
YORUMLAR
Sevgili Ahmet hocam, bu Tirmanya kralı ekonomiden hakikaten çok anlıyor. Sadece şehzadeler için verilen ihalelerden komisyon alıp gemicikler almayı unutmuş...onu da bizim irreis ve yeni başreisten kurs alıp öğrenecektir inşallah.... Çok eğlenceliydi...Kaleminiz daim olsun...SAYGILAR