- 8217 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HAYAL
Her şeyi unuturum da güçsüz kaldığım, ne yapacağımı bilemediğim için oturup sabaha kadar ağladığım geceleri asla unutamam.Geçmiş işte.Hiç bir zaman geçmeyen bir şey.Unutmaya çalıştıkça,unuttum dedikçe aslında en büyük yalanı kendimize söylemiş oluyoruz.Her şey hala halihazır yerinde duruyor.Sadece biz onun etrafında durmadan dönüyoruz.Ne zaman ki aklımıza gelse,durup görmek istediğimiz acıyı,mutluluğu veyahut gerçeği görüyoruz.Çünkü biz insanız.Yaradılış gayemizde bu var.İyi insan olmak kolaydır.Galiba bu yalana inanan bir tek benim.Bütün zamanımı kendime bu yalanı aşılayarak geçiriyorum.İyi olmaya çalışanların hikayesini dinler dururum.Ömer Hayyam’ın dediği gibi“Cennet de cehennemde senin içinde“ Kime ne hissettiğin, kimin için ne düşündüğün yada kime ilerde ne yapacaksın bunların cevabının olduğu bir makam var.Mizanda her şeyin hesaba çekileceği ve kimsenin haksızlığa uğramayacağı bir var.Adaleti tecelli edecek bir kişi var.Rabbine döndüğünde her şeyin tek tek hesabını vereceğin bir an olacak.İşte o an hepinizin aklına ben geleceğim.Yok edip bir hiç uğrana kenara attığınız bir insan olacak orada.Çektiği acının tadı damağında,ondan almış olduğunuz ahı ve vebali ise sizin omuzlarınızda olacak.Ne kadar daha güleceksiniz merak ediyor değilim.Hiç mi düşünmediniz ? Canını yaktığınız insanların canı yandıkça vereceğiniz hesap da büyüyecek.
Benim gibi çocuksu kıpır kıpır, sürekli gülümseyen,etrafa neşe saçmaya devam eden bir insanı bu kadar nefret dolu cümleleri şiirleri yazdıracak konuma getirdiyseniz bu suç sizindir.Gülmeyi dahi rafa kaldırmış durumdayım.Mutluluktan gülümsemek istediğim son zamanları hatırlamaya çalışıyorum.Ama olmuyor nedeni ise meçhul değil.Dönün ve kendinize neden diye sorun.Bağırmak istiyorum.Ciğerlerim patlayana kadar.Küfür etmek istiyorum.Mizahımın ve hayal gücümün yettiği kadar.Ama ortam müsait değil.İnsanlık buna müsait değil.Hem de hiçbir yer müsait değil.Sabır dilemekten başka bir çarem kalmıyor.Üzülüyorum elimden hiçbir şey gelmemesine rağmen,takatim kalmadığını hissettiğim anda Bakara suresi 25. Ayet geliyor hatırıma.Küfür ediyorum.İnsanların yüzüne karşı.Haksızlık yaşıyorum işte o an Zumer suresi 53. Ayet geliyor aklıma.Yoruluyorum alıp başımı kilometrelerce uzaklaşmak istiyorum.Kaçtıkça aslında kaderime ve yaşayacaklarıma daha çok yaklaştığımı hissediyorum.İnşirah suresi 5. Ayet tam da bundan bahsediyor.Kaybettim.Canımdan can kaybettim.Her gün her an kan kaybetmeye de devam ediyorum.Yaradan Rabbimize tekrar geri döneceğiz bunu bile bile canım yanışını hissediyorum.Dayanılmaz bir acı girdap’ına çaresizce çekildiğimi hissediyorum.Kurtuluşumun, sabrını ve selametini de Yusuf suresi 87.Ayet açıklıyor,rahatlıyorum.
İyilikten anlamak için zeka gerekir demiş büyüklerimiz.Zeka işidir diye.Ama zekanın bu konuyla bir alakası var mı kestiremiyorum.Zeki olduğunu zannedip aslında hiçbir şey bilmeyen insanlar mı ? Saçmalık bu olsa gerek.Birde size kendini zeki olmadığına inandıracak kadar akıllı olan insanlar vardır.En tehlikeli kişilik budur iste.İnsanlar keşke tek bir karaktere bürünseler.Tarafları belli olsa keşke.Düşünceler işte.Hep istediğimiz gibi olmuyor maalesef.
Okuduğum bir yazıdan örnek vermek isterim ki “Allah sana kötülük yapanın cezasını illaki verir,verecektir de.Ama bazen senin görmeni istemez buna engel olur.Çünkü insanız biz.İnsanlığımızın bitti yerde egomuz başlar.Egomuza ve nefsimize yenik düşüp de, oh olsun dersin.İşte o zaman sabrının ve beklentinin hiçbir anlamı kalmaz.Kimin neyi, ne kadar hak ettiğini sen bilemezsin.Bilme ki düşman gibi pusuda bekleme.Sadece ve sadece iyi insan olma için mücadele et.Hak yolundan sapma“Hep konuşur insan.Bilse de konuşur bilmese de.Haklı olsa da, haksız olsa da.Sürekli dinleyen taraf oldum.Sürekli doğru olduğunu düşündüğüm lafları yapmaya çalıştım.Sonu ise hep hüsran oldu.Kendi almış olduğum son kararım ise; Herkesi dinleyici sıfatı ile dinleyip kendi doğru bildiğimi yapmak oldu.Pişman olmamaya başladım.Herkesin doğrusu ve bildiği kendine artık.Uzaklarınız yüreğinize yakın oldukça hayat size hep yüzü ile gülecektir.Ama tam tersinde ise hayat size neresinden gülerse gülsün yüzünüzde bir acı ve utanmışlık hissedeceksiniz.
Neyi bekliyorum biliyor musunuz.Oğuz Atayın bir kitabında bahsettiği bir karakter var.Bu karakter sürekli bir insanın onu bu hayattan kurtarmasını bekleyerek hayatını tamamlayışını anlatıyor.Tam da o noktadayım.Galiba bende bir Hikmetim ve bir gün birinin gelip bana öyle bir sarılmasını istiyorum ki,yüreğimde taşıdığım bütün cam parçacıklarını sirkelemesini istiyorum.Acı çekişimin bitişini,göz yaşımın silişini izlemek istiyorum.Elimi tutup bir daha bırakmamasını istiyorum.Bu sözlere kendim inanmak istiyorum ama çok zor oluyor.Aldatılan biri olarak bunu bu şekilde görüyorum.Sen elini dahi tutmaya kıyamazken,başkaları neler yapıyor neler.Hatam ne oldu biliyor musunuz.Ben de dudağından öpseydim şuan yanımda olurdu.Ama bir kadının neresinden öpeceğini bileceksin arkadaş.Kadın dediğin avunun içinden öpülür.Yüreğe dokunan tek yer orasıdır.Bir de alnı vardır.Ben o öpücüğü ise helalim olacağı güne saklamıştım.Şimdi hangi günah kadar bana yakınsın bilmiyorum.Bilmek ve yaşamak dahi istemiyorum.Olmadığı için üzüldüm.Üzülmemek elde değil.Onunla kurduğun hayallerin bir başkası ile yaşama gerçeği var.O var diye aldığın evde başka biri ile bir ömür boyu yaşayacağın gerçeği var.Üzüldüm hain bir şekilde gidişine ama sonra sevindim.Çünkü;Allah hayırsız olanı dünyamdan alarak hayırlı olanı bana ikram ediyormuş.Bunun adına da imtihan demiş.Çünkü birinin canını yakıp giderken;Başka biri ile mutlu olmayı asla ve asla bekleme.
Şöyle bir gerçek var sevmek sevilmek nasip işidir.Nasibin kadar sevileceğini bilmeli insan.Nasibinden daha fazla sevip değer verdiğin zaman egoları devreye girip sonu hüsran ile bitiyor.Ne demişler;Nasıl olsa seni en çok kim sevdi? Diye sordukları zaman dilin beni adımı zikredecek…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.