- 435 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
GÜNAHSIZ YAVRULAR
GÜNAHSIZ YAVRULAR
Günahsız, masum, altın kalpli yavrular… Neredeler, ne yaparlar, nasıl yaşarlar? Hangimizin haberi var… Açlık mı çekerler susuzluk mu? Üşürler mi? Barınacak yerleri var mı? En önemlisi anne şefkati baba sevgisi görürler mi? Bunların hepsini merak ediyorum.
Tarih 22 Mayıs 2016 sosyal paylaşım sitelerinden biri olan instagram da gördüğüm bir haberle bu yazıyı yazmaya karar verdim dilim döndüğünce. Haber de hatırladığım kadarıyla şöyle diyordu:
“Yeni doğan bebek bırakıldığı çöp tenekesinde yaşam mücadelesi veriyor. Orada olduğu fark edilen bebeğin durumu ağır değil.”bu haberi gördüm ve hangi ana vicdanı sığar bunu yapmaya diye içimden kalbim cızlayarak geçirdim.
Günümüzde kaç bebek doğduğunda sokağa bırakılıyor, kaç çocuk dilendiriliyor, kaç çocuk babası yüzünden okutulmayıpta peçete satıp ayakkabı boyuyor, kaç çocuk hem yetim hem öksüz ve bunların zafiyetlerinden yararlanmak isteniliyor haberimiz var mı acaba?
Diyelim ki elimizde bir annemiz var eli kolu bağlı çaresiz. Neden çaresiz? Bir bebeği olacak dünyaya canından bir parça gelecek. Yalnız annemiz (!) bu çocuğun doğmasını istemiyor. Neden peki? Allah’ın bahşettiği canı kendi canından bir parça olanı dünyaya getirmek istemiyor. Çünkü meşru bir sebeple dünyaya gelmeyecek bu çocuk. Gayri meşru bir cinsel ilişkiyle doğacak bu çocuğu etrafına açıklayamaz annemiz. Ya sonra ne olacak sonuç? Annemiz evladını dünyaya getiriyor ve o masum minicik bebeğimizin yeri kendini azıcık vicdan sahibi(!) olarak gören annemiz için cami avlusu, hiç istemeyenimiz içinse mahalledeki çöp kutusu.
Bir başka şeref yoksunu insanda var elimizde. Öksüz, yetim kalmış bir çocuk… Ne annesi var ne de babası… Hiçbir akrabası da bakmaya yeltenmiyor bu günahsız yavruya. Sokaktaki şeref yoksunu insanımızda bunu alıp ona sözde bir kuru ekmek ve yatacak yer veriyor. Bu çocuk daha okuma yaşındayken oluyor bizim karşımızda el açan, gözleriyle beni kurtarın diye yalvaran bir masum.
Daha bu kadarla biter mi peki? Birde şu içinde zerrece insanlık olmayan baba müsvettesi. Babamız sabahtan akşama kadar televizyon başında yatıyor. Arada bir karnını doyuruyor. Hangi parayla? Okul çağında arkadaşları temiz üniformalarla okullarına koşarken sokakta peçete satarak ayakkabı boyayarak çalışan çocuğunun kazancıyla. Daha yaptığı yetmezmiş gibi şans oyunları peşinde koşuyor babamız minik günahsız yavrumuzun kazancıyla.
Size sesleniyorum anneler, babalar, büyükler… Geleceğin mimarisi bizim günahsız yavrularımızdır. Onların üzeriden kazandığınızı zannedip onların geleceğini karanlıklara sokmayın. İyi günler vesselam…