Geç kalınmışlık, genlerimizin gastrit hastalığıdır. Bir anda tutar ve sonrasında başımızı çok fena bir şekilde ağrıtır. Çoğu şeye geç kalma hastalığı var bizlerde. Canımızın yandığını hissedince akli dengemiz düzenli çalışmaya başlar. Miş’li geçmiş zamanlara hep geri dönmek istiyoruz ama olağanüstü yeteneklere sahip olmadığımız için geriye dönme Şansı bulamıyoruz.

    Geç kalınmışlık, birçok fırsatı ve kucak dolusu mutlulukları almıştır hepimizden. Mesela büyük bir şirkettin işe alınma mülakatına geç kalan başarılı mühendislerimiz var. 20 dakika geç kaldı diye işe alınamadı oysaki işe alınsaydı el değmemiş tüm hayallerini gerçekleştirecekti… Ya da sevgililer günü kutlamasına geç kalan yakışıklı delikanlının terk edilmesi… Yetişseydi pırlanta yüzüğünü de almıştı, evlenme teklif edecek mutlu bir yuva kuracaktı. Ama yetişemedi ve sevgilisinin titizliği yüzünden terk edildi…

    İşte, genlerimizin gastrit hastalığıyla baş edememizin hazin sonuçlarından sadece milyonda iki örneği. Bunlar günlük hayatımızda her an yanı başımızda ve ayak bastığımız toprak kadar gerçek ama biz insan evladı olarak hala olanlardan ders çıkarmadan aynı hataları tekrar yapmak için ellerimizden geleni yapıyoruz. Uçup giden bir hayatımız var ve önüne geçemediğimiz uyuşukluk hastalığımız. Yaptığımız basit hatalar yüzünden ömrümüzün yarısından fazlasını pişmanlık gemisinde balıksız denize olta atıp duruyoruz. Oysaki biraz disiplin sahibi olsak, biraz kendimizin farkında olsak altımızda ki denizin balıklarla dolu olduğunu görebiliriz…