Cin Kazanı - 3. Bölüm
Polisler gece çığlıkları duyan komşuların ihbarı üzerine evin önüne geldiler. Kapı ardına kadar açıktı. Bütün semtin elektrikleri kesikti. Yağmur gittikçe şiddetini arttırıyordu. Komiser Sinan feneri açıp yavaşça kapıdan içeri girdi. Onunla birlikte iki polis daha... Biri salona yöneldi. Komiser Sinan eliyle diğer polise üst kata bakmasını işaret etti. Patlayan şimşekler evin içini aydınlatıyordu. Yukarı çıkan polis yarım dakika sonra öğürerek aşağı doğru koştu. "Kom... Komiserim..." Konuşmaya çalışırken bir taraftan da kusuyordu. "Yukar... Yukarı gelmeniz gerek..."
Komiser Sinan son basamağı çıkıp üst kata ulaştığı anda gözlerini sıkıp başını yana çevirdi. Midesi kıpırdamaya başlamıştı. "Bu ne böyle be!" Yerde baygın yatan Yusuf’a doğru yaklaşıp eğildi. Nabzını kontrol etti. "Ambulansı arayın hemen. Bu yaşıyor." Sonra kalkıp karşısındaki odaya girerken eli tetikteydi. Odadaki perdeler kırmızıya bulanmıştı. Bütün kitapların sayfaları teker teker yırtılmış gibi her tarafa saçılmıştı. Yatağın çarşafı üzerinde siyah renkte çizilmiş bir sembol vardı. Etraf olabildiğince pis kokuyordu. Dört duvarda da 6 kareli kanla çizilen vefkler vardı. Fenerini bu tılsıma tutarak ne olduğunu anlamaya çalıştı. Bir adım daha atıp sağa baktı. O an, meslekteki bütün yıllarını sorgulattı. Tekli koltuğun üzerinde bir kafa duruyordu. Ağzı normalden daha fazla açıktı. Çığlık atarken dudaklarının yanları yırtılmıştı sanki. Göz kapakları yoktu ve gözünün rengi kaybolmuştu. Boyun kısmından akan kanlar mindere koyu kırmızı renk vermişti. Hemen koltuğun yanında başsız beden vardı. İçindeki bütün kan boşaltılmış gibi derisi bembeyazdı. Damarların rengi cesedin açıkta her yerinde belli oluyordu. "Tövbe tövbe... Şerefsizin çocuğu. Kim bunu yapar!"
***
Komiser Sinan odasında otururken kapı tıklatıldı. "Gel."
"Komiserim cesedin kimliği teşhis edildi. Adı Kerim Uzar. Baygın bulduğumuz çocuk Yusuf Bilge. İkisi yakın arkadaşlarmış. Yusuf’un psikolojik rahatsızlığı olduğunu söyledi mahalleli. Annesi altı ay önce vefat etmiş. Annesini kaybettikten sonra da toparlayamamış. " Elindeki dosyayı Sinan’ın masasına uzatıp, "Diğer detaylar burada komiserim. Müsaadenizle." deyip odadan çıktı.
Sinan dosyaya hiç bakmadan, "Uyan bakalım Yusuf efendi. Şeytan kopar kafasını öldürdüğü gibi öldür diyor da neyse..."
Dosyadan olay yeri incelemede çekilen fotoğrafları çıkarttı. Duvardaki vefkleri iyice inceledi. Bir kaç sefer gördüğü şeylerdi. Ama tam anlamıyla ne olduklarını bilmiyordu. Özellikle de duvara kanla çizilen vefkleri...
Ofisinden çıkarken cinayet bürodaki polise dosyayı bıraktı. "Sağlam bi inceleyin, detay kaçırmayın. Muhtemel bir cinayet ama başka şeyler de olabilir işin içinde. Yusuf ayıldığı zaman gelirim sorgu için."
Emniyet binasından çıkıp arabasına bindi. Derin bir nefes alıp arkasına yaslandı. "Gencecik çocuk. Nelere bulaştı kim bilir..." Arabayı çalıştırıp eve gitmek için yola koyuldu.
Eve geldiğinde saat yediyi bulmuştu. "Hande!" diye seslendi. Cevap gelmedi. Yatak odasına doğru yürüdü kapıyı açıp başını içeri uzattı. "Hande!" Cevap yine yoktu. "Duygu! Kızııım." Yine bir ses işitmedi. Tam o sırada mutfaktan tencerelerin düşme sesi geldi. Bir an duraksadı. Belinden silahı çıkartıp yavaş adımlarla mutfağa yöneldi. Kapıya geldiğinde önce elini içeri sokup ışığı yaktı. İçeri girdiğinde kimsenin olmadığını görünce silahını beline geri koydu. "Hande!" Sesi öfkeliydi. Kapı yumruklandı. Kapıya gidip delikten baktı. Kimse yoktu. Hızla kapıyı açtı. Sinirli bir şekilde, "Dalga mı geçiyonuz lan!" Kapıyı örttü. Telefonu çıkartıp Handeyi aradı. "Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor." Kapattı. "Allah’ım nerde bunlar!" Yoldayken arayıp geleceğini haber vermişti. Kapı tekrar yumruklandı. İrkildi. "Lan taşak mı geçiyonuz." Kapının deliğinden baktı, Hande ve kızı oradaydılar. Kapıyı açıp, "Geçin." dedi. Sinirden kızarmış yüzüyle kızını kucağına alıp sarıldı. Bir taraftan da Handeye, "Nerdesiniz be söylemedim mi eve geleceğimi." Duyguyu yere bıraktı. Hande biraz mahcup bir tavırla, "Alt kattaydık, çay içmeye çağırdı Yasemin." Sinan’ın boynuna sarılıp yanağına bir öpücük bıraktı. Siniri dinmişti. "Tamam bakalım bende korktum, polis takıntısı işte." deyip gülüştüler.
Gece, 03:17
Sinan irkilerek uyandı. Ter içinde kalmıştı. Bu gün gördüğü çocuk rüyasında Sinan’ın boynunu tutmuş silkeliyordu. "Beni bul! Beni bul! Yoksa aynı şey sana da olacak. Beni Bul!" Sinan ayılmaya çalışırken Duygu’nun odasından bir çığlık geldi. Hemen koşup Duygu’nun odasına girdi. Gördüğü şey karşısında ayakları boşalmıştı sanki. Düşer gibi oldu hemen toparlandı. Gözleri dolmuştu. Karanlık bir şey Duyguyu tutup havaya kaldırmış ve başını kesmişti. Bir elinde küçük kızının başı diğer elinde bedeni duruyordu. Başını iki elinin arasına alıp çığlık attı. "Allah’ım!" Ellerini sertçe yatağa vurarak ikinci kez uyandı. Anlamsız ve korku dolu gözlerle etrafa bakındı. Hızlı hızlı soluk alıp veriyordu. Hande elini Sinan’ın sırtına koyup okşadı. "şşşş. Geçti. Sadece rüya." Sinan başını Handeye çevirdiği anda Handeye tekme atarak kendini yataktan aşağı düşürdü. "Allah. Allah. Allah’ım yardım et." Haykırdı. Handenin ağzı uzamış timsah ağzı gibi olmuştu. Önden iki diş sarkar gibi sallanıyordu. Yılan gibi dili vardı ve Sinan’a doğru yavaşça geliyordu. Sinan gözlerini kapayıp avazı çıktığı kadar bağırdı. "Alah’ım yardım et!"...
Uyandığında sabah olmuştu, güneş perdenin arasından korku dolu yüzüne vuruyordu. Gerçeklik mi rüya mı diye tereddüt etti. Mutfaktan Hande’nin sesi geldi. "Hayatım uyandın mı... Bütün gece kabus gördün herhalde." Sinan cevap vermeden başını salladı. Bir soğukluk hissetti. Yatağı yokladığında altına kaçırmış olduğunu farketti. "S*kicem böle işi."
Devam edecek...
NOT : (Sevgili okurlar, hikayenin 3. bölümüne geldik vesselam. 4 ve 5.(final bölüm)ü için aklınızda oluşan, kurguya yardımcı olabilecek fikirleri bana mesaj olarak atarsanız çok sevinirim. Sonuçta bu bizim hikayemiz ve farklı bir şey deneyip final hepimizin olsun istiyorum.)
Bahattin BERKDİNÇ
YORUMLAR
Üstadım bu öyle üç'ün beş'in işi değil.. Daha cok bölüm kaldırır gibi geliyo..
Gerçekten sürükleyici.. Dalgınlığa gelmeyecek kadar hem de..
Tööbe bismillah...
Korku filmi ve romanları sevmem derken, bir solukta okuyup devamını bekler oldum.
Kalemine kuvvet üstadım..
seng
sadece finalde bebek ölmesin yaa:)
bu bölüm fazla kanlı olmuş:)
finalde yada bir sonraki bölümde bence daha ruhani olmalı diyorum ben)
kanlı manlı sonuna kadar merakla okudum ama..