- 1837 Okunma
- 8 Yorum
- 5 Beğeni
Evlilik Korkusu & Ehlilik Duygusu
İki alem bir rüyada yaşar anı uyanıkken
"Evli"evsiz bir tek kıble iki can bir beden iken...
Korku tanım olarak izafi bir kavram olup
sonu bilinmeyen veya sonunun zarar getireceğine inanılan
her türlü fiilden uzak durmak veya an itibariyle
yaşanılan şeyden zarar göreceğini idrak etmekle
aklın bedeni uyarma mekanizmasıdır
evlilikle ilgili korkuların yegâne sebebi
birlikteliğin bireye yüklediği sorumluluklardır
etken olansa bireyin gelecekle ilgili endişe ve olumsuz düşünceleridir...
ama bu pasiflik ve güçsüzlüğü tanımlamaktan ziyade
bunu farklı bahanelerle ifade etme yoluna gitmiştir
evliliğin sevgiyi öldürdüğü gibi
evlilik iki insani bir çatı altında buluşturmak değil
iki dünyayı bir evin içine sığdırmaktır
farklılıkları kapı önüne bırakıp
ortak olan her türlü şeyi bir evin içine toplamaktır
Ne güneş lazım ışığa
Ne ekmek lazım açlığa
Doymak yetmezmiş aşığa
Bir gönüle girmez iken...
Bir erkek için korku sorumluğunu yüklenememek
gelecek ile kaygıdan ibarettir
iki cins içinse ortak olan korku hem kendine
hem karşı cinse olan güvensizliktir
evliliğin alt yapısını dini ve milli hassasiyetler oluşturmakta
bu kavramlardan uzak insanların
evliliğin kutsallığını idrakinde zorlamaları
veya kabullenmemeleri
olumsuz düşüncelere sebebiyet vermektedir
evlilik korkusunun tanımlaması
benim lügatımda aslına bakarsan çok farklı
izahım idrak etmekten çok iman etmekle ilgili
İnsan her ne tercih yaparsa yapsın bu evlilik konusunda
zamanın ve kaderin ona getirdiğinden başkasını seçmekte
ve karar vermekte aciz kalır
Allahın "C.C" ayetinde buyurduğu gibidir hakikat
başıboş bırakıldığınızı zannedersiniz
kısacası zamanın eline verilen senaryoda
insan layık olduğu rolün tercihini kendi yapar ama
bunu kuluna bahşeden
Allahtan gayrisi değildir
Şahididir hem Yaradan
Alır iznini rızadan
Yarınından hiç korkmadan
Bir yastıkta ölmek iken...
Yeryüzünün en küçük zerresi dahi
ona verilen sorumluluğun idrakiyle hayat bulur ve bir mecburiyettir
insan ise sadece bir imtihandan dolayı tercih yetkisiyle donanmıştır
işte buna cuz’i irade denir ki sınırları yine
ALLAH tarafından konulan kuralların dışına çıkamaz
bunu kabullenmek iman sahibi olmak demektir
zorlamak ve buna karşı iradeyi sınırsızlığa zorlamak ise
insan denen varlığı vahşi ve idraksiz bir mahlûka çevirir
her insan fıtratta yani yaradılışta
Adem olarak dünyaya gelir doğar
ama ölüm denilen perde kalktığında insan
ADEM olarak ölmeyi veya
ADEMLİKten yoksun ölmeyi ken.di tercih eder
Bırak korkuyu sil gitsin defterinden
Yazılmış bir kaderin var bilki ezelinden
Ne zaman hükmeder ona nede sen durdurursun
Bir senaryo herşey bil "ol der ALLAH" sen olursun...
Ayfer Aksoy
YORUMLAR
İyi düşünüldüğünde evlilik mantıklı bir şey değildir. Tek bir amaca hizmet eder: Üreme.
Eğer bir insan evladıyla evlenmişseniz evlilik sevgiyi öldürmez, aşkı da. Aşk zaten kendinden ölümlü bir duygu. Doğar yaşar ve ölür. Yerini sevgiye bırakır. Öyle olması insan sağlığı açısından da gereklidir. Elli yıl o aşkı ilk haliyle yaşadığınızı bir düşünün, kabus gibi. Sürekli görmek istemeler falan. İnsan kalbine göre değil. Neyse ki evrenin insan eli değmemiş bir düzeni var. Ama başta da dediğim gibi biriyle aynı çatı altında koskoca bir ömür yaşamaya kalkmak hiç mantıklı değil. Aşk nasıl gözümüzü kör ediyorsa demek ki...
Evlilik, karşılıklı sevgi ve saygı kurallarına dayalı bir sahiplenme duygusudur.
Ait olma, ben yerine. BİZ olma olgusudur...Bunun adına da toplumda AİLE deniliyor
Sevmek tüm bunları göze almak demektir. Bu duygu ve düşünceden yoksun olanlar bunun adına flört etme, ilişki diyorlar...
Dileğim sevmelerin BİZ olma adına yapılmasıdır..Yazı güzeldi...Kutlarım
Bu korkular evlenmeden önceye aittir...
Evlilik bir ortaklıktır, taraflar hissesini korumak ve arttırmak çabası içindedir, gerileyen biter... :))
Şaka bir yana, ahenge doymuş bir yazı idi...
Çok saygımla.
intibah
Modern zamanlarda evliliğin tanımı tam olarak budur. Kutlarım.
zor bir konu manevi değerlerle kısa ve öz olarak ele alınıp anlatılmış.
iki farklı dünya bir araya gelerek asgari müştereklerde buluşur ve bir yuva kurarlar.
evliğin meydana gelmesi doğanın kanunudur. nesiller devam edecektir.
bu evlilik farklı din ve farklı kültürlerde farklı değerler esas alınarak kurulur ve devam ettirilir.
evlilikte esas, kişilerin sevgi saygı ve biribirine arkadaş olabilmeleridir. Medeni toplumlar da bu esaslar üzerine yürür evlilik, özünde bireylerin mutlu ve huzurlu bir yaşamı esastır. geri kalmış veya muhafazakar toplumlarda evliliğin devamı bir takım gelenekler ve baskı nedeniyle devam eder lakin bireylerin mutlu olup olmaması önemli değildir.
Allah insanları kutsal kitabında bireylerin evlenmeleri konusunda telkinlerde bulunmuş, nesebin bozulmaması için uyarmıştır. Buna rağmen insanların mutluluk ve huzur ortamının kaybolma korkusu kimi insanları bu birliktelikten uzak tutmuştur.
Evlilikte huzur varsa evlilik:dünyanın en güzel meyvesidir.
Evlilikte huzur yoksa evlilik:dünyanın en derin mahzenidir.
selam ve saygılarımla